Yeni Medya Ne Kadar Yeni?

Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat‘ın Akbank Sanat’ta başlattığı “Yeni Medya Söyleşileri”nin üçüncüsüne katıldım. Konusu “Yeni Medya ve Yayıncılık”, konuğu onedio.com’un kurucusu Kaan Kayabalı’ydı.

Teknolojiyle içli dışlı büyüdüğünü, mühendislik okuduğunu ancak “yeni medya” ile ilgisinin “Onedio”yu kurana kadar olmadığını anlattı Kaan. ODTÜ Teknokent’te geliştirdikleri teknolojik bir ürünü gazetecilere anlattıktan sonra bunun bambaşka bir şekilde haber yapılmasını “Biz ne anlattık, medya bize ne verdi” sözleriyle özetleyip bu geleneksel medya kazasından sonra kendi medyasını inşa etmeye karar verdiğini söyledi.

Geleneksel medyadan yeni medya mecrasına geçenler ile diğer bazı haber sitelerinin SEO haberciliği yapmalarının aksine Onedio tarzı yeni medya yayıncılığı örneği sergilediklerini belirten Kaan, sosyal ağlara özel içerik üreten ilk hatta tek medya kuruluşu olduklarının altını çizdi. Hürriyet dahil çoğu örnek, haber videolarını Hürriyet Web TV tarzında kendi bünyelerinde yayımlama yoluna giderken Onedio, YouTube’da var olmayı tercih etti. Kaan bu durumu “Seyirci içeriği nerede tüketiyorsa oraya özel içerik üretilmeli.” sözüyle vurguladı.

Bilginin ve içeriğin geniş kitlelere duyurulup yayılması açısından sosyal ağları çok önemseyen Kaan, Facebook ve Twitter olmasaydı bugün Onedio’nun da olmayacağını söyledi.

İnsanların gelecekte artık kendilerini ve çoğu şeyi sosyal ağlarda paylaşmaktan sıkılıp vazgeçeceklerine dair ön görüsünü paylaştı, ancak bunun tam aksine dijitalle olan bağımızın ise artacağına dair inancını dile getirdi.

Dinleyicilerinin çoğunlu Yeni Medya öğrencilerinden oluşan söyleşide merak edilen bir konu da Kaan’ın Onedio’da çalışacak kişileri seçerken Yeni Medya mezuniyetine dikkat edip etmediğiydi. Mezun olunan bölümü değil kişinin deneyimlerini, yeni medya adına neler yaptığını daha çok önemsediğini vurguladı Kaan ve yeni medya öğrencilerinin blog açması, YouTube kanalı oluşturması için hiçbir engellerinin olmadığını belirtti.

Yeni Medya Nedir?

Yeni Medya Söyleşilerini her ay hazırlayıp yöneten İsmail Hakkı Hoca, artık medyanın cep telefonundan tüketildiğine dikkat çekerek yeni medyada geleneksel yayınlardaki gibi yatay değil dikey içerikler üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ona göre dijital medyada “geleneksel medyadan yeni medyaya taşınanlar” ile bloglar, sosyal ağlar gibi zaten yeni medyanın içinde doğanlardan oluşan aktörler var.

İnsanların, geleneksel medyanın aksine yeni medya sayesinde kendi gündemlerini yine kendilerinin oluşturabildiğini söyleyen Hakkı İsmail Polat, yeni medyanın daha ne kadar yeni kalacağına dair soruya şu cevabı verdi:

“Yeni” sıfatının kullanımına ilişkin akademik çevrede bayağı tartışmalar var: İnternet çıkalı 30-40 sene oldu; e-mail, MP3’ler, DVD’ler her şey eskidi. Bu 30-40 senede artık yeni ne var? Bu yeni sıfatı neden hâlâ bu kadar şey yapılıyor. Yeni, yeni derken aslında bir şey de tüketiyor muyuz, olgusu var.

Benim görüşüm ve bulgularım şu şekilde: Birincisi yeni medyanın “yeni” sıfatını, eski olmayan değil de bir belirsizliği tarif etmek için kullanıyoruz. Mesela “dijital medya” gibi bir kavram kullandığınızda o kavram aslında medyanın, o ortamın özelliklerini sınırlıyor. Ve adeta bize birlerden sıfırlardan oluşan, daha böyle teknolojik olarak bakılması gereken ve teknolojinin kutsandığı bir şeyi veriyor. Halbuki bunun sosyal yönleri var. Mesela dijitali kendi kuramımda biraz da yeni medyanın nesneleşme kanadıyla, birlere sıfırlara dönüşmesi bağlamında alıyorum. Özellikle yeni evrendeki mekansallaşmayı siber sözcüğüyle ifade ediyorum. Oradaki bütün ilişkileri, düzeni de sosyal kısmıyla ifade ediyorum. Kaldı ki zaten dijital medya, sosyal medya, işte bu siber uzay hep bunların sonucunda ortaya çıkan şeyler.

Bunu belirsiz bir medya, daha doğrusu sınırları boyutları bilinemeyen bir ortam olarak aldığımızda karşımıza şöyle bir şey çıkıyor: Bunun boyutları ne zaman belirlenecek ve buradan nasıl bir sıfat olacak? World wide web eski bir şey değil mi, evet. Ama blockchain eski bir şey mi, değil yeni. Şu an baktığımızda enerjisi olan, herkesin şu anda üzerinde vov dediği bir şeyler var. Blockchain nerede yapılıyor, neyin üzerinde yapılıyor, web’in üzerinde yapılıyor. Demek ki hâlâ o potansiyelini, o kinetiğini, enerjisini koruyan, hâlâ orada inovasyonlara, yıkıcı yeniliklere izin veren bir ortam var. Bu ortamın kendi dinamikleri uzun süre yeni olarak kalacak. Buna da bir sıfat takılması birazcık şey…

Burada bir ikinci şey var: Medya sözcüğü bizi biraz yanıltıyor. Medya sözcüğünü biz hep gazete, radyo, televizyon gibi algıladığımız için aslında bütün algı, problem orada. Halbuki bir insanın şunu (cep telefonunu gösteriyor) alıp da etrafını, kendisini çekmeye başladığı andan itibaren aslında burada birazcık daha Truman Show tarzı, biraz daha etrafındakilerin çektiği o çoklu iletişimin o medyayı aşan yönlerini de düşündüğümüz zaman karşımıza bambaşka bir şey ortaya çıkıyor.

Oyun gibi bir evreni, mesela online oyunları düşündüğümüzde aslında bu biraz daha tanımlı ve kafamızda belirgin olarak gidiyor. Aslında bu işin biraz daha bir iletişim, etkileşim ortamından yavaş yavaş bir yaşam alanına doğru dönüştüğü konusunda da çeşitli görüşlerim bulgularım ve araştırmalarım var.

İsmail Hakkı Hocanın yeni medyaya dair tanımını aşağıdaki videodan da seyredebilirsiniz.


e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

One Comment

  1. Başarılı bir yazı olmuş. Artık yeni medya olarak üniversitelerde de okutuluyor.

Bu yazıya katkı sunun