
evrengunlugu.net 10.yıl
İnsanlara karşı gözlerimi kapatıp kulaklarımı tıkadığım bir dönemi yaşıyorum. Ama gönlümün sesini dindirmek ne mümkün!
Her zaman taşı ilk atan kapıyı ilk aralayandır. Suçlu her zaman ağzını ilk açandır. Olanlardan hep ‘ilk adımı atan’lar mesuldür.
Bütün şahitliklerimden kendimi azl’ediyorum! Ufacık bir kabiliyetim varsa ve bütün ilişkimiz bunun üzerine kuruluysa gördüğüm, bildiğim ve inandığım o şahitlikten vazgeçiyorum.
Birileri için çok önemli olan şeyler benim için o kadar da kıymetli olmadı. Bu yüzden e-vren günlüğü maddi kaygılar taşımadı; 10. yılına girmesine rağmen para etmedi.
Dün olmayanlar maddi kaygılarla yola çıkmanın hırsıyla bugün ahkam kesiyorlar. Onları yok saysam da onları asıl yok eden zaman’ın ta kendisi. Emeği hiçe sayıp parayla satın alınan takipçi sayılarını önemseyenler karşısında takınacak hiçbir tavrım yok. Elbette haklılar. Lakin, hiçbirimiz koca bir Evren’i yaratamayacağız. Peki ya e-vren günlüğü’nün 10 yıllık içeriğini de inşa edebilecek misiniz?
Olayı kişiselleştirmek istemiyorum. Haydan gelen huya gider hesabı, internetten gelen internete gidiyor. Burada ne demek istediğimi bugün hayatımda yer almayanlar daha iyi anlayacaktır. Blog yazarı olduğunu söyleyenler, siz öyle diyorsanız öyledir. Herkes kendisine iliştirdiği etiketle, taktığı ad veya yüklediği unvanla anılmakta özgür.
Ancak ben, asıl takip edilmesi gereken mecra blog’u iken instagram’da Facebook’ta, Twitter’da takip edilmediği için gemileri yakan, birkaç Türk Lirasıyla binlerce yeni takipçi edinip diğerlerinin bilgi, beceri ve emeğini ‘rakamlar’la ezmeye çalışan bir dünyanın parçası olmak istemiyorum. Herkes çok iyi bir yazar, fotoğrafçı, internet fenomeni, musmutlu hayatların kahramanları. Ama ben artık görgüsüzlüklerin içinde kendi görülerimi daha fazla yitirmek istemiyorum.
Ben böyle bir blog dünyasında yer almayı reddediyorum.
Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+