Yeşillerin içindeydin, yemyeşil idin… Sen bilmezsin, ben seni yeşilinle sevdim.
Parmak hesabıyla sayamıyorum artık, seni ne zamandır tanıdığımı. Başkalarına soruyorum, bilmiyor kimse seni. Ben bile bazen şaşırıyorum kendime. Öyle yakın, bir o kadar da öyle uzaktasın ki bana. Aklımı başımdan alan yeşillere her bürünüşünde ve her gülümseyişinde yüzüme… “Aşk bu, aradığım bu ama ne kadar da imkansız” diyorum iç çekerek…
Aynı zeytine çatal uzattık, aynı tabaktan yemek yedik. Kapılarını açtın bana kaç defa ama yüreğinin kapısı öylesine sağlam ki… Kilidini çözmeye, açmaya yok cesaretim. Bazen en güzeli diyorum: Yeşillerin içinde seyretmek seni. Böylesi güzel oluyor, çünkü ikimiz de susarak konuşuyoruz.
Gözümü kapattığımda, canlandırabiliyorum seni. O kadar seyrine dalmışım demek ki. O kadar seninleymişim meğer… Bugün var’ız, yarın yok’uz. Garip bir akşamüzeri vakti, hiç bilmediğim bir diyarda bomboş bir tren istasyonunda kalmışım gibi duygularım; yarın olmayacağını düşündüğümde…
—
facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.