Yazar Hakan Bıçakcı, Kafka Okur dergisinin Konu: Atölye bünyesinde başlattığı Nasıl Başlanır? söyleşilerine katılarak “Öykü yazmaya nasıl başlanır?” konulu bir sunum gerçekleştirdi. En sevdiği yazarın Franz Kafka, okuduğu en iyi öykünün Dino Buzzati’nin Yedi Kat öyküsü olduğunu söyleyen Bıçakcı; Sait Faik Abasıyanık‘ın öykülerinden çok etkilendiğini, kendisine göre en büyük Türk şairinin de Edip Cansever olduğunu dile getirdi. “Hepimiz Gogol’un Burun’undan çıktık.” diyerek en sevdiği öykücünün, fantastik türü başlatan ve çifte kodlanmış metni ortaya atan Nikolay Gogol, en sevdiği öyküsünün de Burun olduğunu belirten Bıçakcı, yazarın Petesburg Öyküleri‘ni de zamanın çok ötesinde ve olağanüstü bulduğunu ifade etti.
Continue reading →Tag / Hakan Bıçakcı
Hakan Bıçakcı, Fuat Sevimay ile Yavuz Ekinci “Uydurma ve İlham”ı Konuştu
hep Kitap ve Pera Müzesi iş birliğiyle düzenlenen Uydurmanın İncelikleri serisinin üçüncüsü 18 Nisan Çarşamba akşamı Hakan Bıçakcı, Yavuz Ekinci ve Fuat Sevimay‘ın katılımıyla gerçekleştirildi. “Uydurma ve İlham” konusu etrafında şekillenen söyleşi Hakan Bıçakcı’nın yönelttiği “İlham perisi diye bir şey var mıdır? Yoksa çalışma, disiplin, algıda seçicilik gibi başka durumlar mı var?” sorusuyla başladı.
Continue reading →Okur, yazardan aslında tam olarak ne ister?
Uydurmanın İncelikleri söyleşilerinin ilkinin tadı hâlâ damağımdayken dün ikincisine de katıldım. Hep Kitap tarafından Hakan Bıçakçı yönetiminde düzenlenen Uydurmanın İncelikleri söyleşileri, aynı ismi taşıyan kitaba katkı sağlayan yazarlarla her ayın 21’inde Pera Müzesinde yapılıyor. Hem kitap hem de kitabın ardından gerçekleştirilen bu söyleşiler, edebiyat alanında iyi düşünülmüş, harika bir proje. “Uydurmanın Sözcüleri” başlığıyla düzenlenen bu ayki söyleşiye Başar Başarır ve Müge İplikçi ile geçen aylarda kendisinden eleştirel okuma eğitimleri aldığım Jale Sancak katıldı.
Continue reading →Dört yazardan uydurma sürecinin ayrıntıları
Önünden defalarca geçtiğim ama dün ilk defa içine girdiğim Pera Müzesinde, Uydurmanın İncelikleri kitabına katkıda bulunan yazarlardan Hakan Bıçakçı, Seray Şahiner, İsmail Güzelsoy ve Doğu Yüce’nin uydurma sürecini ele aldıkları harika bir söyleşiyi dinledim. Dört yazarı da ilk defa yakından gördüm. Yazma, bir eser yayımlama konusunda sandığımızın aksine o kadar cesur olmadıklarını, kendilerini yazarlık konusunda çok yetkin görmediklerini sürekli yinelediler. Yazmaya başlamak isteyip de buna cesaret edemeyenler varsa bizim bu korkularımız da onlara cesaret verebilir dediler. Dinleyici grubu kalabalıktı, sohbet çok keyifliydi, ortam harikaydı. Etkinlik sorumlusu “söyleşi süresinin 55 dakika aşıldığı” uyarısını yapmasa sahnedeki yazarlar konuşmaya, seyirciler dinlemeye devam edebilirdi. Continue reading →
35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarına Gideceklere Öneriler
İstanbul’da 1 yıl boyunca heyecanla beklediğim belki de tek organizasyon 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı nihayet 12 Kasım’da kapılarını açıyor. Fuar programı açıklanır açıklanmaz her zamanki gibi hangi söyleşilere katılacağımı belirledim. Yazının devamında hem bunları paylaşacağım hem de kitap fuarına gittiğinizde size yardımcı olacağını düşündüğüm birkaç öneride bulunacağım. Ayrıca yazının sonunda ’35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’na dair birkaç sayısal veriyi bulabilirsiniz. Continue reading →