“Hangi takımı tutuyorsun?” diye sorulduğunda büyük çoğunluğumuz bir futbol takımı söyleriz. Ben bir baskebol takımı veya voleybol takımı söyleyeni henüz duymadım; bu denli futbolla koşullandırılmışız. Tuttuğumuz takımı, genellikle babamızın hangi takımın taraftarı olduğunu belirliyor. Ben de rahmetli babam Galatasaraylı diye Galatasaray‘ı tutuyorum. Bilinçli bir şekilde, sorgulayarak, araştırılarak verilmiş bir karar değil. Üstelik oldum olası futbolu sevemedim, Galatasaray’ın UEFA kupasını aldığı maç haricinde hayatımda hiç futbol maçı seyretmedim, sarı kırmızılı formayı giyen hiçbir futbolcuyu da tanımam. (Hatta Galatasaray’ın şu anki teknik direktörünün kim olduğunu dahi bilmiyorum, en son hatırladığım Fatih Terim’di, muhtemelen onun üzerinden de yıllar geçmiştir.) Futbolu sevmesem de, maçlarını takip etmesem de Galatasaraylı olduğum için mutluyum, renklerini de seviyorum. Peki ya basketbol?
Lisede , gençlik yıllarımda basketbol oynamayı çok denedim, hatta basketbol topum bile vardı ama oynamayı hiçbir zaman beceremedim. Basketbol gazetesi çıkmıştı bir ara, onu birkaç kez aldığımı hatırlıyorum. Ama televizyon karşısına oturup özellikle basket maçı seyretmedim. Nadiren basket maçı seyrettiğimde ise futbol maçı seyretmekten daha keyif aldığımı fark ettim.
Öyle böyle derken, basket takımı tutmadan, basket maçı seyretmeden yıllar geçti ama bu spora uzak uzağa bir sempatim hep oldu. Bir arkadaşım, basketbol maçlarına gittiğini ve istersem beraber gidebileceğimi söylemişti; önce kendime bir basket takımı seçmeliyim.” demişti, aradan yıllar geçti.
Son birkaç gün durduk yere basketbol merakım yeniden uyandı. “Dur” dedim, ben artık kendime bir basketbol takımı seçmeliyim.” Ama öyle körü körüne değil. Futbolda Galatasaray’ı tutuyorum diye basketbolda da aynı ismi tutmayı düşünmedim. Renklerine, geçen yılki şampiyonluğuna bakmadan Türkiye Basketbol Federasyonu‘nun internet sitesinden Türkiye Basketbol Ligi ve Basketbol Süper Ligi‘ndeki takımlarını kaç yılında kurulduklarından oyuncularına, teknik kadrodan geçmiş yıllardaki başarılarına kadar tek tek inceledim.
Sonunda hangi basketbol takımını tutacağıma karar verdim: Anadolu Efes. 38 yaşımda kendime ilk kez bir basketbol takımı seçmiş olmam tuhaf olabilir ama en azından bir spor dalıyla ve bir takımla bağ kurma adına geç de olsa gerçekçi bir adım attım.
Hangi basketbol takımını tutacağımı belirledikten sonra Basketbol Süper Ligi 2019-2020 Sezonu Fikstürünü, Anadolu Efes’in hangi hafta hangi takımla maçı olduğunu inceledim. Anadolu Efes’in kendi sahası Sinan Erdem Spor Salonundaki maçlarına gitmeye karar verdim. Bunun için kombine bilet fiyatlarına da baktım. Fiyatlar kategorilere göre 6 bin TL ile 475 TL arasında değişiyor. 475 liralık T3 kategorisinin ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok ancak başlangıç için T3 kategorisinden kombine alarak hayatımda ilk defa basket maçı seyretmeye başlayacağım.
Basketbol, benim için seyretmelik bir spor dalı; hem tuttuğum takımı belirleyerek hem de maçlarını takip etmeye başlayarak bu sporun içinde daha çok yer alacağımı, basketbolun ruhunu daha çok özümseyeceğime inanıyorum. Seyirlik değil bizzat öğrenmek ve oynamak istediğim spor ise kort tenisi. Tenisle ilgili de yıllardır araştırma yapıp, tenis eğitimi veren yerlerle, eğitim paketlerinin içerikleriyle ilgili görüşüyorum ama bu konuda henüz ciddi bir adım atamadım. Belki bir gün hayatıma tenis girerse o süreci de bloğumda ayrıntılarıyla paylaşırım.