Günlerdir yazdım sildim, yeniden yazdım. Konuyu değiştirdim, yine eski konuya döndüm derken dergideki köşem için nihayet istediğim yazıyı yazabildim! “Türkiye’de Fen Edebiyat Mezunu Olmak” üzerine bir şeyler karalarken zaman zaman çok sinirlendim. Sanırım dershane sahipleri de bu yazıma çok kızacaklar :) Hoş ben de onlara kızıyorum zaten. Şartlar eşitlenir böylece.
***
Dün akşam Show TV Ana Haber Bülteni‘de Cübbeli Ahmet Hoca stüdyo konuğu idi. Gündemi epey meşgul eden cübbesiz, deniz fotoğraflarını açıklamak için canlı yayına çıkmıştı. Buraya kadar her şey normal. Normal olmayansa Cübbeli Ahmet Hoca’yla söyleşiyi Defne SAMYELİ‘nin değil de bir başkasının gerçekleştirmesiydi. Üstelik yan stüdyoda… Sebebi ise Cübbeli Ahmet Hoca’nın, kadın olduğu için SAMYELİ ile yüz yüze söyleşi gerçekleştirmek istememesi. Defne SAMYELİ’nin söylediğine göre Hoca’nın öğrencileri bir kadın sunucuyla gerçekleştirilen bu programı seyredemeyecek, böylece de Hoca’nın açıklamları doğru yerlere ulaşamayacakmış. “Yayıncılık hayatımda -kadın- olduğum için ilk defa böyle bir şey yaşıyorum, umarım son olur.“ demeyi de ihmal etmiyor Samyeli, sanki bu haremlik-selamlık uygulama kendi isteği dışında gerçekleşmiş gibi.. Türk televizyonculuk tarihinde, hele ki bir canlı yayında haremlik-selamlık uygulaması sanırım ilk defa olmuştur. İnsanların tercihlerine, kadın-erkek ilişkilerine bakış açılarına saygı duyuyorum. Ancak Cübbeli Ahmet Hoca’nın yerinde bir başkası oslaydı Defne SAMYELİ bu uygulamayı kabul eder miydi? Elbette ki hayır! “Ne münasebet!” diyerek böyle bir teklifi hem onca yıllık mesleki tecrübesine hem şahsına hem de sahip olduğu cinsiyetie bir saygısızlık kabul eder; konuğu da geri çevirir, söyleşiyi de gerçekleştirmezdi. Ancak işlenen konu güncel ve ilgi çekiciydi. Konuk ise son derece yüksek bir reyting potansiyeline sahipti. Bu diğer kanalların haber bültenlerinin önüne geçmek için de kaçırılmaz bir fırsattı. Bu sebeple Defne SAMYELİ, kendisinden taviz verdi ve Cübbeli Ahmet Hoca ile yan stüdyoda bir başka erkek meslektaşının söyleşiyi gerçekletirmesini sağladı. Başka bir haber sunucusu da aynı tavizi vermekten çekinmeyecektir. Türk Televizyon’unda yayıncılık anlayışı hep reyting uğruna bazı şeylerden taviz vermekle “gelişmiyor” mu zaten?