Nihayet Aydın’da Kabus Sona Erdi!

İki dönemdir Aydın Belediye başkanlığını yürüten İlhami ORTEKİN‘e kanım oldum olası ısınmamıştı. 2009 Yerel seçimlerini bu sebeple çok önemsiyordum. Ortekin seçilmesin de kim belediye başkanı olursa olsun gibi basit bir mantıkla bile yaklaşıyordum olaya :) Nihayet, Aydın’ın sıkıntılı ve kabus dolu yıllarına imzasını atan İlhami Amca gidiyor; yeni bir dönem başlıyor :) 

Bu zorlu yarışta 3 sağlam erkek adayı geride bırakan kızıl saçlı yeni belediye başkanı Özlem Çerçioğlu hakkında pek fazla bir bilgim yok ama Aydın’ın tarihinde ilk defa bir bayanın yönetimi devralıyor olması insanı ister istemez  heyecanlandırmaya yetiyor. Türkiye’de kadın belediye başkanına sahip iki şehirden birinin Aydın olması da gözlerin Efeler diyarına çevrilmesinde büyük etken olacak gibi.  

Aydınlı bir genç olarak, Denizli’ye, İzmir’e gittikçe oradaki belediye çalışmalarına hayran kalıp geri dönüyordum. Dışarıdan bir misafirimiz geldiğinde yüzümüzü her seferinde yere eğmek zorunda kalıyorduk ve bence buÖnce İnsangibi içi boş slogandan başka bir şey üretemeyen İlhami Ortekin yüzündendi. Durdu durdu gider ayak teleferik yapası tuttu, kimse binmedi. Bilmem kaç trilyona iki tane yürüyen merdiven kondurdu; kimse yürümedi :) Zevksizlik abidesi yürüyen merdivenlerle bir anda statü atladığını zannetti birileri.

Adaylar konusunda Aydın için tarihi bir seçim süreciydi. Milletvekiliyken belediye başkan adayı olan Özlem Çerçioğlu’nu  bu kararından dolayı başlarda yadırgamıştım. Ama en çok tartışılan adaylık ise hiç şüphesiz Continue reading →

Sıradan Aydın’ın Sıra Dışı Gençleri

Otogarın hemen yanındaki hipermarketin önünde her akşam dans eden gençlerin çalışmalarını fotoğraflamak istedim ve beni kırmayıp istediğim kadar fotoğraf çekmeme izin verdiler. Her gün saat 19’dan 22’ye kadar orada dans çalışmaları yapan gençleri fotoğraflamam yaklaşık 2 saat sürdü. İçlerine girip, bu kabiliyetli çocuklarla biraz sohbet edince görünenin o kadar eğlenceli olmadığını öğrenmiş oldum. Bana göre onlar sanat icra ediyorlar. Her ne kadar marketten çıkan insanlar, umursamaz tavırlarla aralarından geçerek danslarını engelleseler de onlar bıkmadan usanmadan kendilerini o figürlere vermeye çalışıyorlar. İstedikleri hareketleri yapamayınca canları epey sıkılıyor. Öyle enerjik, öyle hareketlilerki Canon’un hızı bile onları dondurmakta güçlük çekiyor : )

Rıdvan, tekstil işinde çalışıyor. Ömer, meslek lisesi 3. sınıf öğrencisi. Taner de Cumhuriyet Lisesi mezunu. Ailesinin maddi imkansızlığını göz önünde bulundurup ÖSS’de sadece Aydın’dan tercih yapmış yapmasına ama Aydın’da bir yüksekokulu kazanmasına rağmen yine de kayıt yaptıramamış. Şu an bir devlet kurumunda çaycılık yapıyor. Her üçü de 1990 doğumlu. Serkan, 1991 doğumlu. Didim’de özel bir firmada çalışıyormuş. Şimdi fayansçılık yapan abisine yardım ediyormuş. 16 yaşındaki Ali Can da ticaret meslek lisesi öğrencisi. Mehmet, ADÜ’de iki yıllık işletme bölümünde, Serhat da meslek lisesinde son sınıfta okuyor. Hepsi de cana yakın, pırıl pırıl gençler. Günümüz şartlarında, ailevi durumları ve ekonomik gelirleri göz önünde bulundurduğumuzda bu yaş gurubundaki pek çok genç sapıtmış durumdayken bu arkadaşlar dansla, sanatla, zor bir beceriyle zamanlarını değerlendiriyorlar.

Basit bir soruyla durumu sorgulayabiliriz: Bu gençler neden yıllardır sokakta çalışıyor? Yer soğuk ya abi, yere düşünce canımız epey acıyor diyor Rıdvan. Kışın da aynı yerde çalışıyorlar. Çünkü koca Aydın’da yer yok. Ne acıdır ki 7 Eylül kutlamalarında Bülent Ersoylara tonlarca para akıtan Aydın Belediyesi sanırım bu gençleri Her şey Aydın için sloganının dışında tutuyor. Gerçi Ramazanlarda bir iftar çadırı kuramayan belediyenin bu bir avuç gencin ihtiyacı olan salonu karşılaması da biraz zor : ) Hayalci olmaya gerek yok ama gençleri kazanalım, onlara sahip çıkalım diyen büyüklerimizin ikiyüzlülüklerine de tahammülümüz yok.

Yol kesip haraç toplayan, köşe başlarında tiner çeken gençlere alışan Aydınlılar, ne acıdır ki sokakların güzel bir rengi olan bu gençlere alışmış gibi görünmüyor. Çoğumuzun yolu oradan geçiyor, çoğumuzun gözü bu gençler dans ederken onlara mutlaka takılıyor. Hatta bazımız durup onları şaşkınlıkla birkaç dakika seyrediyoruz bile. Lafı dolandırmasam da doğrudan mı söylesem acaba: Hey Ortekin, al sana seçim arefesi iyi bir seçim yatırımı! Bu çocuklara bir salon ver, gelip bir de orada çekeyim :) Sen dedin ben değil: Önce İnsan!

İşte e-vren’in Objektifi’nden “Sıradan Aydın’ın Sıra Dışı Gençleri” ile “Dans’a Var mısın?

Dans’a Var mısın?” temalı çalışmanın bütün kareleri evrengunlugu/flickr‘da 

Noktalı Virgül, Sen Bizim Her Şeyimizsin!

Dün akşam Ege Tv‘de “Sora Sora” Programında Aydın Belediye Başkanı İlhami Ortekin dedi ki: “Söyleyince tüylerim ayağa kalkıyor: Her şey Aydın için!” {Benim tüylerim diken diken olur, bazı insan türlerinin tüyleri ayağa kalkan cinsten demek ki :) Ayrıca “her şey Aydın için” sözü çok şatafatlı bir slogan mı da belediye başkanının tüylerini “diken diken” ediyor?}

Bu sabah da Radyo Ege‘deki programcı “duyunca şaşkınlığa ulaştım” demez mi? Bu ifadeleri nereden bulur, hangi Türkçe bilgisiyle kurarlar anlayamadım ki!

Seni Seviyoruz Noktalı ; Virgül

Bu işareti yerli yerinde kullanamayan insanın Türkçe bilgisinden şüphe edin.” diyor Melih Cevdet Anday. Çoğumuzun nerede kullanılacağını bir türlü öğrenemeyip üvey noktalama işareti muamelesi yaptığımız noktalı virgülün, aslında bir insanın Türkçeyi iyi bilip bilmediğinin ölçütü olduğunu anlamak zor değil. Açıp bakın gazetelere. Kaç tane (;) göreceksiniz?