Batmaya Yüz Tutmuş Güneşimizin Üzerine

{Kasım ’05 MisAfiR KaLeM yazısıdır}

Batmaya yüz tutmuş güneşimizin üzerine…

Öyle insanlarız ki, hep iyiyi, doğruyu, güzeli bulmaya çalışırız. Ancak elimizdekiyle yetinmeyi bilmeden ve bununla kalmayıp elimizdekinin de kıymetini bilmeden yaşarız çoğumuz. İlkinde bahsettiğim durum için asla kimseyi suçlamam. Çünkü en iyi, en doğruyu bulmaya çalışmak bir erdemliliktir.Benim asıl sözüm ikinciyi yapanlara…

Zamanımızın çoğunu boş işlerle uğraşmaya ayırmak da bizim ayrı bir yeteneğimizdir. Düşünüşün eteğinde oluşan kıvılcımları büyütüp alevlendirmek yerine daha sıradan ve basit şeylerle uğaşmak hem bizi yormaz hem de zihnimizi. Zirveye çıkmak istemek herkesin amacıdır ama zirveye çıkmaya çalışmak bazılarımızın, zirveye çıkmayı başarmak ise birkaçımızın yapabildiği şeydir. İşte bu zamanımızı boşa harcadığımız anlarda farkında olmadan elimizdekilerin kıymetini bilemeyiz ve kaybetmeye mahkum oluruz.

Batmaya yüz tutmuş güneşimiz bile olsa onu aydınlığa ve zirveye ulaştırmak bizim elimizde olduğu gibi, uğraşıp başaramasak bile zirveyi tutturmayı, en azından onun batmamasını sağlayabiliriz. Ya da amaçladıklarımızın dahilinde, yeni, yepyeni, ikinci bir güneşin bile doğmasına sebep olabiliriz.

Gözlerimizin ışığını, buram buram tüten özlemimizi, şahlanıp ayağa kalkan duygularımızı ve kulaklarımızda kendi oluşturduğumuz melodiyi sevdiklerimize ulaştırabilmek ancak ve ancak bizim sayemizde olur. Tabi bunun da olabilmesi için doğru anda ve doğru zamanda uygun bir şekilde davranışlarla başarabiliriz. Umudumuz her zaman olmalıdır. İşte batmaya yüz tutan bu güneşimizi batırmamak yani umudumuzu yitirmemek bizim elimizde. Verilen kararlar sonrası oluşan akıbetler asla bizi yıldırmamalı. Her daim amaçladıklarımıza ulaşmak için çaba sarfetmeliyiz.

Unutmayalım ki, güneşimizi batırmamak bizim elimizde. Hadi battı diyelim tüm uğraşlara rağmen. O zaman yapacağımız şey, yeni doğan güneşi iyi değerlendirip hiç solmamasını, batmamasını sağlamak olmalı. Emin olun ikinci hatta üçüncü bir güneş herkes için vardır. Yeter ki, verilen şansları doğru yerde ve doğru zamanda, en iyiye ve en doğruya ulaşmaya çalışarak değerendirmeli ve zirveye en mantıklı yoldan ulaşalım.

“Karanlıklarını da aydınlıkları kadar iyi değerlendirenlere”

Kasım 2005 MisAfiR KaLeMi Arif Yasin AYAN, 1985 Denizli doğumlu. Hacettepe Ün. Maden Mühendisliği Bölümü’nde okuyor.


e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bu yazıya katkı sunun