Posts by Evren Soyuçok

Blog yazarı
80:20 kuralı blog trafiğini artırma yöntemleri

Blog yazarları için 80:20 Kuralı

Bloğunun keşfedilmesini, yazılarının daha çok okunup yorum almasını önemseyen blog yazarlarının gözden kaçırdığı bir nokta var: Yayma! Bu, ben ve takip ettiğim benim gibi eski birçok blog yazarının dikkat etmediği bir konu olsa da “yayma”nın önemi üzerine inşa edilmiş bir ipucu var: 80:20 kuralı

Continue reading →

Sosyal Medya Tavsiyeleri Gerçekten Güvenilir mi?

Sosyal medyada gezinirken herhangi bir influencerin önerdiği ürünü hiç satın aldınız mı? Ya da sadece “çok takipçisi var” diye birinin tavsiyesine daha fazla güvendiniz mi? Aslında bu, sandığımızdan çok daha sık yaşanan bir durum. Peki, sosyal medya fenomenlerinin güvenirliği satın alma kararlarımızı gerçekten etkiliyor mu? İşte tam da bu soruya cevap arayan bir doktora tezi düştü e-postama “Google Akademik Uyarı”dan. Ayşe Yavuz’un Sosyal Medya Fenomenlerinin Online Kaynak Güvenirliklerinin Satın Alma Davranışı Üzerindeki Rolü başlıklı araştırması, sosyal medya kullanıcılarının tüketim alışkanlıklarını anlamamıza yardımcı olacak çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor.

Continue reading →

Cevri Kalfa ve Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi

İstanbul’un tarihî ve eğitim mirasının önemli unsurlarından olan, Osmanlı’nın son dönem sanat anlayışını yansıtan mimarisiyle de dikkat çeken Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi, Osmanlı Devleti’nde kız çocuklarının eğitime katılımını artıran öncü kurumlardandır. III. Selim döneminde haremde görev yapan Çerkez asıllı saray çalışanı Cevri Kalfa’nın adını taşıyan bu yapı, kadınların eğitim hakkının yaygınlaşmasına öncülük eden bu kurum olarak tarihe geçmiştir. 

Cevri Kalfa Kimdir?

1808 yılında yaşanann Kabakçı Mustafa İsyanı sırasında, IV. Mustafa’nın adamları, Osmanlı tahtında rakipsiz kalması için III. Selim’i öldürdü ve Şehzade Mahmud’a yönelmiştir. Merdivenden çıkan cellatların gözlerine kül serperek zaman kazandırdığı Şehzade Mahmud’un kaçmasını sağlayan Cevri Kalfa, bu cesur müdahalesiyle Osmanlı tahtının devamlılığını sağlamış,  II. Mahmud’un ilerleyen yıllarda padişah olmasına zemin hazırlamıştır. II. Mahmud, kendisini kurtaran bu fedakâr kadın için Büyük Çamlıca’da bir köşk yaptıran, buradaki su kaynağını “Cevri Kalfa Suyu” adıyla Üsküdar’da bir çeşmeye bağlatan II. Mahmud’un diğer lütfuda Divanyolu Caddesi üzerinde, Firuz Ağa Camii’nin karşısında inşa ettirdiği Cevri Kalfa Sıbyan Mektebidir. İstanbul’daki sıbyan mektepleri arasında döneminin hacim bakımından en büyüğü olan mektep, Batı sanat akımlarınınn etkisiyle empire (ampir) üslubunda inşa edilmiştir. Mektebin giriş kapısında ve çeşme üzerinde Keçecizâde İzzet Molla tarafından yazılmış manzum kitabeler yer almaktadır. Giriş kapısının üzerinde dört satır ve iki sütundan oluşan kitabelerin bulunduğu yapının tamamen mermer kaplı cephesi, Osmanlı eğitim yapıları içinde farklı bir estetik anlayış sunar. Mekteb inşa edilmeden önce Cevri Kalfa vefat ettiğinden dolayı ortada yer alan çeşmenin tarih manzumesinde “Merhûme Usta’nın iç rûhiyçün âb-ı zemzem” (1235/1819-20).” ifadesi geçmektedir. 

Osmanlı’daki İlk Kız Rüştiyesine Dönüşüm

Başlangıçta elli öğrenci ve on iki çalışanla sıbyan mektebi olarak faaliyete başlayan kurum, 10 Kasım 1858’de Cevri Kalfa İnâs Rüştiyesine dönüştürülerek Osmanlı’nın modern eğitim sistemine entegre edilmiştir. Bu düzenlemeyle Osmanlı’daki ilk kız rüştiyesi açılmıştır. Maarif Nezareti tarafından finanse ve idare edilen, Cevri Kalfa Vakfı tarafından desteklenen mektepte Arapça, Farsça, hesap, coğrafya, rik’a, imla gibi temel derslerin yanında nakış, dikiş ve ev idaresi dersleri de verilmiştir.

1873 yılında İstanbul’da faaliyet gösteren sekiz kız rüştiyesi içinde 224 öğrencisiyle en büyük okul olan Cevri Kalfa Rüştiyesinde 1877 Osmanlı-Rus Savaşı süresince bir süre muhacirler barındırılmış; 1879’da muhacirlerin tahliyesiyle de bina, Evkaf Nezareti tarafından tamir ettirilerek tüm ihtiyaçları Cevri Kalfa Vakfı’nca karşılanmıştır.

1905-1906 yılları arasında “Hazinedar Usta Cevri Kalfa Mekteb-i İbtidâîsi” olarak anılan binadaki kitabenin bir kısmı, 28 Mayıs 1927’de çıkarılan “Türkiye Cumhuriyeti Dâhilinde Bulunan Bilcümle Mebânî-i Resmiyye ve Milliyye Üzerindeki Tuğra ve Methiyelerin Kaldırılması Hakkında Kanun” çerçevesinde kazındı ancak Müze Müdürü Halil Ethem’in müdahalesiyle kitabelerin bir kısmı kurtarıldı. Çeşitli resmî amaçlarla kullanılan yapı, 1929-1930’da Devlet Basımevinin matbaacılık okulu olarak hizmet vermiş, 1932’de Adliye Sarayı yangını sonrası mahkeme salonlarına ev sahipliği yapmıştır. Bir dönem Başbakanlık Arşivi deposu olarak da kullanılan yapı, 1945’te tekrar ilkokul olarak eğitime açılmış, 1955’te adı yeniden “Cevri Kalfa İlkokulu” olmuştur. Bina, 1985 yılından beri tahsis edildiği Türk Edebiyat Vakfı tarafından edebiyat ve kültür hayatına hizmet etmekte; birçok edebiyat semineri, atölye, eğitim ve toplantılara ev sahipliği yapmaktadır.

Mastodon Bluesky Karşılaştırması

X platformunu, Twitter olduğu günlerden beri pek sevemedim. Twitter, X adını almasıyla bambaşka bir platforma dönüştü. Bu dönüşüm baş döndürücü şekilde devam ediyor. X’teki linç kültürü, manipülatif paylaşımların çokluğu beni açıkçası korkutuyor. Bu sebeple son zamanlarda isimlerini sıkça duyduğum iki sosyal ağ olan Mastodon Bluesky karşılaştırması yapmak istedim.

Twitter’ın Elon Musk yönetimi altındaki dönüşümü, moderasyon politikalarındaki keyfilik, ani değişiklikler ve algoritmaların adaletsiz çalışması birçok kullanıcının alternatif platform arayışına girmesine yol açtı. Ben de bunlardan biriyim. Aslında en sağlıklı olanı, kullanılan sosyal medya hesabını en aza indirmek. Ancak X alternatifi arayışım sırasında öne çıkan iki sosyal ağ, Mastodon Bluesky karşılaştırması ile ilgili araştırmalarımı bloğumda da paylaşmak istedim. Umarım bu yazı, benim gibi Twitter’a alternatif arayanlar için iyi bir rehber olur.

Mastodon ve Bluesky Arasındaki Farklar Neler?

Mastodon'un fili andıran mavi renkli logosu

Mastodon’un özelliklerini incelediğimde onu şu iki kavramla özetleyebilirim: Merkeziyetsiz ve topluluk odaklı

Mastodon’un Güçlü Yönleri:

  1. Merkeziyetsiz Yapı: Mastodon, bağımsız sunuculardan oluşan federatif bir sistemle çalışıyor. Bu, kullanıcıların kontrolü ellerinde tutmasını sağlıyor.
  2. Reklamsız Deneyim: Kâr amacı gütmeyen bir platform. Böylece reklamlarla kullanıcıyı rahatsız etmeyen bir ortam sunuyor. Tabii şimdilik :)
  3. Topluluk Yönetimi: Her sunucu kendi moderasyon politikalarını belirliyor ve daha sağlıklı bir tartışma alanı yaratıyor.
  4. Veri Gizliliği ve Taşınabilirlik: Kullanıcı verileri tek bir şirketin elinde toplanmıyor ve sunucular arasında geçiş yapılabiliyor.
  5. Açık Kaynak Kod: Platformun açık kaynaklı olması, güven ve şeffaflık sağlıyor.

Mastodon’un Zayıf Yönleri:

  • İlk başta karmaşık bir sistem gibi görünüyor.
  • Kullanıcı sayısı, Twitter gibi büyük platformlarla kıyaslandığında oldukça düşük. Bu açıdan geniş bir kitleye ulaşmak isteyenler için Mastodon, ideal bir seçenek olmayabilir.
Bluesky'ın mavi renkte kelebek logosu

Bluesky’ı ise “tanıdık bir deneyim ve teknolojik yenilikler” sözleriyle özetleyebilirim.

Bluesky’ın Güçlü Yönler:

  1. Kullanıcı Dostu Arayüz: Twitter’a benzerliği sayesinde geçiş süreci kolay.
  2. Teknolojik Yenilikler: AT Protocol adı verilen merkezi olmayan bir protokol üzerinde çalışıyorr ve kişiselleştirilebilir algoritma seçenekleri sunuyor.
  3. Algoritma Çeşitliliği: Kullanıcılar, kronolojik sıralama, popülerlik temelli sıralama gibi farklı algoritmalar arasında seçim yapabiliyor.

Bluesky’ın Zayıf Yönler:

  • Henüz geliştirme aşamasında olduğu için özellikleri sınırlı.
  • Kapalı beta süreci, topluluk etkileşimini olumsuz etkiliyor.
  • Merkezi yapısı, kontrolün tek bir elde toplanması riskini taşıyor.
  • X’ten kaçarken yine X benzeri bir sosyal ağ deneyimi yaşatması, merkezi yapının tek elde olması zaten Bluesky’ın üstünü çizmem için yeterli :)

Mastodon ve Bluesky Arasındaki En Büyük Fark

Mastodon ve Bluesky arasındaki en belirgin fark, platformların merkeziyet yapıları. Mastodon, merkeziyetsiz bir sistem sunarken Bluesky, daha merkezî bir yapıya sahip. Mastodon’un topluluk odaklı yaklaşımı ve reklamsız deneyimi, bağımsızlık arayanlar için ideal bir seçenek sunuyor. Buna karşılık Bluesky, tanıdık arayüzü ve algoritma çeşitliliğiyle kullanıcı dostu bir deneyim vaat ediyor.

Bluesky’ın Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey tarafından geliştirildiği gerçeğini de unutmamalı. Bu, uzun vadede platformun reklam politikalarına evrilme ihtimalini yükseltiyor. Mastodon ise topluluğun kontrolünde kalarak bu tür kaygılardan uzak bir alternatif sunuyor.

Sonuç olarak Mastodon mu Bluesky mı?

Her iki platformun da güçlü ve zayıf yönleri ortada. Kendi ihtiyaçlarınıza ve önceliklerinize göre seçim yapabilirsiniz. Eğer reklamsız, topluluk odaklı bir deneyim arıyorsanız Mastodon tercih edilebilir. Ancak tanıdık bir arayüz ve teknolojik yenilikler arıyorsanız Bluesky bir adım önde diyebilirim.

Benim içinse X’e alternatif en güçlü aday Mastodon. Her iki platformda da hesap açıp kullanıcı adımı aldım. Fakat, şimdilik her ikisinde de paylaşım yapmayı düşünmüyorum.


Blog, bir hâkimiyet meselesi

Yazmaya başladığımız ilk andan itibaren blog, aslında çoğumuz için internette, sosyal ağlar karşısında, en çok da kendi dijital evrenimizde bir hâkimiyet meselesi değil mi? Ben buradayım, şu konuda uzmanım, sosyal ağların algoritmalarının kölesi değil kendi evimde, kendi bloğumda söz sahibiyim, tüketen değil üreten taraftayım demenin bir yolu blog.

Continue reading →

Açılış konuşması mı açış konuşması mı?

Uzun süredir vakit ayırıp üzerine yazmak istediğim bir konuydu “açış / açılış konuşması” arasındaki fark. İtiraf edeyim, yakın bir zamana kadar aradaki farka çok hâkim değildim ve sıklıkla “açılış konuşması”nı kullanıyordum; onu da yanlış yerde kullanıyordum ;)

Öncelikle şunun altını çizeyim: Açış konuşması mı açılış konuşması mı? İkisinden biri değil çünkü ikisi de doğru. Anlamları ve buna bağlı olarak kullanım yerleri farklı. Her zamanki gibi dayanağım Türk Dil Kurumu (TDK). TDK Sözlük’te açış ve açılış konuşmaları arasındaki fark, gayet iyi anlaşılacak şekilde veriliyor. Ama yazının devamında TDK’nin kendi içinde yaşadığı tezatlığa da değineceğim.

Continue reading →

“Daha İyi Türkçe” için!

Çevrim içi eğitim olarak inşa etmeye çalıştığım – “çalıştığım” diyorum çünkü neredeyse bir yılı aşkın süredir üzerinde ara ara çalışıyor ama hep ağırdan alıyordum- Diksiyonun Temel Kuralları eğitimini tamamladım. Aslında tamamlayabilmemi, Fatih Belediyesi Neslişah Sultan Kültür Merkezi bünyesindeki Fikir Atölyesinde planlanan 13 Aralık tarihli program sağladı. Fikir Atölyesindeki seminer netleşince, yüzde 90’ı zaten hazır olan “Diksiyonun Temel Kuralları”na son bir ayda titiz bir çalışmayla son hâlini verdim. Böylece çevrim içi ve bire bir olarak kurguladığım eğitimin Güncelleme 1 (GN.1) hâlini sahada yüz yüze deneyimleme, Türkçe sevdalılarıyla buluşturma imkânı buldum.

Continue reading →