Ne bir söz, ne bir sözcük… Son haftalardır hele ki bugün yaşananları anlatmaya yetmez. Herkes bir arada. Anneannem acılar içinde. Annem gözyaşları içinde. Bu hayat öyle tuhaf ki… Annem bir tarafta yavruları için seksen yıl boyunca ızdırap çekmiş ana’sının ağır hastalığı yüzünden yanıp tutuşuyor; diğer taraftan da kendi yavrularının sınavlarını, karınlarını doyurup doyurmadıklarıyla meşgul oluyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Babamın başında üç gün üç gece göz yaşı döken annem, kendisini doğurup büyüten annesinin başucunda dualar ediyor bugün.
Yarın finaller başlıyor. Annem zorla eve gönderdi beni. Sıkı sıkı tembih etti, hiçbir şeyi düşünmemem, derslerime çalışmam için. Oysa şu an, bu dünya ile ilgili her şey bana öylesine boş ve anlamsız geliyor ki.
Okuduklarım girmiyor aklıma. Bugün karşılaştığım manzara, anneannemin acılar içindeki hali unutulacak gibi değil. Gözümü açtığımdan beri birlikte yaşadığım koca bir çınar, o yemyeşil gözler söndü sönecek…
Bu yazıyı her kim okursa okusun, vakit varken “bir fırsatını bulup değil”, derhal bir fırsat yaratıp, gitsin sarılsın anasına, babasına, kardeşine, hayatında sevdiği kim varsa…
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.