DİJİTAL TAZİYECİLER!

Kuşadası‘nda yaşayan kızını görmek için Çorum‘dan yola çıkıyor ismini bilmediğim, sadece bir defa bir bayram ziyaretinde gördüğüm amca. Afyon yakınlarında rahatsızlanıyor ve iniyor arabadan. “İyi değilim” diyor arabayı kullanan yeğenine. Soluğu en yakın hastahanede alıyorlar, oradan üniversite hastanesine sevkediliyor ve doktorlar 4-5 saat muşahade altında tutulması gerektiğini söylüyor. Yoluna devam etmek zorunda kalan yeğenini arıyor sabaha karşı ismini bilmediğim, sadece bir defa gördüğüm amca: Ben öleceğim galiba. Çocuklarıma ve eşime söyle, haklarını helal etsinler…

Feyza ablam, kendisini görmeye gelen babasını Çorum-Aydın yolu arasında kaybediyor ansızın… Hasret dolu baba yüreği, ne kızını görmeye yetişebiliyor ne de geri dönüp ailesiyle görüşebiliyor son defa. Bir başına, garip bir şekilde son nefesini veriyor bambaşka yerlerde… Dün gece Feyza ablanın yanındaydık başsağlığı için.İnsan her şeye alışıyormuş diyor. Allah nasıl bir sabır veriyormuş meğer…

Annenannem vefat edeli 40 günü geçti. 40 gün içinde telefonda ikinci bir defa daha ölüm haberi aldım dün akşam üzeri. Ramazan‘ın anneannesi vefat etmişti. Uzun süredir kanserle mücadele ediyordu. Denizli’ye gitmek için araç ayarlamaya çalıştık ama olmadı. Ramazan’ı aradım hemen başsağlığı için. Telefonu açış şeklinden, ses tonundan anneannesinin ölümünün kendisine henüz haber verilmediğinianladım. Hiçbir şey yokmuş gibi konuştuk telefonda. Görüşme biter bitmez de kardeşlerime ricada bulundum: Sakın Ramazan’ı başsağlığı için aramayın, haberi yok henüz…

Akşam anneannesinin ölümünü öğreniyor Ramazan, bir başsağlığı sms’i yüzünden! Çocuğun içine düştüğü psikolojiyi hepimiz tahmin edebiliyoruzdur sanırım. Anneannemin ölümü sonrası “duygusuzca” atılan cep telefonu mesajları ve epostalara gösterdiğim olumsuz tepkimin haklılığını bu olayla bir kere daha görmüş oldum. Sahte dünyanın sanal dostları, herkesten önce davranıp dijital taziyelerde bulunuyor ve olan ateşin düştüğü yüreğe oluyor!