“Sen Benim Yağmurumsun” dedim, yıllarca. Ve bugün kapının önünde durdu yağmurun / dindi yağmurum.
Kafam allak bullak, dünyam darmadağın. Günlerdir bir düşüp bir kalkarken sayende, bugün yuvarlanıp gittim bir boşluğa. Ses kesildi, ışık gitti, görüntü yok oldu. Ve bir başıma kalakaldım.
Oysa sen böyle söylememiştin. Elimden tutup, sen sürüklemiştin beni buralara. Yaşıma bakmadan / başına aldırmadan öylece ortada bırakıp dönüp gittin: “Ne halin varsa gör” dercesine…
Ve bir bıçak gibi saplandı son sözün yüreğime: Çekiyorum hepsini geri!
Zannettin ki senin sunduklarındaydı gözüm. Oysa anlayamadın onca yağmurda umurumda olan sahip oldukların değil, sevgindi. Başımı önüme eğip, zavallı olmamı bekledin. Tam tersi oldu, ben senden sonra daha da güçlü oldum!
“Büyük bir sınav verdin” dedin ya haftanın bilmem kaçıncı gecesinde. Ben o günden beri anladım ki asıl sen ağır bir sınavdan geçmiştin ve de “kalmıştın bu sınavda!”
Etrafında timsah gözyaşları dökenleri görmeye alışkın olunca insan, kabullenemiyordu bir insanın sevebileceğini karşılıksız. Menfaat dünyasının acımasız kuralları, maskesiz bir yüze tahammül edemiyordu. Ve hayat öylesine bir “ŞAKA”dan ibaretti ki, bir tokat gibi vuruyordu yüzüne:
MEĞER YAĞMUR, HERKES İÇİN YAĞIYORMUŞ!
Kimse yenildiğimi sanmasın. Bilakis, içimde büyüttüklerimin aslında ne kadar da küçük insanlar olduğunu gördüm. Burada yazdığım bütün müjdelerimi geri alıyorum. Ben kendi tercihlerimi oynuyor, bundan böyle hayatıma kendim yön veriyorum.
—
facebook sayfası: http://tr-tr.facebook.com/evrensoyucokphotoblogger
facebook’evreni: http://www.facebook.com/evrengunlugu
twitter’evreni: https://twitter.com/#!/evrengunlugu
e-vren’i reader’dan anlık takip et: http:
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Elimde bir kâğıt içimde bir kalem,
Bana hissettirdiklerini kurguluyorum.
Doğursa doğursa küçük kararlar doğurur, aşk doğuracak değil ya,
Kalbi kırık bir soytarı ne yaptıysa, bende onu yapacaktım Tanrım,
Onu cennetimden kovarım’ diyormuşsun; sorana
Çekerim rahmetimi üstünden…
Sanıyor musun ki hep böyle kalırdım ben
İnanıyorum, inanmasam; yüreğimi taşladığında kaçar giderdim senden,
Son kullanma tarihleri geçti biliyorum,
O zaman bari sende kalmasın,
Kabul etmediğin dualarımı bana kargola
Hepsini geri çekiyorum.
”Bilakis, içimde büyüttüklerimin aslında ne kadar da küçük insanlar olduğunu gördüm.” Hep öyle değil mi aslında, kimse göründüğü kadar büyük değil; insan sonuçta. Ve bir taşın mücevher değeri görmesini de sadece taş olarak kalmasını da biz sağlıyoruz.
”Yaşıma bakmadan / başına aldırmadan…”