Tamam biliyorum, çok yerde yazıp söylemişimdir: Gözüm Ali Kırca‘nın koltuğunda, diye. Aşağıdaki videonun bu hayalimle yakından uzaktan bir alakası yoktur, öncelikle bunun altını çizmek istiyorum :) Çankırı‘daki Dünyanın Tadı: TUZ projesinin son günü katılımcı arkadaşlara seyrettirmek için komik bir şeyler yapalım dedik. Berkay’la ilgili videoların yanına bir reklam bir de ana haber bülteni eklemeye karar verdik. Tuz Projesi’ni dozunu kaçırmadan dalgaya almaya çalıştık ve çekimler sırasında gülmekten ikiye yarıldık ki sabaha zor toparlanıyorduk :) Şimdi aşağıdaki ilk video Erdinç tarafından, Merve’nin megapikseli düşük (!) fotoğraf makinesiyle çekiliyor. {Bütün görüntüler tek bir videoblogta birleştirildi. Bkz. aşağıda} Kendisi ve Duygu da kameranın arkasında kıs kıs gülüyorlar. Nihayet 5. denemede olayı bitiriyoruz :)
Muhaberimiz Merve Öztaş’a meydanda bağlandığımız görüntü elimdeki cd’lerde çıkmayınca aradaki bağlantıyı bir fotoğraf karesiyle sağlamaya çalışıyorum :) Ana Haber Bültenimizin 2. Bölümü ertesi gün çekildi. Arkadaki Tuz Tv ambleminin olmayışından ve kıyafetimin farkılılığından anlaşılıyordur :) Çekimlerde gülmekten öyle çok vakit kaybı yaşıyorduk ki artık yanlış da konuşsak, gülsek de kesmeyip devam etmeye karar verdik. Asmalı Konak muhabbetine de değinmek istiyorum. Çankırı’da akşam yemeği için Asmalı Konak isminde muhteşem bir yere gittik. İşletme sahibine önceden haber verilmesine rağmen gece yarısı gözlemelerimize kavuşabildik ve o satten sonra yemek yesek de yemesek de farketmiyordu. Çünkü sinirler iyice gerilmişti :) İşte, resmen proje şebeğine döndüğümüz son görüntüler:
Bu nedir ya, öldüm gülmekten :D
Ali Kırca benim gözümde o kaset skandallarından sonra saygınlığını yitirdi.Öyle olmamalıydı :D Ki ben onun duygu yüklü yazılarını ne çok severdim.O benim gözümde Can Yücel tarzına yakın bir yazar, ve süppper karızmatik bir enkırmen (idi!).Şimdi kaçak göçek, kırgın izliyorum onu. :D
Ahmet Hakan da fena değil idi, ses rengi güzel, Türkçesi düzgün saç sakal biribirinde ama napalım adama traş ol gel diyemeyiz ya, onun da tarzı bu:D
Gelelim Mehmed Ali Birand’a , Türkçe’si herneyse de o ‘ee eee eeee’leri ve cin çarpmışcasına bir anlık hızlı omuz hareketi , o ilginç renkli kol saatlerini göstermek için kolunu kaldırıp bileğini gözümüze gözümüze sokması beni rahatsız ediyor:D
Bana kalırsa onlardan eksiğiniz yok tabi bir kaset skandalınız falan yoksa oldu bu iş:D