“İngilizce Yiyip, Turkche Konusuyoruz!” baslikli sitem dolu yazıma bağlı olarak Eti ve Ülker firmalarına “Türkçesi varken ürünlerine yabancı ya da uyduruk isimleri verme sebeplerini” soran bir de e.posta yollamıştım. Eti’den şu ana kadar ses soluk çıkmazken Ülker Tüketici Danışma Merkezi mesajıma hemen ertesi gün cevap vermişti. Açıkcası Ülker’in olaya bakış açısını çok yadırgadım ve tatmin olmadım. Firmanın elbette tamamen Türkçe isimli ürünleri vardı, buna değinmemiş olmak bu gerçeği görmezden gelmek anlamına gelmezdi. Kaldı ki, yüzlerce üründen birkaçına Türkçe isim vermek, diğerlerine yabancı isim verilmesini haklı çıkarır bir bahane olamazdı. 110’u aşkın ülkeye Türkçe isimli markalı ürünlerle girmenin ekonomik sakıncalarını düşünen Ülker’in vermiş olduğu cevap şu şekilde:
“Sn. EVREN … Bildiğiniz gibi ürünlerimiz içinde çok sayıda Türkçe markalı isimler de yer almaktadır: Albeni, Hanımeller, İkram, Bizim, İçim, Kalbim, Çubuk Kraker, Taç Kraker, Metro, Ece bunlardan sadece birkaçıdır. Ülker Grubu olarak 110’u aşkın ülkeye ürünlerimizi ihraç ettiğimizden, bazı ürün isimlerini bu pazarlara da uyacak şekilde seçmek durumunda kalıyoruz. Bu durum için bizi anlayışla karşılamanızı rica ederiz.“
ÜLKER, Türkçe’mize sahip çıkma hassasiyetinin bir göstergesi olarak; Yahya Kemal Kitabı, Türk Dünyası Kültür Atlası, İskender Pala’nın Türkçeleştirdiği Avnî Divanı – Fatih’in Şiirleri gibi kitapların yayınlanmalarına destek olmuştur.
Sizlerden gelen her türlü eleştiriyi nasıl ifade edilirse edilsin memnuniyetle karşılamakta ve bu tür eleştirileri, uygulamalarımızı tüketici bakış açısıyla yeniden gözden geçirmek adına bir dost uyarısı olarak görmekteyiz. Bu anlayışın gereği olarak söz konusu uyarınızı ilgili ve yetkili birimlerimizle paylaşacağız.
ÜLKER Tüketici Danışma Merkezi