Türk Silahlı Kuvvetleri “Türk Milleti’nin kitlesel karşı koyma refleksini göstermesini“ istiyor resmi web sitesinden. Hüss sayesinde bizim evin balkonlarından 365 gün boyunca Türk Bayrağı eksik olmuyor. 1 değil, 2-3 tane üstelik. Evimizin çaprazındaki Subay Lojmanlarının bütün balkonlarında da haftalardır Türk Bayrakları asılı. Pencereye, cama bayrak asmak işin en kolayı belki de. TSK’nın arzu ettiği kitlesel tepkileri biz hala daha televizyon karşısında veriyoruz. Vermiyor muyuz? Diziler seyredilme rekoru kırmaya, yetenek yarışmalarına sms oyları yağmaya devam etmiyor mu? Diğer bir yanda da Şehit cenazelerinde binlerce insan toplanıyor, teröre karşı kinini kusuyor. Günlerdir, haftalardır bütün olanları hayretler içerisinde seyrediyorum. Bir tarafta kendinden geçercesine seçim hazırlıkları, bir tarafta oğlunu, kocasını, babasını bu vatana şehit verenlerin feryatları, bir tarafta OKS, ÖSS, KPSS diye başını kuma gömmek zorunda kalıp gündem dışlında kalan Türk gençliği, diğer bir tarafta da televizyon karşısında hipnotize olmuş geniş bir kitle. Bunca karmaşanın arasında lisansı bitirmenin bir işe yaramadığını gören biri olarak KPSS yolu gözlüyor, Aralık’ta asker olmaya hazırlanıyorum. Şu dünyanın haline bak. Bazen her şey ne kadar da boş geliyor.
Bugün yüksek lisansın üçüncü dönemi başladı. Bir’ken üç, dört’ken sekiz kişi olduk. Yine zorlu, dolu dolu bir program bizi bekliyor, bunu öğrendik. Amaç: Bizi donanımlı bir Edebiyat öğretmeni yapmak. Niyetler son derece güzel. Ama “bu yıl yine 30-35 edebiyat öğretmeni alınacaksa KPSS’ye çalışmayı bırakacağım” diyen arkadaşımızı da, bir dersin finalindeyken “koca bir işsizler ordusuyla karşı karşıyayım“ açıklamasında bulunan hocayı duymazlıktan gelmek pek mümkün değil. Öğretmenlikte gözüm olmadı hiçbir zaman ama insan artık aldığı eğitimin bir karşılığını, saygınlığını görmek istiyor.
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.