e-vren günlüğü’nün Stratejik Hatası

Safiye Sultan’ın doğum gününü kutladık; birkaç saat öncesinde ve 1 gün öncesinde bir köy ilköğretim okulunda heyecanla yanlarına koşan minik öğrencilere sarılmayan, tebessüm etmeyen dört genç bayan öğretmenin anlam veremediğim merhametsizliklerine şahit oldum; okul bahçesinde ders işlerken sevmek için elime aldığım kaplumbağa yavrusunun üzerime işeme tehliskesini atlattım vesaire gibi 10 Nisan gününün e-vren dünyası’nda bıraktığı izleri kayda geçmek üzere bilgisayarımın başına oturmuştum ki babamın ölümüyle ilgili yazıma gelen bu yorumla e-vren günlüğü’nün stratejik hatasıolduğuna iyice kanaat getirdim.

Buraya not düştüğüm yazıların hesabını vermek, izahını yapmak gibi bir tavır sergilemedim hiçbir zaman. Lakin yorum yapılan yazı, en hassas olduğum konulardan biriydi. Yorum sinirlerimi tepeme çıkaran cinstendi. Üstüne üstlük verilen e.posta sahteydi ve yazdığım cevap geri gelmişti. Bu yüzden “babamı çok sevdğini”; yorumuyla “iyi bir şey yaptığını” zanneden (sözde) akrabama buradan yanıt vermek istedim.

Ben o yazıda 7 ay boyunca Avusturya’da kanser tedavisi gören babama yazdığımız mektupların kendisine verilmediğinden; o mektupların hala daha kayıp olduğundan; Antalya Havalimanın’da hayat arkadaşını Aydın’a yuvasına götürmek isteyen anneme “bu adamın 3 günlük ömrü kaldı” denilerek doktor raporlarının yüzüne savrulduğundan; öleceğini duyan babamın bunun üzerine son nefesini verene kadar hiç konuşmadığından bahsettim. Bütün bunlar; 13 yıldır sorgulanan ama hesabı bir türlü sorulamayan şeylerken, o yazıdan ölüme ve dolayısıyla Allah’a isyan ettiğim sonucu nasıl çıkarılabiliyor anlamış değilim. Babamı sevmek; bütün bu hayat mücadelesinde bizleri uzaktan seyretmek; isimsiz yorumlar yapmak; olayların perde arkasını bilmeden ya da görmezden gelerek asıl anlatılmak istenenleri alakasızca yorumlamaksa böylesi bir sevgiye inanmam mümkün değil.

Uzun süredir, bu blogun en başta ailem (ki annem sadece  1 kez açıp okumuştur); akrabalarım ve yakın çevrem tarafından biliniyor/okunuyor olması beni rahatsız ediyordu. Bu konuda benim de  stratejik kusurlarım oldu. Askerden geldiğimden beri özel hayatımda yaşadığım can sıkıcı durumları artık olduğu gibi e-vren günlüğü’ne aktaramaz oldum. İsim veremez; adaletsizlikleri, haksızlıkları maddeleyemez oldum. Çok yakınımda yaşanan; bizzat şahit olduğum çirkinlikleri buraya not edemez oldum. Oysa e-vren günlüğü; ileride internetten kalksa bile müsvetteler ya da ciltler halinde benim günlüğüm olarak çocuklarıma, torunlarıma kalacak bir yazılı kaynak mantığıyla tutuluyor. O yüzden üstüne basa basa {de}şifre bir hayat aktarması söz konusu bu sayfalarda. Zaman zaman e-vren günlüğü’nü kapatmayı;  yıllar sonra açıp okumak üzere  yazılarımın çıktısını alıp dolabıma saklamayı; kimsenin bilmediği yeni bir blogta isimsiz cisimsiz  bir şekilde canımı sıkan herkes ve her şeyi kaleme almayı çok istedim.

6 Comments

  1. SANA BURADAN BİR DAHA HERHANGİ BİR YORUM YAZMAYACAĞIM.BAKIYORUM BENİM YAZDIKLARIMI İYİ OKUMAMIŞŞIN.İYİ OKUMAMIŞSIN Kİ YANLIŞ YORUMLAMIŞSIN.İNSANIN DÜŞÜNDÜĞÜ HER ŞEY DOĞRU OLMAYABİLİR VE İNSAN ELEŞTİRİLERE VE FARKLI YORUMLARA AÇIK OLMALI. BAŞKALARININ DÜŞÜNCELERİNE FİKİRLERİYLE UYUŞMASA DA SAYGI GÖSTERMELİ..AŞAĞIDAKİ YAZDIĞIN YAZIYLA BENİ ANLAMADIĞIN ANLAŞILIYOR VE ” Yorum sinirlerimi tepeme çıkaran cinstendi. Üstüne üstlük verilen e.posta sahteydi ve yazdığım cevap geri gelmişti” DİYORSUN E-POSTA BİR KERE SAHTE DEĞİL,
    “babamı çok sevdğini”; yorumuyla “iyi bir şey yaptığını” zanneden (sözde) akrabama buradan yanıt vermek istedim” DİYORSUN EVET İYİ BİR ŞEY YAPTIĞIMI ZANNEDİYORUM.VE BABANI ÇOK SEVİYORUM.BU SEN DÜNYADA VARKEN DE BÖYLEYDİ YOKKEN DE.BİR KERE BEN SÖZDE AKRABA DEĞİL ÖZDE AKRABAYIM.BUNU SÜLALEDE 200 KİŞİDE 199 KİŞİ İSTİSNASIZ DOĞRU DER.YAPTIĞIM YORUMA YAPTIĞIN YORUMA CEVAP VERMEYECEKTİM AMA YAZDIĞIN YORUMDA KULLANDIĞIN KELİMELERİ DOĞRU BULMADİĞIM İÇİN BAZI AÇIKLAMALAR YAPAYIM DEDİM.BAZI HUSUSLARDA BİLGİN DERİN OLSAYDI YAZDIĞIMDAN ÖLÜME VE ALLAHA İSYAN ETTİĞİN YORUMUNU ÇIKARMAZDIN.BEN ÖLÜMÜN HERKES İÇİN MECBURİ İSTİKAMET OLDUĞUNU SÖYLEMEKLE YAZDIĞIN KELİMELERDEN BAĞIMSIZ OLARAK TESELLİ OLSUN DEMİŞTİM.MAALESEF SEN DE BAŞKA TARAFA ÇEKMİŞSİN.TÜRKÇEMİZDE BÖYLE ELASTİKLİ MANALAR DA ÇIKIYOR BAZEN.O YAZIYI DAHA DİKKATLİ OKURSAN SENİ VEYA SİZİ İNCİTECEK HERHANGİR CÜMLE BULAMAZSIN.YAZIDA SENİN DÜŞÜNCELERİNİN AKSİ İSTİKAMETTE DÜŞÜNCE OLABİLİR BU DA NORMALDİR. BİLİYORSUN Kİ HERKES AYNI DUYGUDA OLAMAZ,AYNI ŞEYİ DÜŞÜNEMEZ.DAHA BAŞKA ŞEYLER DE YAZABİLİRDİM AMA AMACIM SENİ VEYA SİZİ GÜCENDİRMEK DEĞİL. BEN HİÇBİR AKRABAMI GÜCENDİRMEM BENİ GÜCENDİRSELER BİLE.RABBİM YARDIMCIN OLSUN

  2. Eğer birgün bardağının alabileceği son damlayı da damlatırlarsa (ki yakın olduğunu düşünüyorum nedense) biliyorum ki duramayacak, yeniden bir şekilde biryerlerde yeşereceksin. Gölgenden mahrum etme olur mu?
    O yorumu okudum, samimiyetsiz geldi sadece o kadar söyleyeyim. Kelimenin anlamı zaten büyük.

    Köy öğretmenleri ile ilgili cümleni okuduğumda masamdan kalkıp odamın içinde bir tur attım. Hassasiyetimi biliyorsun hele bugün çok doluyum :/

    SAFİYE SULTAN ÖMRÜN SAĞLIKLI, HUZUR DOLU OLSUN İNŞALLAH. NİCE SENELERE…

  3. Hassasiyetini anlamak için sen olmak gerek… Deşifrelik beni de çok tedirgin etmiş ve çoğu şeyi yazamamış, silmiş, farklı isimlerle bloglar açmış ve en sonunda bıkmış biri olarak söylüyorum ki, sen düzgün bir adamsın, ve kimsenin gocunacağını sanmıyorum içinden geldiğince yaz…

  4. Sevgili Evren ;
    Öncelikle babana Allah’tan rahmet ve siz sevdiklerine de sabır dilerim.

    Biliyorsun ki yazılarını begeni ile takip ediyor ve okuyorum. Evren günlüğü ben dahil bir çok insanın da hayatında büyük bir yer kaplıyor buna adım kadar eminim.

    Uzun zamandı bakma fırsatı bulamadıgım sayfana bugün oy kullanmak için girdim oyumu kullandım -bu arada dilerim bu yarısmayı sen kazanırsın- ve sayfayı gezip okuayamadıgım yazıları okudum. Baban ile ilgili yazmıs oldugun o harika yazı için de ayrıca tebrik ederim. Ben de iznin olursa o yazına yorum yapan kişi için birkaç bir sey sölemek istiyorum. Kendini bilmez insan o kadar çok ki etrafta kaale alınması gereken insan da bir o kadar az. Evren günlüğü bir serüven ve stratejik falan hatalara mahal yok burada. Sakın ola ki böyle seyler söleyip de biz sevenlerini de üzme. Belli ki biri dalga gecmek istemiş hiç hos olmayan bir sey muhakkak ama insanların nasıl seyler oldukları hakkında hala bir malumatım yok. O kadar enterasanız ki ! O yorumu yapan bilinçsiz arkadası burdan da eshefle kınıyorum.

    Bu arada evren günlüğü sadece senin cocuklarına torunlarına degil, bizim de cocuklarımıza ve torunlarımıza muhakkak gösterecegimiz bir arşiv. Gittikçe berbatlasan sistem içerisinde bir 20 yıl sonra düzgün hiç birsey kalmayacagını düşündüğüm için evren günlüğü ise kalacak tek olusum oldugu için hava atarak cocuklarıma torunlarıma gösterecegiz biz de. Misal ben : bakın bizim zamanımızda böyle güzel bloglar vardı diyecegim :)

    Saygılarımla…

  5. Bu yazıyla verdiğin cevap içime soğuk sular serpti sevgili Evren.Zira ben sadece senin yazılarını değil aynı zamanda yazılarına yorum yapanları da okuyan birisi olarak, o bahsettiğin yoruma çok kızmış o kişiye hitaben birşeyler yazıp yazmamak arasında kalmıştım.Ne iyi ettin de bu yazıyla o kişiye cevap verdin…

  6. Evren öncelikle sevgili babana; Allah’tan rahmet, sizlere ve sevdiklerine de sabırlar dilerim.

    Yazdığın yazıyı ben de çok duygulanarak okudum, o anda düşüncelerimi paylaşamadım. Eline, yüreğine sağlık olsun. Ben de aramızdan ayrılan sevdiklerimizin bizi gördüğünü düşünür, buruk bir mutluluk yaşarım. Onların ardından yapılacak en güzel şeylerden biri ‘’hayatta olsaydı karşılaştığı durumda nasıl bir duruş sergilerdi?’’ nin yanıtına onun penceresinden bakmaya çalışmak gibi gelir bana. Hepimiz zaman zaman kırılıp, haksızlıklara uğrayıp, 40 yıllık akrabamızın/arkadaşımızın o an ki tavrının bizdeki soğuk duş etkisi ile karşılaşmaktayız. Yapılan her şeyin bir karşılığı olduğunu, adaletin er ya da geç tecelli edeceğini bildiğimden karşı bir harekette bulunmam. Aksine herkesle iyi olmaya, olamadıklarımla da hiç değilse küs olmamaya gayret ederim.

    Günlüğünün bir hatası diye lanse ettiğin şey aslında nasıl baktığına bağlı. Evet adı üstünde günlük, dolayısı ile bir gizliliği zaten olmalı. Fakat ifade etmek istediğin konuları, haksızlıkları ya da çirkinlikleri eskiden olduğun gibi içinde tutmadan, yapabilmelisin. Herkesçe takip edilmesini istemediklerini ayırıp, bu projenin sürekliliğini sağlayabilirsin. Bir de; ben her zaman kendimi mutlu eden, iyi hissetmemi sağlayan ne varsa bunları yaparak yaşamak isterim. Bu seyri etkileyen şeyler olmuyor değil, ancak her ne olursa olsun benim keyifle yaptığım bir şeyin kendi isteğim dışında çeşitli sebeplerle artık yapılamayacak olmasına tahammülüm olmuyor. Seni ilgi ile takip eden onlarca kişiden biri de benim, e-vren günlüğü’nün, elektronik yaşamına devam etmesini diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir