![Erdal Erdoğdu ] erdalerdogdu.com](https://i0.wp.com/www.evrengunlugu.net/wp-content/uploads/2012/04/Erdal-Erdo%C4%9Fdu-erdalerdogdu.com_.jpg?resize=540%2C381)
erdalerdogdu.com Yazarı Erdal Erdoğdu
Sosyal Medyada çok fazla takipçiye sahip olmanın önemli olup olmadığı ile ilgili tartışmanın fitilini ilk ateşleyen blog yazarı Erdal Erdoğdu oldu. Sonrasında Türkiye’nin en çok okunan diğer blog yazarları arasındaki paslaşma, Sosyal Medya Popülerliği’yle ilgili tadından yenmeyen bir durum tespitini ortaya çıkardı.
Erdal’ın kafasına “Sosyal medya’da popüler olmak… sosyal medyada iyi bir itibar sahibi olduğunuzu gösterir mi?” sorusu takılıyor. Ona göre bu sorunun ilk etaptaki cevabı Evet olsa da aslında çoğumuz için kocaman bir Hayır! Erdal’ın konuyla ilgili örnekleri ve cümleleri işi ‘adam olmadıktan sonra sektörün en iyi ismi olsa ne olur’a getiriyor ki haksız da sayılmaz.
Teokolik.com yazarı Hamza Şamlıoğlu da “Sosyal Medya’da Popülerlik ve Ardındakiler” başlığı altında konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulunuyor:
**İlk izlenim olarak bir Twitter profiline girdiğimiz de 10binlerce takipçisi olduğunu görmek elbette ki insanların ilgisini çekecektir.
**…bu sınırda yaşayan ve adını dahi duymadığımız Sosyal Medya insanları görmekteyiz.
**Birkaç çıplak resim, biraz anarşist görünüp ona buna salça olmak gibi çeşitli yollarla Twitter’da, Facebook’ta bir şekilde takipçi sahibi olanlar, para verip alanlar, bu takipçilerle sıkı etkileşime girenleri görebiliyoruz.
**Mesele binlerce insanın takip ettiği adamın / kadının hakkında konuşulanlar değil midir?
**Sizleri takip eden herkes size değer vermek zorunda değil.
**Mesele bu kadar takipçiye ulaşmak değil, mesele kitleleri hareket ettirebilecek kadar etkileşim içinde olmak da değil…
**Yüzüme karşı konuşanlar çok şükür iyi konuşuyor, arkamdan konuşan 47 bin kişinin ise ne konuştuğunu az çok tahmin ediyorum.
Arman Acar’ın konuyla ilgili “Ben Sana Popüler Olamazsın Demedim, Adam Olamazsın Dedim!” başlıklı yazısında benim için öne çıkan bir cümle bir soru:
**4.320 kişinin bir durumu beğenmesini sağlamak maksimum 10 dakikalık bir iş!
**Milyon takipçisi, binlerce yorumcusu olması mı bizi ilgilendirir yoksa gerçek hayatında adam olup olmadığı mı?
Konu hakkında en ağır sözler ise Simto Alev’in “Sosyal Medya Popülerliği” başlığı altında satırlara dökülüyor:
**O halde bu kimselerin hepsi popüler. Hepsi “beğen”ilmiş. Peki gerçek olan bu mu? Hayır!
**…sayılar, bu sayılarıdile getirenler, bu sayılara sahip olanlar birbirlerine yalan söylüyor. Herkes gerçeği bildiği halde mutluluk veya sözde marka itibarı için bunlara inanıyor.
**…10-20 lira karşılığında, sadece 10 dakikada 5000 Twitter takipçisi ya da Facebook sayfanıza like kazanabilirsiniz.
**…“bunca takipçi sevdiği için mi var?” soruna varabiliriz. Cevap açıkça hayır!
**Yüz bin takipçinizin en fazla kaç tanesi bir içeriğinize tepki veriyor ve bunların ne kadarı olumlu? Bütün mesele beğenilmek üzerine kurulu ama gerçekten beğenilmekle butonumuza tıklanmış olmasını birbirine karıştırmış durumdayız.
**Gerçekten popüler olmak istiyorsanız; gerçekten beğenilmeye değer içerikler üretin ve sayısal yalanlara inanmayın.
Cihan Kaloğlu ise “Sen Benim Kaç Takipçim Var Biliyor Musun?” başlıklı yazısında “Popülaritenin takipçi sayısı ile hiç bir alakası olmadığı”na, “takipçi sayısının farklı yollarla da arttırılabileceği”ne, “bunun adının ‘suni popülarite’ olduğu”na ve tüm bunların “aslında beş para etmediği”ne dikkat çekiyor. Yazısının devamında “Öyle para verip takipçi satın alma”yın, “gerekirse saçmalayın ama kendiniz” olun diyor. Ve konuyu “Bir ünlümüz, neredeyse herkesin tanıdığı birisi olmasına karşın, para verip takipçi alsa da onun sesini kimse duymuyor ve hiç bir etkisi olmuyor. Bu az takipçiniz olmasından daha kötü bir durum değil mi sizce de?” gibi çok da haklı bir durum tespitiyle noktalıyor.
Biz blog yazarlarının -dün- aramızda konuştuğumuz ziyaretçi ve yorum sayısı -bugün- sosyal paylaşım sitelerinin patlamasıyla arkadaş, abone, beğeni, paylaşım vs. sayılarının muhabbetine dönüşmüş durumda. Emek harcayan ve gerçekten ortaya faydalı bir ürün koymaya çalışan insanların söz konusu “sayılara” çok da takıldığını düşünmüyorum. Zaten yukarıdaki arkadaşların da çoğunun dile getirdiği gibi birkaç TL ile birkaç yüz abone ya da takipçiye sahip olmak çok da mümkün. Ama binlerce insanın arasından beni farkedip facebook, Twitter, Friendfeed gibi sosyal paylaşım sitelerinden “kendi kendine” beni ekleyen tek 1 arkadaş, belli bir ücret karşılığında bazı şirketlerin bana kazandıracağı 1000 takipçiden benim için çok daha kıymetlidir.
Son olarak geçenlerde twitter’a yazdığım bir iletiyi burada yinelemek istiyorum. Arada beni ekleyen bazı kişilerin 10 bin kişiyi takip ettiğini görüyorum. Ve bu sayıyı görünce bu arkadaşın beni takip edecek olmasını hiç de önemsemiyorum. Bir insan on bin kişinin binlerce paylaşımını doğru düzgün bir şekilde takip edemeyeceği gibi benim kendi adıma paylaşımlarım da o on bin kişinin paylaşımları arasında zaten gözden kaçacaktır ;)