Yılda iki defa faranjit olmaya alıştım artık. Her zaman aynı iğrenç espri: “Öğretmen olamadan, hastalığını oluyorum” :)
Bağışıklık sistemim hepten zayıflamış artık. Ne kadar yavaş iyileşiyorum. {Hoş iyileşiyor muyum o da belli değil ya!} Neyseki sesim yerine geldi :)
Tam iyileşemediğim için İstanbul’a gitmekten vazgeçtim. {Salih’a senin sözünü dinlediğim için değil :) }
Bu cumartesi yeni bir ingilizce kursunda yeniden ingilizce öğrenmeye başlıyorum :) Yıllardır 2 insan olmayı beceremedim. Bu defaki kurs çok iddialı sözlerde bulundu.
Şu kalorifer böceği dedikleri sarı bir böcek var ya. Ben onları öldürmeye kıyamıyorum. Bir de uçmaya başlamış bunlar. Mutasyona mı uğradılar ne. Karıncaları da seviyorum ama uyuz da oluyorum onlara. Neden gidip gidip su yığını olan yerlere giderler. Strese giriyorum boğulacaklar diye. Peçeteyle alıp kurtarıyorum, yok yine suyun içine girip ölmeye çalışıyorlar. Anlamadım gitti :)
Seda Sayan, Padişah Halı reklamlarında “Eeee Sultanlara Yaraşır Halı” diyor. Türkiye’de kaç kadın sultan? Ya da kaçı sultan standartlarında bir hayat yaşıyor. Hadi onu da geçtim. Kaç kadın “Sabahların Sultanı” diye program yapabiliyor ki… Hal böyle olunca reklam sloganından da şu sonuç çıkıyor: “Sadece Seda Sayan’a yaraşır halı!” Siz gidin Merinos kullanın, sıradan ev hanımlarına yaraşır halı :)
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.