Saat 08:00 Yıllar önce mezun olduğum Aydın Lisesi‘nin bahçesindeyim. Yine takım elbiselerim var üzerimde ama o öğrencilikte giydiklerimden farklı model ve renkteler. Kalbim duracak gibi, bir zamanlar benim de arşınladığım bahçede dolaşan öğrencileri gözlemliyorum. Diğer stajyer arkadaşlarımı beklerken heyecanla, kimisini tanıdığım kimisini ilk kez gördüğüm hocalar gelip geçiyor. Elimi kolumu nereye koyacağımı şaşırmış durumdayım.
Stajımı, lisede edebiyat derslerime giren Füsun Hocamın yanında yapacağım. Bugün ilk defa derse girdim onunla. Füsun Hoca, yıllar geçmesine rağmen sanki hiç değişmemiş. Dersi dinlerken lise yıllarıma dönüp, değişik duygular yaşadım. Yıllar önce Füsun hocanın dersini dinleyen bir lise öğrencisiydim, bugün öğretmen adayı olarak onun dersinde gözlemci. Eski hocalarımı görme, onlarla sohbet etme şansım da oldu. Benim zamanımdaki bazı hocalar da ya emekli olmuş veya okul değiştirmişler.
Lise 1’in ilk günüydü, çok iyi hatırlıyorum. Korka korka gelmiştim Aydın Lisesinin bahçesine. Tek başınaydım. Tören sırasına girmiştik. Başımı kaldırıp hala bugünkü gibi gözümün önüne getirebildiğim bulut yığınlarına bakıp, “bu okul biter mi acaba?” demiştim. 3 yıl bana öyle uzun ve zahmetli gelmişti ki… Şimdi yine o bahçede dolaştım. Bir zamanlar benim oturduğum sıralarda duran öğrencilere baktım. Bizden hiçbir şey kalmamış, zaman iştahla öğütmüş her mezun öğrencinin anılarını, yerlerine gelen yenileriyle…
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.