Güzel geçen günün akşamında “ikinci dönem ücretli öğretmenliği bıraksanız daha iyi olur. Bu tempoyla KPSS’ye hazırlanamazsınız“ denilince duraksadım birden. Günde en az 3 saat KPSS için çalışmam, bunun haricinde herhangi bir şeye odaklanmam gerektiği dile getirildi. Bir anlamda yeni bir ÖSS dalgası. “Önceliğimin KPSS olmasının bilincindeyim aslında“ dedim. Yarı yolda bırakmaya kıyamayacağım öğrencileri düşündüm. Onlara çok daha faydalı olabilmenin yolu aslında atanmaktan, kadrolu öğretmen olmaktan geçiyordu. Öyle ama yerime kadrolu bir öğretmen verilmedikçe ya da ben oradan kovulmadıkça ikinci dönem “ben öğretmenliği bırakıyorum” diyemem; en başta öğrencilerimi yüz üstü bırakamam.
Bugün öğle arası 9. sınıflarla beraberdim. Abur cubur da olsa yemeğini beraber yedik. Onların sohbetlerine kulak kesildim; birbirlerine sataşmalarına güldüm; gülmekten anlatamadıkları anılarını dinledim. Yolun çok başındaydılar; çoğu benim tabirimle “tam da ısırılacak kıvamdaydı” :) Kim ne derse desin 18 yaşına kadar herkes henüz çocuktu ve 9. sınıftaki öğrencilerim benim gözümde birer kuzucuktu. Hayatımı garanti altına almanın savaşı içerisinde, onların kendi savaşındaki rehberlik rolümü hakkıyla yerine getirmek de istiyordum. Öğlen onlarla beraber yer içerken de akşam KPSS kursunda söylenilenleri dinlerken de ‘yüz üstü bırakma‘nın benim kişiliğimle ters düşecek bir davranış olacağını düşündüm.
Yarın öğretmenlikte 1. ayı dolduruyorum ve dört haftalık yaşantıda gençler sayesinde çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Hala birbirimizin yeni yönlerini keşfederken, sevgili Kayhan’ın yorumundaki sorusuna da buradan yanıt vermek istiyorum. Birkaç meraklı öğrencim Google’ın sayesinde e-vren günlüğü’nü keşfetti. Küçük okulun az sayıdaki öğrencisi arasında hiç şüphesiz bu yeni dünyanın adresi hızla yayılacaktır. Onları zaten yeteri kadar şaşırtıyorken, sanal alemdeki hocalarını görünce neler hissederler kestiremiyorum. Burayı bilsinler ister miydim? Onların öğretmeni olmayı bıraktıktan sonra e-vren günlüğü’nü keşfetmelerini tercih ederdim. Çünkü hakikatin ve sanal gerçekliğin karmaşasını gayet iyi tecrübe ediyorum.
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
evren abi keşke benim edebiyat hocam olsaydın kıskandım şimdi öğrencilerini bizim hocala 60 lık yetmişlik anlamıyorlar genç öğrenci halinden hele dil ve anlatım hocamız felaket uçuk muzo hoca öğrenciler kıymetini bilsinler
Onları yarı yolda bırakmayacağına eminim. Başarı hep seninle olacak.
Sınıfın dört duvarları arasından çıkıp da öğrencilerinle birbirinizi daha yakından tanımanız çok güzel. Öyle sanıyorum ki pek çok öğrencinin hayalindeki “ideal öğretmen” profiline uyuyorsun :) Öğrencilerinle yaşadıklarını yakından takip ediyorum ve paylaşımlarınızın çok güzel olduğunu görüyorum. Böyle devam edeceğine hatta ve hatta çok daha güzel çalışmalar yapacağına da inanıyorum. Ne de olsa “yüz üstü bırakmak” sana göre değil(miş) :) Umarım malum sınavı verip “kadrolu öğretmen” olduğun günleri de görürüz Evren :)