Site icon e-vren günlüğü

Sen “Yalnız” Türk’sün; Aklını Kullan Oyuna Gelme Türkiyem!

[important color=red title=”30 Ağustos Zafer Bayramı Vesilesiyle:”]Din Özgürlüğü, Dil Özerkliği, Demokratik Açılım söylemleriyle köşeye sıkıştırılan Türkiyem’in Türk insanı! Bütün bunları bizim hayrımıza istemeyen Batı’nın iki yüzlülüğünü anlayabilmek adına Banu AVAR’dan birkaç düşündürücü alıntı…[/important]

Banu AVAR kitaplarını okumayı, programlarını seyretmeyi seven biri olarak bir süre önce bitirdiğim Hangi Avrupa? adlı kitabından çarpıcı notları paylaşmak istedim. Köklerini unutmayıp özüne sahip çıkan, Türklüğünden asla gocunmayan Banu Avar,  Asya’yı da Avrupa’yı da bilmediğimiz yönleriyle programlarına, kitaplarına konu eden muhteşem bir kalem.

Özellikle Avrupalı bürokrat, yazar ve basın mensuplarıyla görüşmeleri sırasında kaba tavırlara, birden öfkelenip ayaklanan tuhaf kişikliklere ve zehir gibi sorulara katlanamayıp röportajı yarıda bırakıp giden kompleks sahibi üst kimliklere şahit olur yazar.

Medeniyetinden, teknolojik gelişmişliğinden, modern şehirlerinden gıptayla dem vurduğumuz, kapısından içeri girebilmek için kırk takla attığımız Avrupa’nın bize bakış açısı, Türklere uyguladığı çifte standartlardan kitaba düşen notlar:

…2. Jean Paul, 1999 Noel’inde verdiği mesajda “Birinci bin yılda, Avrupa Hıristiyanlaştırıldı!” demişti. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika’nın Hıristiyanlaştırıldığını söylemişti. “Üçüncü bin yılda Asya’yı Hıristiyanlaştıralım!” demişti… Ve Vatikan, “Asya’nın Hıristiyanlaştırılması sürecinde, Türkiye merkezdir” görüşünü açıklamıştı. s.287

…Papa’nın 2000 yılında yanında Ermeni Patriği 2. Karakin’i alarak yaptığı konuşmayı hatırlıyorum. O konuşmada, 2. Jean Paul “20. yüzyılda gerçekleşen tüm soykırımların sorumlusu Türklerdir” demişti. Acaba Avrupa’da Yahudileri ve Çingeneleri; Afrika’da Cezayirlileri; Ruanda’da Tutsi ve Hutuları; İskandinavya’da Sami ve Taterleri, kim katletmişti? s.290

Vatikan, dünyada Shell, General Motors, IBM gibi önde gelen birçok şirketin hissedarıdır. Birçok bankanın ortağıdır. Hemen her sanayi kuruluşunda, silah sanayinde enerji sektöründe, tekstile, medyaya kadar kâr getiren yatırımları vardır. s.293

Kileselerden tek bir ses yükseliyordu. Dinlerarası ve mezhepler arası diyalog! Bu, üçüncü bin yılın kilise sloganıydı! Luigi, “Bu slogan bir yalanı kapatıyor!” diyordu…

“Luigi, dinlerarası diyalog deyince aklınıza ne geliyor?”

“İkiyüzlülük!” diyor, “Böyle bir şey olamaz. burada İslam hedefleniyor. Çünkü İslam açık bir dindir. Barışçıldır, kabul edendir. Kilise, Müslümanlarla asla diyalog kurmayacaktır… Diyalog laftadır. Kilise kapalı bir örgüttür, açık değildir. Oysa İslam dini, tüm dinlerle, doğal olarak diyalog halindedir. Bu, onun doğasında vardır. s.298

Hedef aldıkları ülkelerde, doğal felaketler, çevre konuları, özellikle eğitim, kadın sorunları ve sağlık başta olmak üzere çeşitli alanlarda sivil toplum örgütleri yaygınlaştırılıyor. Çocuklar okula yollanıyor, hastalar tedavi ediliyor… Paraya para demedikleri için sesleri çok çabuk duyuluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin misyonerlik raporunda bir başka konunun altı çiziliyor… Kiliseler, Türkiye’deki etnik azınlıklara özel önem veriyor. Dini ve kültürel boşluğa düşen bireyler, “kazanılmaya” çalışılıyor. s.301

Dinlerarası diyalog, diğer inanç sahiplerine, Hıristiyan misyonunu ulaştırmanın önemli bir aracıdır! s.303

Viyana kuşatmasını okullarda öğretiyorlar. Onlar için büyük bir tarihi zafer! Sonuçta, Avusturya’nın ender başarılarından biri! Çok yakın bir tarihte Napolyon’un burayı yakıp yıktığını hiç hatırlamıyorlar! Türk işgali onlar için tarihi bir dönüm noktası! s.316

Viyana’da 19. yüzyıl sonlarına kadar, kiliselerin, evlerin ve çeşmelerin üzerine, tahtadan yontulmuş Türk kafaları asılmıştı. Tablolarda, Türklerin kafalarını sembolize eden maketleri, kazıkların üzerine takıp oynayan ve eğlenen Avusturyalı figürleri vardır… Almanca adıyla “Türkenkoffschtehen” yani, Türk kafası şişleme oyunu” yeniden piyasada… Bugün bilgisayar oyunu olarak satılıyor. Türk, kayıtlarda şöyle tasvir ediliyor: Nisan hava gibi değişken; üstün zekalı ama şeytanca hareket eden; kadın gibi giyinen; her an hainlik yapmaya müsait; savaşmayı bilmeyen bir insan… s.317

Danimarka hükümeti, Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan tüm ayrılıkçı örgütlere ev sahipliği yapıyor. Parlamenterleri, Türkiye’de “azınlık hakları” diye ortalığı ayağa kaldırıyor. Danimarka’da yaşayan “gerçek azınlıklar”a kök söktürüyor. Türkler, Pakistanlılar, Surinamlılar… Danimarka’da onlara anadilinde eğitim yasak! Onlar, Danimarka’da kimliklerini yaşayamıyor, kendi dinlerinde ibadet yapamıyor. s.328

Hollanda, Türkiye’de dini özgürlük ister… Aynı Hollanda, İslam’a en sık saldıran ülkedir… Anadilde eğitim ve ifade özgürlüğünden bahseder. Ama son yasalarla, kendi ülkesinde, andilde eğitimden devlet desteğini çekmiştir! Hollanda Türkiye’de kadına yönelik şiddeti kınar. Aynı Holanda, Avrupa’da aile içi şiddet istatistiklerinde baş sıradadır. Avrupa Birliği’nin kurucu üyesi Hollanda, demokrasiden bahseder ama 21. yüzyılda krallıkla yönetilmektedir. s.350

evrengunlugu.net, 5. yılında sosyal sorumluluk gereği Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğinin kampanya ve projelerini destekleme kararı almıştır. Ziyaretçilerini de TOFD’a destek olmaya davet etmektedir. TOFD’a ulaşın; gönüllü olun; 3430‘a boş bir sms atarak “Akülü Tekerlekli Sandalye Kampanyası”na 5 TL’lik bağışta bulunun.

Exit mobile version