Düğün, Piknik Derken Proje Buluşması

fat.ma.nın dü.ğü.nüÜniversiteden sınıf arkadaşım Fatma‘nın düğünündeydim dün.

Sınıf arkadaşlarım Hacer ve Zafer‘le buluştuk önce.

Zafer, düğün için İstanbul’dan gelmişti. Hasret giderdik, sohbet ettik derken düğün salonuna geçtik.

Fatma, çok güzel bir gelin olmuştu :) Aynı şehirde yaşıyor olmamıza rağmen mezun olduğumuzdan beri ilk kez görüşüyorduk. Daha dün, başında mezuniyet kepi ile cübbe içinde olan Fatma bugün bembeyaz gelinlik içindeydi.

O, bir insanın en güzel hayallerinden birini yaşarken yılların nasıl da hızla akıp gittiğini ve hiçbir şeyin sanki yaşanmadan öylece anılardaki yerini aldığını düşündüm. Fatma’yı karşımda öyle görünce çok duygulandım.

Düğünün sonlarına doğru Aydın’daki kına gecesi geleneklerinden biri olan bindallıyı da giydi bizim gelin :) Başında kına çevrildi, türküler söylendi ve ellerine kına yakıldı.

Adanalı bir ailenin kızı olan Fatma’nın Adanalı akrabaları orkestradan ısırarla halay parçası istiyorlardı. Ama illa kilorke lorke olacaktı.

Lorke lorke çalınmaya başlandı ama o da ne: Bizim yıllardır bildiğimiz Lorke, tuhaf bir remix halindeydi :) Hızlandırılmış, karıştırılmış, cıstak cıstak tarzda bir halay müziğine kim nasıl ayak uydurabilirdi ki :)

Halayın da remixini duydum yaderken gece boyunca müzik çalması için para ödenen orkestra, DJ Onur! anonslu parçalara geçmişti :)

03.08.2009 kah.val.tı

Fatma’yı gelin ettikten sonra bu sabah Hacer ve Zafer’le Aytepe’ye kahvaltıya çıktık. Kahvaltı olayını fazla ciddiye alıp tam teçhizat donattığımız soframızla bütün mesire sakinleri karınlarını doyururlardı herhalde.

Aydınlı Misafir Kalemler İlk Bir Arada

Akşamüzeri e-vren günlüğü’nün farklı dönemlerindeki Aydınlı MisAfiR KaLeMi arkadaşlarla buluştuk. Birkaç hafta sonra TOFD için başlatacağımız bir kampanya amacıyla sevgili Büşra, Elvan, Harun ve Hikmet‘le birkaç kare fotoğraf çekimi gerçekleştirdik. İnsanın bir tripodu olmasına rağmen becerikli de bir kardeşinin olması şahane; teşekkürler Zeron :) Aydınlı olmalarına rağmen birbirleriyle ilk defa tanışan arkadaşlarla bir arada sohbet etmek de ayrı bir keyifti :) Dört arkadaşıma da ayırdıkları vakit, girdikleri zahmet için yürekten teşekkür ediyorum.

evrengunlugu.net, 5. yılında sosyal sorumluluk gereği Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğinin kampanya ve projelerini destekleme kararı almıştır. Ziyaretçilerini de TOFD’a destek olmaya davet etmektedir. TOFD’a ulaşın; gönüllü olun; 3430‘a boş bir sms atarak “Akülü Tekerlekli Sandalye Kampanyası”na 5 TL’lik bağışta bulunun.

Zamanı Unutturacak Sohbetlere İhtiyacım Olacak

Yaklaşık 1 yıl önce Harun‘un alışverişini yine birlikte yapmıştık. Bugün aynı şey için alışveriş sırası bendeydi ve yine beraberdik. Ama onun öncesinde ilk defa Harun’un yeni evinde yemekteydim. Bir gün öncesinde Deniz Feneri‘nin bana en güzel kazancı Yüksel abim, kardeşi ve annesiyle bizdeydi. Annesinin birbirinden leziz köy yemeklerini, meyvesinden ekmeğine kadar alıp gelmişlerdi. Gece yarısına kadar süren bol kahkahalı bir sohbetin içine dalmıştık. Bu eğlenceli gecenin sabahında İngilizce kursundayım. “Değil mi Evrencim” uyarılarının arasında dala çıka bir dersi geride bırakıyorum. Sonrasında başta belirttiğim gibi İncirliova‘da Harun’larda soluğu alıyorum.

Saat 19:00’da Bey Camii önünde eski sınıf arkadaşlarım Tarık, Fatma ve Hacer‘le buluşuyorum. Esengül Hanım, henüz ortalarda yok :) Galatasaray-Fenerbahçe derbisi umurumuzda değil. Esengül’ün de gelmesiyle ekip tamamlanıyor ve bize zamanı unutturan konulara dalıyoruz. Anlatacak ne çok konumuz birikmiş. Birkaç gün sonra bana zamanı unutturacak sohbetlere çok fazla ihtiyacım olacak.

Şaka Gibi: Formasyon Bitti :)

Hiç aklıma gelmezdi birgün eğitim fakültesinin giriş merdivenlerinde fotoğraf çekileceğim. Hani biz Fen Edebiyat geleneğinden geliriz ya, hani biz kaç yıl formasyon alırsak alalım mutasyona uğramaz, fen edebiyatlı olarak hayatımıza devam ederiz ya :) Tezsiz yüksek lisansın son günü de kendimizi eğitim fakültesiyle çok kaynaşmış gördüm. Herkes birbiriyle fotoğraf çekilme, eğitim fakültesi binası önünde poz verme yarışında :)

Kitap İncelemesi dersinin final ödevi, sıfırdan bir kitap hazırlamaktı. Semih, Hacer, Mahmut ve Hey sen! Esengül ile Kitap-lık grubu olarak muhteşem bir kompozisyon kitabı hazırladık. Artık yeni eğitim öğretim döneminde Milli Eğitim Bakanlığı, lise edebiyat kitapları için bize komisyonda yer alma teklifinde bulunur mu bilemeyiz ama biz bu işi pek bir sevdik :) Kitabın kapak tasarımının bana ait olduğunu gerine gerine yazmadan edemeyeceğim.

 

Ve bizim Richard Gere’miz {yazılışı için Ankara’dan Ayşe’ye teşekkürler}, profösörümüz Müfit Kömleksiz hocamızın odasındayız ödev teslimi için. Formasyonun en fotoğraf delisi ekibi olarak, Müfit Hocayla fotoğraf çekilmemek ayıp olurdu. Yabancı filmlerde harika profesörler olur bilirsiniz, çok karizmatik ve öğrencileriyle son derece barışıktırlar. İşte Müfit Hocamız da öyle bir profesördü ki ne PAÜ’de ne ADÜ’de daha görmedim kendisi gibi birini. “Yani” ve “Pardon”unu sevdiğim Hocam, özleyeceğim sizi :)

Çok alışıldık olacak ama daha dün gibi sanki. Geçen yıl Haziran’da mezun olduğumda yüksek lisansa başvurup akademik kariyer planları yapan biriydim. Sürekliiçim rahat değil dedim, kendimi sürekli yol ayrımında hissettim. Ve ruhumdaki bütün bu inişleri çıkışları, geleceğimle ilgili belirsizlikleri yaşarken bir taraftan da e-vren günlüğü’ne ince ince işledim. Birgün ansızın başardım! deyip toparladım kendimi. Zafer sarhoşluğu kısa sürdü, yağmur durdu ve ben yaşanan büyük hayal kırıklığının ardından kendi hayatımın başrolünü oynamaya karar verdim. Bugün, formasyonun bu son gününde birisi ya da birilerinin yüzünden -kimbilir belki de sayesinde- bir edebiyat öğretmeni adayıyım. İlk defa bu kadar çok susan, sabreden bir edebiyat öğretmeni adayı….