Diksiyon eğitiminin son dersini TRT’nin 1968’deki ilk programı “Atatürk ve Devrimleri”ni sunan iki isminden biri olan Cihangir Göker’den aldık. Konuşması ve ses rengi büyüleyiciydi ve tam anlamıyla bir İstanbul beyefendisiydi. Cihangir Hoca, derste hata yaptığı için özür dileyen herkese büyük bir nezaketle ‘rica ederim’ karşılığını veriyordu ve dersin sonunda (her zaman bunu yaptığını söyledi) kapıda durarak hepimizin elini tek tek sıkıp bizleri uğurladı. Hatta sadece dille ilgili konularda sorularımızı kendisine iletmemiz için cep telefonu numarasını verdi.
Cihangir Hoca, şiir ve metin olmak üzere iki farklı çalışma için bizleri sahneye çıkarttı; hatalarımızı düzeltti, önerilerde bulundu. Son derece verimli geçen 3 saat boyunca tuttuğum notlardan bazılarını şu şekilde özetleyebilirim:
- Medya dünyası Türkçe adına son derece kirlilik içinde.
- Ağzımızdan çıkanı kulağımız duyacak ancak bu yetmez. Kulağımız aynı zamanda ağzımızdan çıkanı değerlendirecek. Bu zaman ve tecrübeyle gerçekleşir.
- Ne okursanız okuyun mutlaka sesinizi kaydedin. Her gün en az 15 dakika abartarak, acele etmeden tane tane okuyun. Çeneniz ağrımaya başladıysa doğru yoldasınız. Dudak tembelliğinizi bu yöntem giderecektir.
- Beden dilinizi kullanmaktan kaçınmayın; bu konuşmanıza güç katacaktır.
- İyi bir şiir okuyucusu, iyi bir müzik dinleyicisi olun.
- Saygı-sevgi bâki ancak kimseyi gözünüzde abartmayın.
- Utangaçlık, ‘bana gülerler’ düşüncesi insanı frenler.
Ayrıca Cihangir Göker’in TDK’nın Büyük Türkçe Sözlüğü ile birlikte mutlaka elimizin altında olmasını tavsiye ettiği iki kitap daha vardı: İlhan Ayverdi’nin Milliyet yayınlarından çıkan Misalli Büyük Türkçe Sözlüğü ile Yapı Kredi Yayınlarından çıkan Türkçenin Argo Sözlüğü
Sahneye çıkmadan önce nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair ipuçları da verdi Cihangir Hoca. Herhangi bir sunuculuk deneyimi öncesi Türk kahvesi ile her türlü tatlı yiyecek, içecekten uzak durulması gerektiğini söyledi. Her gün istisnasız sesi kaydederek sesli okuma yapmanın önemini defalarca vurguladı. Doğru bir diksiyonun asıl anahtarının asla ihmal edilmeyen günlük çalışmalar olduğunu dile getirdi.
Sadece yazı dilinde değil konuşma dilinde de Türkçeyi en doğru şekilde kullanmanın bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda alanında usta isimlerin tecrübelerinden 5 hafta boyunca faydalanmak ve böylesi bir eğitim sürecine dahil olmak çok faydalı oldu. Konuşurken bazı önemli hatalar yaptığımı fark ettim, doğru bildiğim yanlışlarım olduğunu gördüm. Derslerde anlatılanların hepsini olmasa da bir kısmını özetleyerek blogumda paylaşmaya çalıştım. Sıra 11 hafta sürecek Sunuculuk – Spikerlik eğitiminde.
İnşallah Hilal, çok teşekkür ederim yorumun için. Spikerlik kursuyla ilgili her hafta yazı yazmayacağım, belki 11 haftalık eğitimin sonunda genel bir değerlendirme yazısı yazarım.
şahit olduğun anların burada bir başkasının gözüyle yazıya dökülmüş halini okumak keyifli.
güzel bir sınıftı. öğrendiklerimizle dilerim hepimiz bir adım ilerlemiş oluruz..
sunuculuk eğitimine dair yazdıklarını katılamayacağım için merakla takip edeceğimi belirtmek isterim..
(:
sevgiler