Herhangi Bir Salı’nın Anatomisi

Saat 09.30 civarı… Uyanıyorum. Sanırım bacağım biraz daha iyi gibi. Haplar tesirini göstermeye başlamış sanki. Yavaşça doğrulup kalkabildim :) Ama hala topallıyorum.

Gün boyu topallamaya devam ettim.

Telefonlar, mesajlar, blog yorumları, blog mesajları, cevaplar… Yengemin üzümlü kurabiyesi…

Lost’un ilk bölümünü seyretmeye başladım. Bütün dünya seyretti, ben geç bile kaldım. İlk bölümü 30. dakikaya kadar seyredebildim, güzeldi… Devamı gelecek ama çok işim var :) Vakit kaybı gibi geliyor bana…

Elimdeki kitap bitiyor… Şah Beyitler, sırada bekliyor.

Gömlek iyi. Ceket berbat, giyince moralim bozuldu; çocuk gibi hissediyorum kendimi onu giyince. Kravatlarımı seviyorum ama. Kravata “gravat” diyen o yaşlı amcalara da uyuz oluyorum bu arada. Pantolon da iyi… Yüksek lisanstan bu yana kilo almamışım demek :)

Dur sayayım bakayım: Sabah 3, öğlen 1, akşam 3. Bugün 7 hap içmişim. Az önce yine içtim, doktor abarttı mı yoksa tez zamanda bulvarda arz-ı endam edeyim diye mi bol bol içiriyor bilmiyorum :) Traşımı oldum, 45 dk sürdü, 1 saat de olabilir emin değilim. Top sakal bırakmayıp buz gibi ne var ne yok kessem sakal traşım 15 dk.da biter :) Üfff sırf imajım yani :)

Yeni güne 30 dakika kalmış, bilgisayarın saati 23.30. Gidip hemen kitabı bitirip uyumalıyım. İzmir… Yine sendeyim Çarşamba’nın ışığında :)


e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

0 Comments

  1. Biliyor musunuz? Bazen çok çocuk gibi oluyorsunuz; Hüss’ten bile daha çocuk gibi. Yaklaşsam hoplayı zıplayacak, gülecek sonra kızacak, küsecek, ağlayacak gibi :)

Bu yazıya katkı sunun