Türk Dil Kurumu’nun “lokanta”ya “modern otlangaç”; “İstiklal Marşı”na “ulusal düttürü”; “hostes”e “gök konuksal avrat”; “otobüs”e “çok oturgaçlı götürgeç” karşılıklarını önerdiği efsanesi sürekli döner durur ancak hiçbiri doğru değildir. TDK, ‘hostes’ için Türkçe bir karşılık önermiştir ancak bu kesinlikle ‘gök konuksal avrat’ olmamıştır.
Elimde TDK’nın 1978 yılında yayımlanmış Özleştirme Kılavuzu var. TDK Sözlük Kolu‘nun Batı Kaynaklı Sözcüklere Karşılık Bulma Yarkurulu iş birliğiyle hazırladığı bu kılavuzda şu an hâlâ kullandığımız bazı yabancı kökenli sözcüklere gerçekten tuhaf karşılıklara yer veriliyor. Kılavuzda halkın benimsediği ve dilimize yerleşen öneriler de mevcut. Ancak ben bu yazıda Özleştirme Kılavuzu’nun en garip önerilerini derledim. (Gönül rahatlığıyla ‘garip öneriler’ diyorum çünkü TDK da ön söz yazısının sonunda ‘Dilimizin gelişmesine katkısı olacağına inandığımız bu kılavuz üzerine görüşlerini bildirmelerini sayın okurlarımızdan beklemekteyiz.’ temennisinde bulunuyor. Gerçi o tarihte henüz doğmamıştım.)
Yabancı kökenli sözcüklere karşılık sunulan önerilere geçmeden önce TDK’nın Özleştirme Kılavuzu’ndaki ön sözünde neler söylediklerine bir bakalım:
- Kılavuz’da yer alacak sözcükler seçilirken Dil Devrimindeki gelişmeler göz önünde bulundurulmuştur.
- Özleşme Kılavuzu’nda da birçok batı kaynaklı sözcüğün Türkçe karşılıkları verilmekte, şimdiye değin karşılığı bulunmamış kimi sözcükler için yeni öneriler getirilmektedir.
- Sınırlı bir yaygınlık kazanmış olan Türkçe karşılıkların yanında yeni, benimsenmesi daha kolay olacak öneriler getirilmektedir. Böyle durumlarda ileride bunlardan birinin iyice yerleşmesi, ötekinin ise başka bir kavramı göstermek üzere anlam kaymasına uğraması olasılığı vardır. Bu nedenle yaygınlığı az ya da çok olsun kullanılmakta olan karşılıklarla yeni önerileri birlikte vermeyi yeğ tuttuk.
Sıra geldi TDK’nın 1978’de önerdiği sözcüklere. 195 sayfalık kılavuzda bugün dilimize yerleşen çok güzel öneriler elbette var. Örneğin bundan yaklaşık 40 yıl önce ‘marketing’ sözcüğüne ‘pazarlama’ karşılığı önerilmiş ve bugün ‘pazarlama’ sözcüğü benimsenmiş durumda. Diğer yandan “TDK, bu sözcüklere neden Türkçe karşılık bulma gereği duymuş ki?” dedirten öneriler var: Tıpkı ‘insan’ sözcüğüne ‘kişi’; ‘harf’ sözcüğüne ‘yazaç’ karşılıklarını önermesi gibi. Ancak kelime kurulumu açısından dilin kabullenmediği, halkın benimsemediği öneriler çoğunlukta. Onları da aşağıda sıraladım:
- Abone: Sürdürümcü / Abone olmak: sürdürümlemek
- Aceleci: İvecen, telesmek / Acele etmek: İvmek, telesmek
- Adalet: Tüze
- Amatör: Özengen, özenci
- Ambalaj: sarmaç
- Ambargo: Engelleyim
- Ameliyat: işlemce / Cerrah: Yarman
- Anahtar: Açar (Bu öneri hoşuma gitti.)
- Ansiklopedi: Bilgilik
- Apartman: Bark
- Arabesk: Giriş bezeme
- Arife: Öngün
- Asansör: İner çıkar
- Atlet: Yarışımcı
- Atletizm: Yarışımcılık
- Atmosfer: Havayuvarı
- Avukat: Savunman
- Bahşiş: Sevinmelik
- Basketbol: Sepettopu / Futbol: Ayaktopu / Hentbol: Eltopu / Voleybol: Uçantop
- Bisiklet: Çifteker
- Boks: Yumrukoyunu / Boksör: Yumrukoyuncusu
- Buldozer: Yoldüzler
- Bulvar: Genyol
- Burjuva: Kentsoylu
- Büro: İş odası, işevi
- Bürokrasi: Genörgüt / Bürokrat: Genörgütçü
- Bütçe: Geçinge
- Cani: Kıyacı
- Casus: Gizci, çaşıt
- Cehennem: Tamu / Cennet: Uçmak
- Cinayet: Öldürüm, kıya
- Dâhi: Öke
- Dava: Sorunca / Dava açmak: Sorunca açmak / Davacı: Soruncacı
- Dedektif: İzlemci
- Defile: Giysi gösterisi
- Dekorasyon: Bezemleme
- Devlet: Erkyurt
- Direksiyon: Yönelteç / Fren: Durduraç
- Dizayn: Çizit, tasarçizim
- Dublaj: Sözlendirme (Dublaj için günümüzde ‘Seslendirme’ daha yaygın bir şekilde kullanılıyor.)
- Dükkan: satışlık
- Dünya: Yeryuvarlağı
- Dürbün: Irakgörür / Televizyon: Uzgöreç (‘Dürdün’e ‘ırakgörür’ diyen TDK, ‘televizyon’ için de ‘ırakgöreç’ diyebilirdi veya ‘dürbün’ için ‘uzgörür’ önerisinde bulunabilirdi. Acaba ırak ve uz sözcüklerini neye göre tercih etti?)
- Ekran: Görüntülük
- Emanet: Saklam / Emanetçi: Saklamcı
- Enflasyon: Şişkinlik
- Estetik: Güzelduyu
- Fal: Bakı / Falcı: Bakıcı
- Fatura: Satımca, satımlık
- Final: Sonlama
- Haber: Salık, duyuk / Haberleşme: Bildirişme
- Hakem: Yargıcı
- Harf: Yazaç
- Hastane: Sayrılarevi
- Hemşire: Sayrı bakıcı
- Hoparlör: Sesyayar
- Hostes: Konukçu
- İnsan: Kişi
- İtfaiye: Yangın söndürme örgütü / İtfaiyeci: Yangın söndürümcü
- Kabristan: Gömütlük
- Kameraman: Alıcı yönetmeni
- Kamyon: Yüklet / Kamyoncu: Yükletçi
- Lamba: Işıtaç
- Mahkeme: Yargılık / Mahkum: Yargılı
- Marketing: Pazarlama
- Merak: Sorak / Merak etmek: Soraklanmak
- Metro: Altulaşım
- Mikrofon: Sesbüyütür
- Muhtar: Özerk
- Müdür: Yönetmen (Okul müdürü yönetmense eğer Çağan Irmak kim?)
- Nokta: Dura / Noktalı virgül: Duralı çeke
- Rastlamak: Düşgelmek
- Röportaj: Görüşüm
- Sebat etmek: Direşmek
- Şifre: Gizyazı
- Taksi: Taşınca
- Taksit: Bölünç
- Teknoloji: Uygulayımbilim
- Telekominikasyon: Uziletişim
- Telgraf: Uzyazdırım
- Turizm: Gezim
- Ücret: Emeklik, çalışmalık
- Vakıf: Bağlıbağış kurumu (Türkiye Eğitim Gönüllüleri Bağlıbağış Kurumu)
Sesi güzel, söylenişi güzel bir Türkçe dileğiyle…
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Bazıları tam öz türkçe değil / olmayabilir:
aile – kodak, odbaşı
anten – sırgavıl
asansör – götürge
avukat – aklavcı
bisiklet – çalınga
boks – kunt
ciddi – salmaklı
çikolata – itimil
dans – büy
domates – kızanak
ekonomi – denlik
elektrik – çıngı
elektronik – çıncalık
feminist – hatuncu
feminizm – hatunculuk
film – yanka
fotoğraf – yaçın
gazete -yenün
hayvan – döngül
kahvaltı – ertirlik
kamera – sınalga
kamp – düşerge
makine – kılga
mıknatıs – çaşak
mühendis – kıvcı
müzik – küy
nostalji – eslem
otel – konakçı
patates – çisil
penguen – karabat
petshop – tömsatan
piramit – köpyak
plaj – çimerlik
polis – sakçı, kınç
program – bağdarlama
radyo – ünalgı
selfie – özçekim, görçek
sigara – çilim
taksi – tutgit
takvim – gündizme, dallık, köm
telefon – alısün
teleskop – bönk
televizyon – sınalgı
üniversite – birdem
vantilatör – yelletke
Kesinle e-vren.
Gündeme gelirse neden olmasın?
Bir zaman sonra “taksi” yerine “taşınca” dilimize yerleşir diyorsun yani Cemali ;)
Harf ve insan isimleri konusunda önermeleri sanırım tam anlamıyla Türkçe olmalarını istemelerine bağlı olabilir. Zira malumdur ki harf ve insan kelimeleri Arapça lisanından dilimize sevk olunmuştur. Türkler İslam’ın ve haliyle Kuran’ın etkisiyle kalarak -ki bu Osmanlı zamanında zirveye ulaşıyor- Arapça kelimeler dilimize yerleşmiştir. Ben bu önermeleri senin gibi garipsedim zira tamamen Türkçe kelimeler. Başka bir dilden alınma değil.
Yusuf Arslan’a ziyadesiyle katılıyorum. Bu önermeler bir zaman sonra mutlaka ama mutlaka dilimize yerleşir. Ama devletin, edebiyatçıların ve hatta biz internet günlük yazarlarının dahi, artık her kim kelimelerle meşgul oluyorsa, tüm yazarların dikkatleri sayesinde öz bir lisan ile konuşabiliriz. Belki biz değil ama çocuklarımız bu lisana kavuşabilirler.
Saygılar….
Verilen örneklerde kimi kulağa gerip gelse de bir çoğu kullanılabilecek seviyede. Fakat günümüzde Türkçe karşılıklarını kolay kolay kimsenin kullanacağını sanmıyorum.
Yabancı sözcüklere Türkçe karşılığı bulunması gereklidir. Yalnız halk içinde bu kelimeler kolayca benimsenmiyor. Bu durum lüzumsuz olduğunu göstermez. Hepsi benimsenmese de bilgisayar ve özçekim gibi kelimeleri kolayca kazandık. Demek ki faydası var.