Neyse ki çoğunluğun halen wc’si değil de tuvaleti geliyor. Gerçi, bir Türk gibi / adam gibi / insanca gelen tuvalet ihtiyacını fransız gibi ifade ediyoruz. Bu metabolizmatik iğrençlik (!) ihtiyaç, böylece çok daha zarif bir hal mi almış oluyor? Bu yazı da iğrenç bir hal almaya başladı diye düşünüyorsanız asıl mevzuya geçeyim:
Geçenlerde dışarıda yemek yiyorduk. Arkadaş, yemek öncesi ellerini yıkamak için görevli bayana “lavabonun nerede olduğunu“ sordu. Eğer ellerini yıkayacaksa lavabo hemen yan taraftaydı. Tuvaleti için soruyorsa o da alt kattaydı. Orada çalışan genç kız böyle cevap vermişti. Daha doğrusu tuvalet ve lavabo arasındaki farkı böylesine güzel izah etmişti.
Biz Türkler, kibarlıktan kırım kırım kırılıp her iki ihtiyaç için de lavabo demeyi tercih ederken aslında ikisinin birbirinden çok da farklı olduğunu biliyoruz. Ama ne hikmetse misafirliğe gittiğimiz evin sahibine hâlâ daha tuvaletin değil lavabonın yerini soruyoruz ;)
İşin latifesi bir tarafa lavabo ve tuvaleti TDK’ye göre birbirinin yerine kullanmak çok da saçma değil.
—
evrengunlugu.net
2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
“O çirkin hayal” ifaden de bir o kadar haklı Sultan ;)
Kelimeleri kullandığımızda hemen onu hayal ediyoruz,kalabalık bir ortamda tuvalet nerde diye sorduğunuzda duyan herkesin aklından çok da hoş olmayan sahneler geçicektir:D Tuvalate gitmek yerine lavaboya gitmek ihtiyacı naziklikten değil,o çirkin hayali yok etmek içindir bence:D