İyi bir insan mıyım? Buna “EVET” cevabını verebilmeyi çok isterdim. İyi biri değilim ama “iyi insan” olmaya çalışıyorum. Aslında daha çok “diliyorum.”
Kimilerine göre “kendini beğenmişin” tekiyim. Doğrudur. Bazen insanın içinden hissettikleri, yüzüne farklı yansıyabiliyor. Gönlüyle yüzü birebir örtüşmeyenlerdenim ben; kabul ediyorum. Sinirli olduğumu söyleyenler de var; “sen mi sinirlisin, aksine çok uysalsın” diyenler de… Oysa olur olmaz her şeye içten içe deli gibi sinirlenen, çok az durumda bunu dışa vurabilen biriyim. Sinirlenip ağzımı açtığımda da çok kırıcı olduğumu biliyorum.
Dangalak ve patavatsız biriyim. Hakkımdaki çoğu eleştiriye alınabilirim belki ama bu ikisini kabulleniyorum. Dilimin kemiğinin olmadığı durumlar fazlasıyla oluyor; tecrübe ediyorum.
Bir insandan hoşlanmadığımda bunu mutlaka belli ediyorum. Belki de bu yüzden “havalı şey” oluveriyorum birileri için. Duygusalım, kimi zaman sıkıcı olabilecek kadar abartıyorum bu yönümü. Çok seviyorum, sevdikçe de kırıcı oluyorum. “Ya hep ya hiç” deyip silip atıyorum kimilerini hayatımdan. Dostlarımın benden -daha doğrusu dilimden- neler çektiğinin gayet farkındayım.
Arkamdan konuşanlar… Yorulduğunuza değmiyor. Ben kendimi biliyorum. “Bir insan beni niçin sevmez acaba?” diye düşünmedim değil zaman zaman. Çünkü “asla bile bile kötülük” yapamam kimseye. Ben neden sevemiyorsam ondandır sanırım. Üzerime vazife olmayan durumlarda ağzımı açmam kimseye karşı. Dilim sivridir, kalemim keskin. Çok kere kanattığım olduğu birilerini. Pişmanlıklarımı da yaşarım, özrümü de dilerim. Bu yüzden, arkamdan konuşarak zahmete sokmayın kendinizi: Olabildiğim kadar insan olmaya çalışıyorum. En doğrusunu buyrun, siz olun. Açık açık yazıyorum: Ben iyi biri değilim.