e-vren günlüğü şeklinde yazıp okuduğumuz bu bloğun ilk notları Temmuz 2005’te yahoo.360’da tutulmaya başladı. Ardından içerikler sırasıyla blogcu.com ve gaxxi.com’a taşındı; bir dönem evrensoyucok.com alan adı altında devam edildi ve 2006 yılında evrengunlugu.net alan adına kavuştu. e-vren günlüğü, halen güncellenen Türkiye’nin ilk kişisel blogları arasında yer alıyor.
Bu e-günlüğün asıl amacı özel yaşamımdaki olayları dijital ortama not düşmek; yazı, fotoğraf ve videoblog çalışmalarını geleceğe yönelik paylaşmak ve böylece dijital bir miras bırakabilmektir. Bu blogda özel yaşamımı tamamen değil benim deyimimle {de}şifreli bir paylaşımı söz konusudur.
“Bir e-lektronik yaşam projesi” sloganıyla inşa edilmeye başlanan evrengunlugu.net’teki yazılarda, Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzunun son baskısını baz almaktayım.
2005’ten bu yana her ay bir kişi MisAfiR KaLeM olarak evrengunlugu.net’te bir kereye mahsus olmak şartıyla yazı yazdı. Ekim 2009’dan itibaren MisAfiR KaLeM olmak için Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne destek amacıyla 3430’a kısa mesajla bağış yapma şartı getirildi. MisAfiR KaLeM geleneği bu projeyle sona erdi.
evrengunlugu.net sosyal sorumluluk anlayışıyla 2010-2011 döneminde Acil İhtiyaç Projesi (AİP) Vakfı‘na, Temmuz 2009 – 2010 döneminde Türkiye Omurilik Felçlileri (TOFD) Derneği’ne resmi blog desteği sağladı. {Detaylar}
En iyi yaptığım şey, “yazı yazmak“. Kendimi en iyi ancak bu şekilde ifade edebiliyorum. Kendi tasarrufumda olan, benim koyduğum kuralların geçerli olduğu, sadece bana ait bir dünyaya sahip olmanın tadını çıkarıyorum e-vren günlüğü’nde. Duygu insanıyım ve inişlerimi çıkışlarımı, hüzünlerimi, sevinçlerimi buradan paylaşmayı tercih ediyorum. Çünkü ben “konuşunca yoruluyor, yazdıkça yaşayabiliyorum!“
İnsanları çok seviyorum. Aşk’sız yaşayamıyor, hele dostsuz nefes bile alamıyorum. e-vren günlüğü’nü de bu duygularla inşa edebiliyorum zaten. Hayatımda yer alan herkesin ya adı ya silüeti ya bir hatırası ya da küçük bir kelimesi burada mutlaka yer alıyor. Yaşamıma etki eden herkesi ve her olayı e-vren günlüğü’nde cümlelere döküyor; yüreğimle, sözlerimle, harflerimle, dostlarımla, onların sevgileriyle, sevdalarıyla yepyeni bir dünya kuruyorum.
12 yıldır, yarım bir yürekle yol alıyorum hayat denen sonu belirsiz bu yolculukta. Düşe kalka ilerlerken yanımda olan, olmaya çalışan “en yakınlarım“a teşekkür ediyorum. Çünkü, kimse bu dünyada “kendi kendisine adam olamıyor“.
“Hayat benim hayatım” saçmalıklarına aldırmadan tutunmaya çalıştım başka yüreklere hep, herkes gibi. Çok iyi biliyorum, herkes kendi hayatını yaşıyor olsa da, bu yeryüzünde bir başımıza yaşamıyoruz. Benim hüznüm bir başka yüreği de üzebiliyor mutlaka, başka birinin mutluluğu da beni sevince boğabiliyor. Attığım her adım ya benden önceki bir başka adımın tekrarı oluyor ya da yeni bir yol açıyorum adımlarımla ardımdan gelen başka bir adıma…
Sevgili ziyaretçi. Benim hayatımda yer alan biri isen, bil ki adın gizlidir yazılarımda, ya eski arşivlerde ya yeni günlüklerde. Ya da beni tanıyabilmek için buradaysan en doğru yerdesin. Çünkü e-vren günlüğü, “e-vren’in e-lektronik yaşam projesidir”.
İyi seyirler