Sıra Dışı Bir AB Projesi

Ulusal Ajans, Şubat ve Nisan ’07 AB Proje başvuruları değerlendirme sonuçlarını açıkladı. İçlerinde öyle bir proje var ki, böylesi şimdiye kadar ne duyuldu ne görüldü: The Island – ADA!Proje, bu ayın başında Çok Çeşitliyiz atölye çalışmalarına katıldığım Genç Platform ekibinin son derece yaratıcı fikirlerinden ortaya çıkmış. Bursalı gençler,bir AB Projesi yapalım; kültürümüzü Avrupalı gönüllülere tanıtalım; biz de onların kültürleriyle tanışalım ama bunu en akıl almaz şekilde nasıl yapalım? demişler ve işte Eylem 1.1 kapsamında The Island – ADA Projesini ortaya çıkarmışlar. İtalya, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’den 8’er gönüllünün katılacağı proje, Mudanya’da bir işadamına ait ıssız bir adada tam 11 gün (20-31 Ağustos tarihleri arasında) sürecek. Yaklaşık 15 Bin Avro’luk bir bütçesi bulunan projenin kabul edilmesinin ardından 20 kişilik bir ekip kolları sıvamaya başlamış bile. Tamamen teknolojiden uzak bir şekilde farklı kültürler arasında iletişimin, kültür alışverişinin sağlanmasının amaçlandığı The Island-ADA’da küçük sebze bahçeleri hazırlanıyor. Bunun yanında her ihtimale karşılık beslenme anlamında bir de sponsorları var. Jandarma 24 saat Ada güvenliğini, özel bir sağlık kuruluşu da 11 gün boyunca proje gönüllülerine hem adada hem de ilçe merkezinde sağlık desteği sağlayacak. Gölyazı belediyesi de projeye tam destek veriyor.

The Island – ADA, daha başvurusu kabul edilmeden içeriğiyle öyle ilgi çekti ki İstanbul’dan VTR ajans 11 gün boyunca projenin belgeselini çekmeyi teklif etti. Sürekli atölye çalışmalarıyla Avrupalı gönüllülerin birbirlerini yakından tanımaları, kültürlerini keşfetmeleri sağlanacak, belli günlerde Bursa şehir merkezine geziler düzenlenecek ve Gölyazılı gençlerle 1 günlük bir festival gerçekleştirilecek.

Çok ses getireceğe benzeyen bu sıra dışı AB projesine ben de davetliyim. O tarihlerde yer almayı çok istediğim The Island – ADA’ya herhangi bir aksilik durumunda katılamasam da, 11 gün boyunca projenin en yakın takipçilerinden biri olacağım. Genç Platform’daki arkadaşlarımı böylesine bir projeye imza attıkları için kutluyor, başvuruları kabul edildiği için de tebrik ediyorum :)

Çok Çeşitliyiz!

Teknolojinin azizliğine uğrayıp da katılım e.postasını alamayınca Çok Çeşitliyiz atölyesi başvurumun onaylanmadığını düşünüyordum ki Cuma günü son anda Çağrı‘nın telefonla araması üzerine apar topar Bursa yollarına düştüm. 1 gün önce A. Hamdi Tanpınar‘ın Beş Şehir‘ni okumaya başlamam da ayrı bir tesadüftü. Yol boyunca kitabın Bursa’da Zaman kısmını okudum. Öyle ya, Semih‘in büyülenip de geleceksin dediği Yeşil Bursa hakkında önceden birkaç şey bilmekte yarar vardı.

Bursa’da adım attığım ilk yer Heykel oldu. Devlet Tiyatrosunun tarihi binası önünde Çağrı ve kardeşi Çağatay‘ı beklerken pandomimci sokak adamıyla epey bir yüz göz oldum :) Selanik evlerini andıran penceresi ve şirin yapısıyla kaldığımız otel çok hoşuma gitti. Genç Platform ekibi gayet güzel bir mekan seçmişti bize.

HEPİMİZ FARKLIYIZ PEKİ AMA NE KADAR EŞİTİZ?

Kısılıp kaldığımız sosyal çevrenin dışına çıktığımızda ya da ummadığımız bir anda alışık olmadığımız bir farklılıkla karşılaştığımızda tepkimiz ne olurdu? Lezbiyen bir kız arkadaşımız olsa, ev arkadaşımızın bir gay olduğunu öğrensek, zor durumdaki engelli bir vatandaşla karşılaşsak, türbanlı ya da mini etekli bir bayanın hakkını savunmaya kalksak içinde bulunacağımız ruh hali ne olurdu? Her zaman dış görünüş değil içerik önemli diyebilir miyiz ya da yaşadığımız toplumdaki ırktan dile, inançlardan cinsiyet farklılıklarına karşı pek çok çeşitlilik karşısında aynı saygıyı gösterebilir miyiz?

İki gün boyunca farklı atölye çalışmalarıyla çeşitliliği, çeşitliliğe ne kadar saygı duyduğumuzu sorguladık. Tansiyon zaman zaman yükseldi çoğu zaman da eğlenceli dakikalar yaşandı. Sabahtan akşama kadar hepimiz çok eğlenmiştik ve ikinci günün sonunda yaptığımız değerlendirmede bu konuda hemfikirdik. En güzeli hepimiz birbirimizden farklıydık ama bir o kadar da birbirimizden farkımız yoktu. Ürün Atölyesi sonunda grup arkadaşlarımızla yazdığımız bir kartla bunun mesajını veriyorduk zaten: Farklıyız ama aslında aynıyız. Çünkü biz insanız!

Kısıtlı zamandan dolayı Bursa’yı çok fazla gezme ve görme gibi bir şansım olmadı. Buna rağmen Bursa’nın yeşili, tarihi ve manevi havası ruhuma işledi şüphesiz. Çok Çeşitliyiz çalışmasının en güzel getirisi elbetteki yeni dost ve kardeşlerimin olması oldu ki, bu hiçbir şeye değişilmez. Genç Platform hareketiyle dünyayı bile değiştirecek enerjiye sahip öyle harika bir ekiple tanıştım ki, onlara gıpta etmemem mümkün değildi. Çağrı, kardeşi Çağatay, kardeşim kadar sevdiğim Korhan ve Fatih, Yiğit, Ece Figen ve Erdem… Misafirperverlikleri, akıl almaz projeleri ve sosyal sorumluluk bilinçleriyle bu çocuklar bir muhteşemdi!

Batuhan, Esra, Saliha, Teo Teo Mesut ve Özdeş. Onlar da benim yeni arkadaşlarım. Katılımcılar ve ev sahipleri hem seviyeli hem de iyi olunca bu tarz organizasyonların tadına doyum olmuyor. Bursa garajından Aydın’a doğru yola çıkarken iyi ki katılmışım dediğim bir çalışmaydı. Yeni şeyler öğrendim, yeni kazanımlar edindim. Bursa, unutma beni, unutamam seni :)

Bu Konuyla İlgili 81 Fotoğraf Var

ATÖLYE ATÖLYE

Gençler, Genç Platform öncülüğünde bir araya gelip Çeşitlilik, Katılım ve Gençlik Hakları konularında iki günlük atölye çalışmaları gerçekleştirmek istemişler; haftalardır internetten yaptıkları duyurularda da gelin sizi Bursa’da ağırlayalım demişler.

Sosyal sorumluluklarının farkında olan, farkındalık yaratmayı amaçlayan arkadaşlarla çok çeşitliyiz diyebilmek için ben de bu gece Bursa’ya doğru yola çıkıyorum.

Bursalı sınıf arkadaşım Semih de sıkı sıkı tembihte bulunuyor: Aman ha, Bursa’nın büyüsüne kapılıp da oralarda kalma:)