İnternet diye bir şey olmasaydı, blog diye bir şey de olmayacaktı. Haliyle blog yazarı da olunmayacaktı :) Son bir aydır canımı sıkan olaylardan biriydi TTNET’in sebepsiz kesintileri… İnterneti zırt pırt kesilen bir blogger, ziyaretçileriyle ne kadar bütünleşebilir ki…
Bayramdan hemen sonra.. Ziya‘yı Kütahya‘ya götürmeden 1 gün önce. Bizim Efe‘nin ayakkabıcısındayız. “Abi, su almayan bir ayakkabı lazım bana“ diyorum. Satıcı birkaç çeşit koyuyor önüme. Beğeniyorum bir tanesini; “bunun önünde dikişi yok, su almasın sakın“ diye soruyorum. “Şoklama yapılmış bunda, su alırsa getir, iki yıl garantisi var” diye teminatta bulunuyor. 3-5 gün yağmursuz havada giydim ayakkabıyı; rahat bir şey, sevdim derken cumartesi günü yağmur yağdı ve soluğu ayakkabıcı da aldım. Aldığım cevap ne oldu dersiniz? “Bu yağmurda su almayan ayakkabı mı olur? Alacak tabi“ Hafif çapta sinir harbi, tartışma vs. “Ben su almaz demedim ki“ diye inatlaşmaz mı bir de… Esnaflığı bilmiyor bizim insanımız. Sonra ağlıyor “İskarpin açıldı, satışlarımız durdu“ diye.
İlk kredi kartımı Yapı Kredi Bankası‘ndan almıştım. Geçen gün bankaya gidip kartımı iptal ettirmek istedim. Müşteri temsilcisi bayanla iddiaya girdik neredeyse. O , “kredi kartlarından yıllık kart ücreti kesmediklerini“ dile getiriyor; bense her 6 ayda bir kart ücreti ödediğimi… Hangimizin haklı olduğu ekstrelerde belliydi. Bankaya adım atmadan, personelini meşgul etmeden bankacılık işlemlerini internetten/telefondan halleden bir müşteriden neyin “hizmet bedeli“ni alıyorlardı anlamış değilim. Müşteri temsilcisine göre “aslında banka bize hizmet veriyormuş.“ Sinirimi alamayıp vadesiz hesabımı da iptal ettirip Yapı Krediyle yolumu ayırdım :)
Gelelim Yeni Dört Yol kavşağına açılan Garanti Bankası‘nın müşteri temsilcisine. Askerde yanında para taşımasın diye kardeşimin paralarını Garanti’deki hesabına yatırdık. İki gün arayla 2007 ve 2008’in yıllık hizmet bedellerini kesmesinler mi? Ben de gidip o suratsız müşteri temsilcisine “sakın ola ki maaş hesabımdan yıllık hizmet bedeli kesersiniz ha!“ deyince müşterisinin yüzüne bakmaktan aciz yüzsüz müşteri temsilcisi “Beyfendi maaş hesabından bahsediyorsunuz; biz maaş hesaplarından herhangi bir ücret kesimi yapmıyoruz“ demez mi? “İnşallah öyledir“ dedim; dedim ama öyle olmayacağını biliyordum. İki hafta geçmedi tak bir e.posta: “Garanti Bankasındaki vedasız hesabınızdan 2008 yılı birinci yarı yıl hesap işletim ücreti kesilmiştir.“
Görev yaptığım kasabanın PTT’sine gidiyorum iki defadır. Küçük yerdir, gelen giden azdır, oradaki memurlarda gerilmiş sinirden eser olmamalıdır diye düşünürken burada da “devlet memuru” zihniyeti suratınıza bir tokat gibi vuruluyor. “Şu işlemi yapabilir misiniz?“ “Kredi kartı post makinemiz yok.“ “Peki ya bunu?” “Bilmem, bir deneyeyim.” “İyi o zaman iyi çalışmalar” (Teşekkür yok) Haydi şehir merkezindekiler aşırı yoğunluktan şikayet ediyor, peki sana ne oluyor be adam ufacık yerde boş boş oturmaktan mı yoruluyorsun!
Yok yok, bunlar beni sonunda Uğur Dündar yapacaklar ya, hayırlısı…
Hesap ücreti. Aynı sorunu geçen yaz yaşadım. Garanti Bankası ‘ndaki paracard hesabımdan 6 ay arayla kesinti yaşıyordum. Buna anlam veremiyordum. Nedeni ise; gazeteler, haber kanalları her gün bunun artık olmayacağını söylüyordu. Şubeye gittiğimde bana; “Benim üzerime yada ailemden birinin üzerine olan iki fatura ektrası getirmemi söylediler(telefon,su,elektrik).”
Aynı gün işlemlerimi yaptım ve artık hesabımdan yıllık ücretin kesilmiyeceğinin teyidini aldım. Bankadan ayrıldım. Sonuç;
Yaklaşık bir ay önce hesabımdan yıllık ücret kesilmişti.. :))
Dipnot: Abi bu güzel yazın için teşekkür ederim. Bunları yaşıyan kim bilir kaç kişi vardır ?? ;))
blogger’sen incesin hassassın daha duyarlısın.anlayış bekliyorsun fakat gerçekler acı be :P bizim de oluyor böyle sorunlarımız. he bi de su çekmeyen ayakkabı istiyosan cat tarzı al :) diğerleri fasafisodur. nerden mi biliyorum zira ayakkabıcıyım :P
bi de gidemedim hiçbir filme bayadır arasıra okuyunca fikir sahibi oluyorum [sağ olasın]
+Bugünlerde herkeste, kredi kartındaki hesap ücreti kesintisinin yarattığı kızgınlığı dinliyor ve okuyorum.. Bir kaçgüne kalmaz ben de aynı olayı yaşarım ve senin gibi doğru Yapı Kredi Bankası’na gider, hesabı kapatır, kredi kartını iptal ederim.. Tüm harcamalarımı kredi kartından yaptığım için her ay maaşımın yarısından fazlasını kredi kartına ödüyorum.. Bu sebeple zannedersem benim kapatmamamı isteyecek ve hatta ücreti geri iade edeceklerdir..
+ Geçen ay internet kesintisini ben de sık sık yaşıyordum.. Modeme bakın dediler.. splettır’a bakın dediler.. İkinisinde desorun olmayınca arıza ekibi devreye girdi ve hallettiler.. Şuan için öyle bir durum yok.. (bugün nedense iki kere oldu)
+ Bana da ayakkabı lazım.. Su geçirmez aramıyorum bile.. Biliyorum çünkü geçireceğini:) Sen de satıcılara inanıyorsun yahu.. Bir kaç sene önce yağmurluk aldım.. Dışarıda yağmur çiselediği zaman, benim yağmurluğun içinde sağanak oluyordu:)
+ Kendimden bilirim.. Kamu görevlisi isen, insanlara hizmet etmek, ekstra bir görev gibi geliyor sana.. :)
uğur dündar :D
yakışır abimize :D
Banka, kart ücreti, devlet memuru kafası, küçük yerlerin bezgin çalışanları… İnsanın sinirini tepesine çıkarabilecek sözcükler dizisi. Bu tür insanlar ve olaylarla karşılaşınca (evet küçük olaylar belki ama bir araya gelince çok sinir bozucu oluyorlar) “EĞİTİM ŞART” sözü espri olmaktan çıkıyor… Bu boyutları küçük ama bir araya gelince hayli yorucu olan olaylarla daha fazla üzülmemen dileğiyle..
internetin kesilmesi soruunu bu aralar herkeste yaşanmakta.oldukça da uzun süreli bir sıkıntı oluyor bu bizlere.zamanla düzelir diye umut ediyorm…bu arada yazılarını okumakta zorlanıyorum.çok küçük görünüyorlar,belirtmek istedim
Ben insanımızın (kendimiz de dahil) ilkokuldan başlayan eğitim serüveninin iyi olmadığını düşünüyorum.Tabi bu durum iki sonucu karşımıza çıkarıyor:
1. Bireylerin bozulması
2. Kurumların bozulması
Bu iki sonuç iki durumu karşımıza çıkarıyor:
1. Birey olarak bizlerin günlük hayatımızda sıkıntı çekmesi
2. Ülkemizin topyekun gelişmemiş ülkeler düzeyinde kalması.
O halde eğitimimizin mutlaka iyileştirilmesi gerekiyor.Eğitim sadece matematik merkezli değil; sanat, edebiyat ve hikmet merkezli olmalıdır.