10 yıl önce 27 Temmuz 2005 tarihinde ‘Çok özledim sizi‘ başlığıyla e-vren günlüğü’nün ilk yazısını yazarak bugüne kadar sürecek “bir e-lektronik yaşam projesi”nin ilk adımını atmışım. Tahminim, ilk yazma çalışmalarımın 2004 yılına hatta 2003’lere dayanıyor olması ancak blog adına elimdeki kayıtlı en eski yazı 27 Temmuz 20015 tarihli.
Blog tuttuğumun (ve elbette blog yazarlığına adım attığımın) farkına varmadan o yılların ücretsiz internet sitesi hizmetlerinde ilk dijital yayıncılık denemelerime başladım. Yanlış hatırlamıyorsam Mynet’in ücretsiz site servisi vardı; internet kafeye gider sayfama saatlerce bir şeyler eklerdim. (Saatlerce sürmesinin sebebi çok uzun yazılar yazmam değil internetin çok yavaş olması ve benim klavyede hızlı yazamıyor olmam.)
Benim için blog olayının ilk resmi adımı Yahoo 360° servisiydi. Bana göre Yahoo 360° bugünkü Instagram’ın ilk örneğiydi; bir fotoğraf ekliyor ve altına yazılar yazıyorduk. Sonra 13 Temmuz 2009 yılında bu servis kapatıldı. İngilizce olan bu sayfada ilk blog denemelerimi yaparken karşıma Türkçe blog servisi Blogcu çıktı ve orayı oldukça aktif bir şekilde kullandım. Blogcu, domain yönlendirmesine izin vermediği için ben daha profesyonel çözümler aramaya başladım ve ücretli olan Gaxxi.com’u keşfederek bütün içeriğimi buraya taşıdım. İlk domain adresim www.evrensoyucok.com’du. evrengunlugu.net domain ismi aklıma nereden geldi, hiç hatırlamıyorum ama Servet ve Dilara aşırı ısrarları sonucu beni ikna etmişler ve bir gecede bütün içeriği WordPress’e taşımışlardı. Artık yoluma resmen e-vren günlüğü olarak devam etmeye başladım.
Günlüğünü internet ortamında tutan biri olarak kendimi ‘kişisel blog yazarı’ olarak tanımladım; Facebook ile başlayan sosyal ağ çılgınlıklarına bir dönem ben de kendimi kaptırdım ancak hiçbir zaman asıl yazma mecramı, e-vren’in merkezini kişisel blogum harici bir tarafa yönlendirmedim. Bugün gelinen noktada Türkiye’nin ilk ve halen kendi blogunda yazmaya devam eden en eski blog yazarlarından biriyim.
“bir e-lektronik yaşam projesi” sloganıyla tanımladığım ve sosyal medyanın da bu projenin içerisine dahil olmasıyla “e-vren dünyası” halini alan e-vren günlüğü macerası daha ne kadar sürer bilmiyorum ama hayatımda sebat ettiğim ender işlerden biri olması bakımından blogumu önemsiyorum. 10 yıllık süreç içerisinde şu an bu yazıyı okuyanların bazılarıyla olduğu gibi harika insanlarla tanıştım ve o insanlarla hayatımıza değer katacak önemli paylaşımlarda bulunduk. Bu blogun ziyaretçilerine (veya okurlarına) “e-vren dünyası kahramanları” olarak tanımlamaya başladım.
e-vren günlüğü’nün 10. yıl yazısının nasıl olması gerektiği konusunda son 1 yıldır kafa yordum. 10 yılı özetleyen istatistiki bilgilere yer vermeyi, bunca yıldır yorumlarıyla, geri bildirimleriyle veya yazılarıyla bu bloga katkı sağlayanlardan birer yazı istemeyi, 10 yıldır blogda neler değiştiğini, blog serüveninde en şaşırdığım olayları vesaire yazmayı düşündüm. Ancak sonra hepsinden vazgeçtim. 10 yıl önce bugün masaüstü bilgisayarımın başına oturup ne yaptığımdan en ufak bir fikrim olmadan nasıl yazmaya başladıysam bugün de ne yazacağımı tasarlamadan aynı atmosferi yaşamak istedim. Tek bir farkla: 10 yıl önce blog tutmaya başladığımda Aydın’daydım; bugün İstanbul’dayım. Bana İstanbul’un kapılarını aralayan, şu an yaptığım iş dahil bugüne kadar ki birçok çalışmaya imza atmamı sağlayan kesinlikle e-vren günlüğü’dür.
Bu blogda etiketli veya etiketsiz ismi yer alan; e-vren günlüğü’nü ziyaret eden, okuyan, önemseyen; bana yorum, e-posta veya mesaj yoluyla görüş bildiren herkese çok teşekkür ediyorum. e-vren günlüğü’nün 10 yıllık blog yolculuğuna dair merak edilen detaylar varsa bu yazıya sorularınızla yorum kısmından katkı sağlayabilirsiniz.
Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Abi blog hayatında başarılar dilerim. Senin yazılarını okurken zevk alıyorum. Bahsettiğin gibi o yıllar da internet ve bilgisayar bu kadar yaygın değildi ve internet çok yavaştı , inaşallah ben de senin gibi yıllarca böyle yazarım. Bir kez daha anladım demek ki blog yazan herkes önce blogcu yu ve diğer blog sistemlerini kullanmışlar. Abi tekrar başarılarının ve güzel yazılarının devamını diliyorum.
on yıl dile kolay
o zaman bu | zaman yapılabilir
Nokia 9210 :P vardı | Samsung 6s
Nikon d70 Vardı | canon d3568 var
xp vardı | windows 10 var
turistik vardı | forum var
Önce rahatsız olduğunda konuya değineyim Elif;
Belirtili isim tamlaması şeklinde bir adres veya isim, belirtisiz isim tamlaması şeklindeki bir adres / isim kadar geneli karşılamayacaktı. e-vren’in günlüğü, hem domaindeki harf sayısı açısından uzun olacaktı hem de sadece benim günlüğümmüş gibi bir anlama bürünecekti. Oysa e-vren günlüğü, her ne kadar benim kişisel yazılarımdan da oluşsa ben hayatımdaki başka insanların da, evrennin de günlüğünü tuttum. Kısa, öz ve daha kapsayıcı. (Ancak dil daha yatkın olduğu için blogumdan bahsedenlerin büyük çoğunluğu Evren’in günlüğü ifadesini kullanıyor)
Bu blog benim için “ihtiyaç” mı? Hayır. Bunca zaman devam ediyor olması yazma ihtiyacı hissettiğimden değil. Eğer öyle olsaydı benim uyumaya, kitap okumaya, yemek yapıp yemeye daha çok ihtiyacım var. Blog için harcadığım bilgisayar başındaki veya dışarıdaki zamanımı beni daha çok dinlendirecek uğraşlar için harcayabilirdim. Bu blogun 10 yıldır devam ediyor olmasında elbette birçok etken var; bu etkenlerin tespitini oturup yapmadım ama yapıp ayrıca bir yazı olarak paylaşılabilir.
Katkın için teşekkür ederim.
Kutlu olsun. Yazmak hobi değil de bir ”ihtiyaç” olunca bu kadar uzun soluklu olabiliyor bence. Ne olursa olsun motivasyonun takdir edilesi bir yerdesin; 10 yıl dile kolay !
Minik bir rahatsızlığım var benim: Evren günlüğü değil de Evren’in Günlüğü olabilseydi keşke diye düşünüyorum bloguna her girdiğimde..
Sevgiler