Daha çok yazmak mı daha iyi yazmak mı? Blog yazarlığımın ilk yıllarında neredeyse hemen her gün bloğa yeni bir yazı ekleme çabası içindeydim. Bendeki bu alışkanlık, blog yazmaya başlamadan hemen önce -yıllarca süren- günlük tutma serüvenimden kaynaklanıyordu. Eğer bloğu, günü gününe yapıp ettiklerinizden oluşan dijital günlüğünüz olarak kullanmıyorsanız sık yazmak yerine düzenli aralıklarla nitelikli yazmayı tercih edebilirsiniz. Bu hem bloğun size yük olmaya başlamasını engeller hem de daha iyi / verimli yazılar yazmanızı sağlar. Blog yazıları, genel itibarıyla birer edebî metin olmasa da sonuçta her metin gibi doğru bir dile, özgün bir yapıya sahip olmalı. Peki daha iyi bir blog yazısı için nelerden kaçınmalı, nelere dikkat etmeli? Nitelikli bir yazıda bulunması ve olmaması gerekenleri toplarlamaya çalıştım. Aşağıdaki özelliklere eklenecek elbette daha başka şeyler de var ama bir yerden başlamak gerekir:
- Bir yazı tamamlandığında mutlaka sesli olarak okunmalı. Mümkünse ikinci bir kişiye de okutulmalı. Kulak, bir yazıdaki hataları yakalama konusunda gözden daha iyidir.
- Bitmiş yazıdaki bütün “bir, de/da, ve, ile, ise”ler bulunup silinmeli. Metin tekrar okunmalı, çoğuna ihtiyaç olmadığı görülecek. Bağlaçlar en aza indirilerek yazı fazlalıklardan arındırılmalı.
- Cümle bozuklukları düzeltilmeli.
- Cümleler arası kopukluk olmamasına özen gösterilmeli. Her cümlenin kendinden önceki cümleye bağlı olduğu gibi sonraki cümleye de bağlı olduğu unutulmamalı.
- Yazım yanlışları düzeltilmeli.
- Sözcük tekrarlarından kurtulmalı.
- Fazla sözcükler cümleden çıkarılmalı.
- Noktalama işareti fazlalılığı / eksikliği gibi kusurlar düzeltilmeli.
- Bütün anlamlar sözcüklerdedir. Bu anlamlar, noktalama işaretleriyle verilmeye çalışılmamalı. Özellikle üç nokta (…), ünlem (!) ve noktalı virgülün (;) kullanılması gereken yerler iyi öğrenilmeli. Mümkünse bir yazıda nokta ve virgülden başka noktalama işareti kullanılmamalı. Bir yazıda ne kadar çok noktalama işareti kullanılmışsa o yazıda biçimsel bir sorun var demektir.
- Bir cümle, düzeltilemiyor ve işin içinden çıkılamıyorsa silinip baştan yazılmalı.
- Anlatılmak istenen, gereksiz sözcük kullanmadan anlatılmaya çalışılmalı. Şöyle ki:
- “-makta/-mekte, -maktadır/mektedir, -mekteydi/-maktaydı/ -mıştır/-miştir, -dır/dir” ile biten eylemler en aza indirilmeli.
- Örneğin: Evren uzun süredir blog
yazmaktadır. / yazar. - Örneğin: Sait Faik, iyi öyküler
yazmıştır. / yazdı.
- Örneğin: Evren uzun süredir blog
- -olduğu sözcüğünden kurtmalı.
- Örneğin: “Görmüş olduğunuz” değil “gördüğünüz”, “yazmakta olduğu” değil “yazdığı” şeklinde kullanılmalı.
- “dedi” ile biten cümleler azaltılmalı.
- “En” sıfatı, mümkünse hiçbir metinde kullanmamalı. “En” çok öznel bir ifadedir.
- “Tüm, bütün” ifadeleri de fazlalıktır, çok gerekli değilse yazıdan çıkarılmalı.
- Örneğin: Hayatın
tümkarmaşası / Hayatın karmaşası
- Örneğin: Hayatın
- Tek başına anlamı olmayan sözcükler, ne kadar az kullanılırsa dilin niteliği artar. Bu sözcükler, anlatılmak isteneni kolaylaştırsa da aslında cümle kurmayı, yazı yazmayı zorlaştırır.
- “ile” bağlacı, “ve” yerine kullanılmıyorsa bir önceki sözcükle birleşik yazılmalı.
- “ise”ler, kendinden önceki sözcüklerle birleşik yazılmalı hatta çok gerekli değilse cümleden çıkarılmalı.
- “Böylece, öyle ki, o kadar ki, çünkü, bazen” gibi kullanımlar çoğunlukla bir şeyleri kurtarmak içindir. Bir yazıda bunlar mümkün olduğunca az kullanılmalı.
- Bir cümle veya kelimeyi bir kez vurgulamak yeterlidir. Tırnak (“”) içine alınan kelime veya cümleyi aynı anda kalın ve eğik yazmaya gerek yok. Vurgulanmak istenen söz ya tırnak içine alınmalı ya eğik ya da kalın yazılmalı. Bir farklılığı belirtmek için birden fazla işarete, müdahaleye gerek yok.
- Devrik cümle bir anlatım kusurudur. Ne yazılırsa yazılsın, baştan cümlelerin düz yazılacağı düşünülerek yazılmalı. Bir işlevi, bir amacı yoksa bir cümle devrilemez.
- Elinizin altında her zaman yazım kılavuzu ve sözlük olmalı.
- Yazınızdaki yanlışlarla ilgili uyarıldığınızda bunu kişisel algılayıp tepki göstermek yerine memnun olun, doğruluğunu teyit edip yanlışı doğrusuyla değiştirin.
- İyi yazabilmek için öncelikle çok iyi, nitelikli ve doğru bir kitap okuru olun. İyi bir blog yazısı için de iyi bir blog okuru olun. Blog yazarlığı, bloglardan öğrenilir. Blog yazarları diğer blog yazarlarından, bloglar diğer bloglardan çıkar.
- Blog yazılarınızı hangi türde yazmayı seviyorsanız o tür eserlerden beslenin. Benim tercihim ve önerim usta edebiyatçıların günlükleriyle Montaigne’nin Denemeler’i.
Son bir not: Daha iyi bir blog yazısı, Google aramalarında ilk sıralarda çıkmak ya da başlığından cümle kurulumuna kadar SEO kurallarına uygun bir yazı demek değil. Yazının Google’da bulunabilirliğiyle nitelikli olması bambaşka şeyler. Doğru cümlelerle nitelikli bir metin, SEO kurallarına uydurulmuş cümle yapılarına feda edilmemeli.
En çok buralardayım: Instagram | Facebook | Twitter | YouTube