Benim için Matt‘in ilgilendiğim yönü blog yazarlığı. İki ayrı blogunda Türkiye ile ilgili -ki özellikle de denediği Türk yemeği tariflerini- gezip görüp hissettiği pek çok şeyi yazıyor, fotoğraflıyor ve vloglar (video blog) yayımlıyor: {Turkey Time} {Christiein a Year} Türkiye’nin İzmir’den Amerikalılara açılan kişisel bir penceresi Matt’in blogu. Matt’se daha çok çektiğim amatör fotoğraflarla ilgileniyor. Zaten farklı dil ve milliyetlerden iki blogger’ın bir araya gelmesinin en büyük sebebi de bu oldu ;)
Model, fotoğrafçının dilini; fotoğrafçı da modelinin dilini bilmiyor olmasına rağmen ortak dil “fotoğraf”la saatlerce anlaşabildik. Biz buna “ayrı dil aynı fotoğraf“ dedik ;) Matt’e ait 18 fotoğrafa {buradan} ulaşabilirsiniz.
—
facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik
—
evrengunlugu.net
2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
@Soylu, farklı bir değerlendirmede bulunmuşsun yorumunla. Teşbihte hata olmaz elbette ama Mevlana-Şems ilişkisiyle bizim bu çalışmamız arasında bağlantı kurmak bana pek mümkün gibi gelmedi ;) Fotoğraf çekerken ve yazı yazarken kendimden geçtiğim doğru ama bu herkes ve her şey için geçerli. Mevlana’yı kendinden geçirense sadece tek bir yürekti. Ben o yüreği henüz bulamadım. Bulsam da bu ne şekilde ve ne kadarıyla e-vren günlüğü’nde paylaşırım hiç bilmiyorum ;)
Şems Mevlana’ya gelene kadar bir çok kişi ile karşılaştı bir çok kişi ile görüştü. Fakat hiç biri Şems için Konya’ya gitmeyi engelleyecek kadar aynı dilden konuşmuyorlardı. Ta ki Mevlana’ya kadar. Sen de bir Şems ruhu var bana göre Mevlana’nı bulduktan sonra artık sen susuyorsun, fotoğrafların konuşuyor. Haliyle Matt ile anlaşmanızı doğal karşıladım çok güzel fotoğraflar çıkmış ortaya emeğinize sağlık :)