Benimle ilgili bilmediğiniz bir gerçek var. Her geçen gün ölüme daha çok yaklaşıyorum.
Birgün ‘Bu satırları okuduğunuzda ben çok uzaklarda olacağım’ cümlesiyle başlayan bir yazı bırakır mıyım ardımda bilmiyorum ama yaşadıklarıma dair tahammülüm azalıyor.
Bir sabır sınavı içerisindeyim. Hiç olmadığım kadar keyifsiz, mutsuzum. Yüreğimde bir yara var; uykularımı etkileyen, adımlarımı yavaşlatan bir yara.
Gerçekten bırakmak istiyorum ipin ucunu. Gerçekten gitmek istiyorum. Ancak ne geri gitmek ne de geldiğim yere dönmek istiyorum. Çocukluğumda altına saklandığım o yorgan şimdi neredeyse, oraya gidesim var. Saklanmak ve hiçbir şeyi duymamak istiyorum.
İçimde yıkılan evrenleri farklı zamanlarda defalarca anlatmaya çalıştım; ruhumdaki depremlerle ilgili kurabileceğim bütün cümleleri kurdum. Anlaşılmadı haykırışım; anlatamadım kendimi; içimdeki derin sızıyı hafifletemedim.
Çok üzülüyorum, çok korkuyorum; bildiğiniz gibi değil hakîkaten ölüyorum.
Bu yazıyı bir de yazarının sesinden dinleyin:
Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Biz bu kentlere sığdıkta,bu kentler bize sığmadı,diyordu şair. Koca evreni anlayan sen kendi evreninde boğulmuşsun,seni böyle görmek ne ūzūcū. :/
Ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez…