Dün öğleye doğru Harun‘un yanına gittim. Cuma namazını da ilk kez Kardeşköy‘de Kazak Camii‘nde kılmak nasip oldu.
Akşamüzerine doğru Haktan‘ın Microsoft MSP videosunun montajına giriştik.
O arada, flickr/evrengunlugu‘ne son birkaç gün içinde çektiğim fotoğrafları yükledim.
İftardan sonra Ziya ile Mahsun Kırmızıgül‘ün Güneşi Gördüm filmini seyrettik. Yönetmenlikte ikinci denemesi olan birinin elinden çıkmasına rağmen senaryo ve oyunculuk adına başarılı bir yapım olmuş. Ama genel itibariyle sevimsiz bulduğum çok fazla detay vardı. Asker oğluyla terörist oğlunun fotoğraflarını yaşadığı dağ köyündeki evinde yan yana asamayan baba rolündeki Altan Erkekli; özgürlükler ülkesi olarak vurgulanan Norveç’e iltica edince iki oğlunun fotoğraflarını yan yana asabiliyor ve hemen ardından “iyi ki buraya gelmişiz“ diyor. Devletin evlerinden zorla göç ettirdiği iki aileden İstanbul’da kalanların başına gelmedik kalmıyor. İnceden inceye “Öyle ya, burası Türkiye; insan hayatına saygı yok.” mesajı verilirken Norveç’e gitmeyi başarabilen aile, devletten yüzlerce euro maaş almaya başlıyor, işe yerleştiriliyor, bacağını mayında kaybetmiş oğulları proteze kavuşuyor, “iyi ki Türkiye’de kalmamışız” havalarında son derece temiz, sessiz sakin sokaklarda arz-ı endam ediyorlar. Norveçli biri olsaydım ve bu filmi seyretseydim, mutlaka ülkemle gurur duyardım. Güneşi Gördüm filmi Avrupa Birliği kapısında ve Demokratik açılım karmaşasında Türkiye’yi AB standartları karşısında son derece ezik göstermeye yetmiş de artmış.
Oktay Rifat‘ın Danaburnu adlı romanını bitirdim. Başta ağır başlayan kitaptan sıkılacağımı düşünmüştüm ama ilerleyen sayfalarda beni fazlasıyla saran bir olaylar zinciriyle karşılaştım. +18’lik bir eser olduğunu hemen belirteyim; edebiyat öğretmenleri lisedeki öğrencilerine bu romanı okutmaya kalkmasınlar :) Danaburnu, 1980 yılında basılmasına rağmen diliyle sanki günümüzde kaleme alınmış ne eski ne de yepyeni bir roman özelliği taşıyor. Olay kurgusu çok başarılı. Farklı insanların yaşadıkları olaylar tek bir noktada birleşiyor ve bu düğüm romanın sonunda atılıyor. Danaburnu, çok güzel ve ille de okunması gereken bir roman olarak listemdeki yerini aldı.
—
evrengunlugu.net, 5. yılında sosyal sorumluluk gereği Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği‘nin kampanya ve projelerini destekleme kararı almıştır. Ziyaretçilerini de TOFD’a destek olmaya davet etmektedir. TOFD’a ulaşın; gönüllü olun; 3430‘a boş bir sms atarak “Akülü Tekerlekli Sandalye Kampanyası”na 5 TL’lik bağışta bulunun.
kesinlikle sana katılıyorum, AB ve kürt acılımı kapsamında yapmadıkları takla kalmadı,
siyaset zaten var,
reklam zaten DTP gerekeni yapıyor,
sağolsun mahsun da kültür sanata el atmış,
dinsel acıdan zaten sömürü devam ediyor,
off off yazmak istemiyorum artık klasik ve yalın bir laf olacak ama ATAM bunları iyi ki görmedi.
Film hakkındaki yorumuna katılıyorum fakat ne beklenebilirdi ki Mahsun’dan? Kimin ne olduğu belli. Bunlara da izin veriliyor ya… Kim bilir yurt dışında izleyenler neler düşünecek ben tek kaygım o film yayınlandığından beri :/