İki Gece Arasındaki Havlamalar

Dün gece onlarca yazı yazmış olmanın zihinsel yorgunluğu içerisindeyken birden İlknur‘un telefonuyla kendimi filtre kahve keyfinde bulmuştum ;) İlknur’un Saba Tümer’e benzettiğim arkadaşı da vardı ve Turkcell Blog Ödülleri için bana verdiği oyu sürekli başıma kalktı durdu ;) Gecenin 2’sine doğru İlknur’un cebine gelen bir marketin sucuk ve bulaşık makinesi deterjanı indirim mesajı ise çok komikti ;) Taksicinin sarhoş müşterisini indirip bayanları arabasına alması, sarhoş müşterinin kendisine geri uzatılan 50 TL’yi geri çevirmesi gibi detaylar da gözümden kaçmamıştı ;)

Eğlenceli biten bir gecenin gündüzünde yaşadığım çirkin bir olaysa Cengiz Aytmatov‘un Sen kendini biliyorsan, kendini bilmezlerin söyledikleri anlamsızdır. sözünü kulağıma küpe yapmam gerektiğini gösterdi bana. Rahatsızlığımın tek sebebi dişlerini göstermeye cesaret edemeden havlayan bir sokak köpeği idi. Havladığı için kızmadıysam köpeğe, bu ondan korktuğum için değil hayvan düşmanı biri zannedilmemem içindi ;)

Her şeye rağmen güzel hatırlamak için günleri güzelliklerle bitirmek gerekliydi. Bu günü de ılık bir İncirliova gecesinde Harun‘la Antep fıstığı yiyerek sonlandırdık ;) Kaç yıllık dostumun saatlerce kendisinden geçercesine yiyecek kadar kabak çekirdeğini çok sevdiğini yeni fark ettim. ;)

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni RSS abonelik

Ziya, Vatani Görevini Tamamladı

15 Mayıs Cuma: Batuhan, “E-muhtıra” başlıklı yazısı ile e-vren günlüğü’nün yeni MisAfiR KaLeMi oldu. “Çok Çeşitliyiz” atölyesi vesilesiyle Bursa’da tanıştığımız -iyi ki de tanıştığımız- sevgili kardeşim Batuhan’ın makale tadındaki özenle yazılmış yazısı, bugüne kadar yazılmış en ağır MisAfiR KaLeM yazısıydı sanırım :)

Akşamüzeri, İncirliova’ya Harun‘un doğum gününü kutlamaya gittim. Ümran‘la gizlice işbirliği yaptık ama küçük bir organizasyon hatası bizim çok daha keyifli bir akşam geçirmemize vesile oldu :)

Hüss‘ün acil servise götürüldüğü Continue reading →

Büyük facebook Temizliği

Nihayet Harun‘la bir araya gelebildik. Bizim evin önündeki parkta küçük bir hesap sorma, kısa bir bulvar turu derken, vazgeçilmez mekanımız Vardar Pastanesi‘nde bozalandık. Bu arada 52. yılını kutlayan Vardar Pastanesi, bize şapka hediye etti. Biri Hüss’ün diğeri Harun’un en küçük kardeşinin olsun dedik :)

Annemin ve yengemin anneler günü hediyesini de aradan çıkarmış oldum. Artık çaylar daha lezzetli, kahveler daha köpüklü olacak :) Yalnız ciddi bir sorunum var, Continue reading →

Demokratik Çilenin Son Günü

e-vren günlüğü’nün Nisan’daki MisAfiR KaLeMi olması için yaklaşık 3 gün önce teklif sunduğum ve teklifime olumlu yanıt veren arkadaşımla bugün fotoğraf çekimi için bir araya geldik. Mekan olarak tercihimiz Cihanoğlu Külliyesi‘ydi. Yaklaşık 1,5 saat süren çalışmada ara ara arkadaşım da -yukarıda örneği görüldüğü üzere- benim fotoğraflarımı çekti :) Uzun bir süredir fotoğraf makinemi elime alamıyordum. Hem bir modelle çalışmayı ve hem de fotoğraf çekilmeyi özlemişim. 17 Nisan Cuma günü e-vren günlüğü’ndeki yerini alacak olan yeni MisAfiR KaLeM arkadaşım, yazı yazma konusundaki ustalığını fotoğraf çekiminde de göstermiş oldu bugünkü çalışmamızda :)

Fotoğraf çekimi sonrası Continue reading →

İlhan Berk’in Tanrı Tanımazlığı

Ya işte böyle… Üzerinde uğraşıp, güzel bir yazı yazmıştım ki bugün yorumları kontrol etme sırasında bozulan sayfayı düzelteyim derken İlhan Berk’in ateistliği üzerine yazdığım o yazıyı sildim. Tamamen benim hatam :) Aradım taradım henüz rss kayıtlarında depolanmamış. İnternet bile işini geç yapıyor, yuh!

Safiye Sultan’la tarhanamızı yapmış bulunuyoruz. CV’me bunu eklesem mi acaba :)

İncirliova’da teravih kılasım geldi. Harun Ankara’ya gidiyor da bu gece. O gitmeden bir sabahçı kahvesi keyfi yapayım dedim. O meydandaki büyük cami ne kadar da güzeldi. Çok ferahtı. İnsanlar namazdan sonra hemen camiin önündeki meydanda havuzun etrafında çay içiyorlar, sohbet ediyorlar; harika bir ortam. Sonra dondurma alıp BESYO yanındaki piknik alanına gittik. Sonra sabahçı kahvesi… Sonra evdeyim ve LOST :)

Gözümü açtığımda saat 12’ydi. Bir pazarımız var, o da yarılanmış yahu. İstisnayım ve kaideleri bozuyorum. Var mı itirazı olan!

{ Ya hakikaten üzüldüm İlhan Berk yazısını sildiğime :( }

Zamanı Unutturacak Sohbetlere İhtiyacım Olacak

Yaklaşık 1 yıl önce Harun‘un alışverişini yine birlikte yapmıştık. Bugün aynı şey için alışveriş sırası bendeydi ve yine beraberdik. Ama onun öncesinde ilk defa Harun’un yeni evinde yemekteydim. Bir gün öncesinde Deniz Feneri‘nin bana en güzel kazancı Yüksel abim, kardeşi ve annesiyle bizdeydi. Annesinin birbirinden leziz köy yemeklerini, meyvesinden ekmeğine kadar alıp gelmişlerdi. Gece yarısına kadar süren bol kahkahalı bir sohbetin içine dalmıştık. Bu eğlenceli gecenin sabahında İngilizce kursundayım. “Değil mi Evrencim” uyarılarının arasında dala çıka bir dersi geride bırakıyorum. Sonrasında başta belirttiğim gibi İncirliova‘da Harun’larda soluğu alıyorum.

Saat 19:00’da Bey Camii önünde eski sınıf arkadaşlarım Tarık, Fatma ve Hacer‘le buluşuyorum. Esengül Hanım, henüz ortalarda yok :) Galatasaray-Fenerbahçe derbisi umurumuzda değil. Esengül’ün de gelmesiyle ekip tamamlanıyor ve bize zamanı unutturan konulara dalıyoruz. Anlatacak ne çok konumuz birikmiş. Birkaç gün sonra bana zamanı unutturacak sohbetlere çok fazla ihtiyacım olacak.

Dünya Evine Hazırlık

Hayatımdaki en önemli insanlardan birini, dostumu, kardeşimi dünya evine sokmaya {o da ne demekse} hazırlanıyorum. Gerçi ben düğün hazırlıkları aşamasında pek bir yardımda bulunamasam da bu sabah kız evinden gelen eşyaların taşınmasına yardım ettim :) Laf aramızda Harun, gelin sandığını kırdı :)

İncirliova tabelası ve Harun’un düğünü arasında bağlantı kurulamaz gibi görünse de şöyle izah edebilirim: Onca yıldır Harun’un evine gider gelirim her gün yanından geçtiğim İncirliova tabelasını nedense yeni farkettim ve Harun’un o beklenen teklifiyle önünde birkaç poz fotoğraf çekildim. Harun’un evi de tabelanın az ötesinde hemen sağda :) Gece Harun, kardeşleri Ümran ve İrfan beyefendilerle sabahladıktan sonra {ki yalan, hepsi cep telefonlarıyla meşguldü}, sabah kız evinden gelen eşyaları taşıdık, güzel bir kahvaltı yaptık ve Harun’la başbaşa onun damatlığını beğenmeye gittik. Düğün hazırlıkalrının en zor kısmı damatlık beğenmek gibi gelirdi bana ama Harun’daki boy postan mıdır yoksa gititğimiz yerdeki damatlıkların iyi modeller olmasından mıdır nedir bir iki denemeden sonra içimize sinen bir damatlık bulabildik. Hazır düğün dernekten söz açılmışken, “hani sen 2007 eylül’de evleneceğini ilan etmiştin, ne oldu vakit yaklaşıyor” diyenlere gülüp geçiyorum. Deniz Baykal ne zaman sözünü tuttu da Rodos’a yüzdü, ben de o gün sözümü tutup evleneceğim :)