Hayatının Dümeni Kimin Elinde?

ali saydam es ve musteri nasil kaybedilir

Daha önce yazdım mı bilmiyorum ama arkadaş sohbetlerinde mutlaka dile getirmişimdir. Bugüne kadar hiçbir filmi ikinci defa seyretmedim; hiçbir kitabı da ikinci defa okumadım. Kütüphanemden ayırmadığım, başucu kitabı olarak nitelendirdiğim kitaplarım elbette var ancak onları baştan sona tekrar okumaya ne fırsatım oldu ne de okunmayı bekleyen diğer kitaplardan onlara sıra geldi.

Ancak tıpkı Steve Jobs’un her yıl bir kere okuduğu Paramahansa Yogananda’nın “Bir Yoginin Otobiyografisi” kitabı gibi Ali Saydam’ın bütün kitaplarını (yayımlanmış 4 kitabı bulunuyor) yılda bir kere okumaya karar verdim. Özellikle de yine sayfalarca alınacak notla dolu üçüncü kitabı “Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?”i okuduktan sonra bu kararı aldım.

Saydam’ın “Kurallar, istisnalarıyla ayakta durur” sözüne sırtınızı yaslayıp ‘yaşamı içselleştirme yolculuğunuzu tasarlamak’ üzere okunması gerektiğini söylediği “Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?” kitabından hayatıma yön (aynı zamanda da çeki düzen) verecek 14 madde çıkardım:

#Mizah, şaka ya da espri… Ancak iki taraf da gülümseyebiliyorsa bunların varlığından bahsedilebilir. Taraflardan biri geriliyorsa asıl algılanan mizah değil tam aksine küçümsenme, tahrik olma türünden duygular oluyor.

#İnsan daha çok pratikteki hatalardan öğreniyor, başarılardan değil. Hatalar zenginlik katıyor insana.

#Eğitimin ayrılmaz parçası, ezeli ve ebedi tamamlayıcısı ‘irfan’ı geliştiren tek unsur ‘acı’dır işte; yenilgilerin, hataların, başarısızlıkların getirdiği acı. Tecrübe ise ancak bu ‘acılı’ süreç ‘okunduğu’ ve gereken ‘bedel ödendiği’ zaman oluşur.

#İlişkilerin yönetilemez hale gelmesini engellemenin yolu, profesyonelce davranmaktan geçer. Bunun için de içinizden geldiği gibi davranmaktan vazgeçip seçilmiş davranış biçimleri sergilemek ve davranışları ‘kurgulamak’ gerekiyor.

#Yöneten tarafın “alan değil veren taraf” olduğunu akıldan çıkarmamalı

#Aslolan âşık olmak değil, anlama ve takdir etme mesafesinde durmayı bilmektir.

Oysa insanoğlunun diğer canlılara göre belki de en büyük zaafıdır, âşık olunca şuurunu kaybedip bütün kurallarını, doğrularını, alışkanlıklarını, değerlerini hiçe sayıp teslimiyetçi bir ruha bürünmesi

#İnsan zaaflarıyla barışık olmalı; ne zaafı varsa onu baştan açık yüreklilikle ortaya koymalı; o zaaflarını gidermeyi ve varsa sosyal şımarıklıktan kaynaklanan alışkanlıklarını yavaş yavaş üzerinden atmanın yollarını aramalı; tüm çabasına rağmen olmuyorsa da ısrar etmemeli.

#Davranışını değiştirebileceğimiz tek kişinin sadece “kendimiz” olduğunu asla unutmamalıyız.

#‘Bakan’ ile ‘gören’ ve hatta ‘gören’ ile ‘gördüğünü okuyan’ asla bir değildir.

#Eğer kendinizi ifade etmezseniz doğa boşluğu hiç sevmez mutlaka doldurur; o zaman başkaları sizin adınıza konuşmaya başlar.

Beni, benden daha iyi anlatacak kimse yoktur. O halde hayatımın ‘biyografi’ mi yoksa ‘otobiyografi’ mi olarak kitaplaştırılacağı da yine benim, kendimle ilgili söz hakkımı nasıl kullanacağıma bağlı. Bulunduğum ortamda, sosyal medyada alanı boş bırakır veya direksiyonu bir başkasına devredersem aracın beni götüreceği yere de razı olmak durumundayım.

#Karşı tarafta hiçbir belirsizliğe olanak tanımadan yaratılması gereken tek bir algı vardır: “Senin için doğru adres benim!”

#Çelişkileri çatışma haline getirmeden halletmeyi öğrenmeliyiz.

#Çoğunluğun arzularına uyarak farklı ve yeni şeyler ortaya koymak kesinlikle mümkün değildir.

Belki ben de bu inançla şurada “On7Milyonun ne dediğini dinleseydim İstanbul’da e-vren dünyasını 3 yıldır ayakta tutabilir miydim?” diye sormuşumdur.

#‘Yönetmek’ ancak ‘yönetmemek’ ile mümkündür. Yönetmeyi öğrenmek için önce yönetmemeyi öğrenmeyi bilmek gerekir. Bunun içinde tek yol vardır: Kendini reddetmek… Kendini üçüncü noktada yeniden üretmek ve tam anlamıyla kabullenmek adına reddetmek…

Zihni parlatan cümlelerinden dolayı kendisine hayranlık duyduğum Ali Saydam’ın son kitabı İktidar Yalnızlıktır, kitaplığımda okunmak için sırasını bekliyor. Sonrasında da Marketing Türkiye’de yayımlanmış bütün yazıları…

Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E


e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bu yazıya katkı sunun