Aydın’ın Yaşayan En Ünlü Efesi!

evrengunlugu.net © 2010

Şimdi hâlihazırda Aydın’ın en meşhur, en yaşlı efesi benim. Beni tanımayan mı var zaten!

Bu sözlerin sahibi, tartışılmaz bir şekilde Aydın’ın en renkli ve tanınan efesi 1928’li Talat ARZUHAN’a ait. 82 yıllık ömrünün neredeyse tamamını efelik ruhuna harcamış bu yaşayan tarih sadece Aydınlı bir efe değil, bir şair, bir Atatürk sevdalısı, bir tarih koleksiyoncusu. Öyle ki katıldığı her program veya etkinlikte mutlaka şiirler okuyor ve bunların büyük çoğunluğu kendi kaleminden dökülüyor. O, valilerden belediye başkanlarına kadar herkesin illa ki tanıdığı saygı duyulan bir şahsiyet; Aydın’daki efe derneklerinin temelini atan isimlerden… İçtenliği ve güler yüzlülüğünün yanında saatler süren sohbetimiz ve sonrasındaki fotoğraf çekimi sırasında Aydın’la ilgili bazı konularda sinirlendiği de oldu. 7 Eylül kutlamalarında silah atışının yasaklanmasından sessiz sedasız çekilen Çete Ayşe filmine, Aydın Tekstil’in başına gelenlerden kadın efe olur mu? tartışmalarına kadar birkaç konuda söyleyecekleri vardı yaşayan en yaşlı efe Talat Efe’nin.

Continue reading →

Evren’in En Muhteşem Efesi’nin 1.liği

90’lı yıllar ailemiz için çalkantılı bir dönemdi. Ölümler, sıkıntılar, umutsuzluklar, dar boğazlar vesaire derken ailecek bizi heyecanlandıran tek şey belki de İbrahim‘in halkoyunlarındaki başarısıydı. Başta Safiye Sultan olmak üzere, henüz minik bir ilkokul öğrencisi olan İbrahim’in en büyük avuntusuydu halk oyunları ve katıldığı yarışmalar. Her zaman solo olmanın hayalini kuran ama ilköğretim hayatı boyunca kendisine bu imkan bir türlü verilmeyen Efe’miz; üniversitenin halk oyunları ekibi bünyesinde yeteneğine yetenek kattı. Ve yarışmalar, etkinlikler, gösterilerde kendisini seyredenleri her seferinde mest ederken gün geldi; 24 Ocak Cumartesi günü Halk Oyunları İl Yarışmasında, Continue reading →

SERDE EFELİK VAR

90 yaşında var yoktu… Yılların omuzlarına yüklediği ağırlıkla hafif kambur, yüzü buruşuktu. Dört yıl bu vatana ben askerlik yaptım dedi; dedi de hemen gürledi: “Serde asıl EFE’lik vardır!

Başı öne eğmek; halinden şikayet etmek; bırak ağlamayı iki damla göz yaşı dökmek ayıptı. Ayıptı ya; yakışmazdı mertliğe, sığmazdı delikanlılığa. Körüklü çizmeleri vurdum mu yere, işte bütün öfkemi alır savururum göklere diye gürleyince 90’lık Efe, be hey deli dağın zeybeği, Aydın’ın Efesi diye ünledi diğeri. Ezan okundu; burada akşam oldu. Hanım bekler, yerde sofra kurulu.

Belli ki yiğitlerin yiğidiydi 20’lerinde. Minneti de yoktu kimseye, havası da boldu. Kartal misali açıp kollarını kendinden geçerken, düşmanı geçirmezdi köyünden, kasabasından, kentinden. Kaç sevda yaraladı gönlünü; kaç göz kamaştırdı gözünü… Kimbilir… Serde yiğitlik vardı bir kere, sevdi mi yürekten sever, terketti mi ölümüne terkederdi. İkibüklüm olmuş bedenine inat, hakkını verdi efeliğinin. Önce efeyim bu dağlara, sonra askerim bu vatana! dedi. Ezan bitti usulca, usulca koyuldu evinin yoluna. Tüfenginin yerinde bugün bir baston vardı elbet amma gönlünün ateşi, efeliğin ruhu her bir adımında yine taze, ille de canlıydı. Her şey değişir; insan değişir; bir tek bakışlar değişmezdi. Bir endam, bir eda kalmıştı; son bir defa şöyle efe efe baktı, baktı… Serde de o gözlerde de bir Efelik vardı…

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni RSS abonelik

Vardar Pastanesi Forum Aydın’a Şube Açmasın

Sabaha yağmurla uyandı Aydın. Böyle yağmurlu havalarda Safiye Sultan’la çay içmek en büyük keyfimizdir. Hava yağmurlu, hafif karanlık, elimde simitler kapıdan içeri giriyorum, çay demlenmiş, kahvaltı hazırlanmış. Bilgisayarda CMYLMZ stund-up. Harika başlayan ve öyle devam edeceği başlayışından belli olan birgündü bu Cuma.

Cuma namazından sonra Harun geldi. Ruhunu doyurmuş ama midesi hala aç. Bizim mahalledeki pidecinin birine oturduk. {pidecinin biri ifadesi de sanki pek bir imalı gibi oldu} Ben sözde rejimdeyim, tek bir lokma dahi almadım. Harun karnını doyururken ben, hangi tatlıcıda hangi tatlıdan yesek acaba diye düşünüyorum. Dondurma mı yesek, yok salep içelim. Kış iyice bastırmadan boza mı içseydik acaba. Yok yok, Bolulu Hasan Usta çilekli muhallebi çıkarmış, oraya gidelim derken, soluğu Vardar Pastanesi’nde alıyoruz :)

Since 1957 yazıyor Aydın’ın en meşhur -inadına meşhur- pastanesinin duvarında. Aydın’da bir dükkanın yıllar boyu iyi işlemesi için ille de merkezi bir yerde, özellikle de Adnan Menderes Bulvarı üzerinde olması inancı hakimdir :) Vardar Pastanesi yıllardır en sapa yerdedir ve ününe ün katmaya devam etmiştir. Çok ilginç bir durum. Şimdilerde bulunduğu yer Forum Aydın’ın sayesinde daha işlek bir güzergah olacak gibi. İşini iyi yapmak onca mesafeye rağmen müşteriyi ayağına kadar getirmenin en birincil şartı sanırım. Ben salepi de bozayı da buradan başka yerde içmedim desem yeridir. A boza dedim evet, onca tatlı alternatifime rağmen bozada karar kıldık :) Bu ekşimsi içeceği hiç bilmeyen, bilip de tatmayan varsa çok şey kaybediyor. Malum enerji deposu eski Türk içkisidir boza.

Mahalle baskısı işte. “Forum Aydın açıldı, herkes orada bir sen yoksun. Şöyle blogunda yaz da müşteriler akın etsin” dediler. Biz de atladık gittik Harun’la, bi’ blogluk fotoğraf aldık :) Elin oğlu şehrin kenarında mini bir şehir inşa etmiş. Alakalı alakasız herkes orada. Hava satın alıyoruz resmen. Bir süreliğine kendimizi küçük bir avrupa mahallesinde sanıp, sonra tekrar gerçekle yüzleşiyoruz şehir merkezine dönerek :)

Forum Aydın’ın Denizli yoluna bakan kısmına iki tane kocaman efe heykeli dikmişler. Aydın ya burası; “logodaki zeytin tanesiyle temsil etmek olmaz; iki de efe heykeli konduralım” demişler zannediyorum. Yalnız birinin suratı epey çirkinceydi. Sağdan çektim, soldan çektim heykeli bir türlü yakışıklı gösteremedim. Harun da müdahale etti sonra zaten: “Yahu bırak sizin evde bunların canlısı var” dedi. Tabi ya, biz evde İbrahim ve Ziya isminde iki tane dünya yakışıklısı efe yetirştiriyoruz.

Ümran‘ın resmi izni ve Harun‘un ulaşım sponsorluğunda bol sohbetli, geleceğe yönelik bol planlı güzel bir cumayı “siz köyde biz ziyaretlerde” hesabı bir türlü gidemediğimiz teyzemlere abimlerle bayramlaşmaya giderek sonlandırdım. Bugün anladım ki “kış”, tarafımdan özlenmiş; yağmurlar da…

Aydın, 7 Eylül’ü Kutladı

Hüss, sabah iki defa beni uayndırmaya gelmiş. Sahurdan sonra hemen uyuyamadığım için sonrasında gözümü açmak biraz zor oluyor. Kendime geldiğimde saat 10.30 gibi bir şeydi :) Nasıl giyindim, fotoğraf makinamı hazırladım hatırlamıyorum. Bu gün 7 Eylül Aydın’ın kurtuluşuydu ve Hüss geleneği bozmayıp yine babasıyla beraber kortejdeki yerini aldı.

Her 7 Eylül’de olduğu gibi minik Efe’miz yine basının gözdesiydi :) Kendisine yöneltilen objektiler sadece medya mensuplardan ibaret olsa iyi. Aileler çocuklarını Hüss’le beraber aynı karenin içinde görüntüleyebilmek için adeta birbirleriyle yarıştılar :) 

7 Eylül ve diğer bütün milli bayramların aranan ismi, Efe Nine‘yi de bu günün anısına burada paylaşmazsam olmaz. Ben seyretmedim ama Safiye Sultan’dan duydum az önce. Efe Nine, Müge Anlı’nın canlı yayına bile konuk olmuş. Kadından baş efe olur mu tartışmalarının odak noktası olmuş kendisi :) Müge Anlı, 7 Eylül’de bizzat Aydın’a geleceğine dair kendisine söz vermiş ama geldi de biz mi göremedik acaba :) 

Yorgun düşen Hüss, bayılmak üzere olan bir amca ve Hüss’ün makam aracı üzerinde 7 Eylül hatırası :)

Yıllık İzin

-evren günlüğü nokta net, buyrun?
Merhaba ben e-vren.
-Merhaba e-vren Bey. Nasıl yardımcı olabilirim?
Yıllık iznimden iki günü kullanmak istiyorum bu haftasonu.
-Ama efendim, daha iki hafta önce izin kullanmışsınız. Yazılarda geçen aya göre biraz aksama var. Ve ziyaretçilerden olumsuz eleştiriler alıyoruz bu konuda.
Anlıyorum, döndüğüm zaman telafi edeceğim.
-Nasıl?
Ali Rıza Efe‘nin fotoğraf projesini tamamladım bugün itibariyle. Ben yokken iki gün boyunca ziyaretçileri mağdur etmeyeceğim yani.
-Peki e-vren Bey. Size iyi tatiller. Yoruldum :) İyi tatiller…

e-vren’in Objektifinden 

Bir Aydın Efesi…

evrengunlugu/flickr‘da!

Aydın’ı İzmir’le Aldatmak İstiyorum!

Aydın‘da at sırtında, İzmir‘de mavi ege’nin sularında aynı türküler söylendi; aynı kurşunlar sıkıldı aynı düşmana.

“Ya Allah!” dedi Milli Mücadele’nin Efe‘si. “Bismillah!” diye ekledi İzmir’in Hasan Tahsin‘i. Ve kurşunlar sıkıldı tutsaklığa!

Şimdi ben dağlarından yağ, ovalarından bal akan Aydın‘ı aldatmak istiyorum Ege’nin incisi İzmir‘le; denize dökülen düşmana inat!

 —

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni RSS abonelik