Bloglar Kaça Ayrılır?

sosyal_medya

Blogların sorunlarının yanında başka bir sorunumuz daha var: Sosyal ağları bloglarına tercih eden blog yazarları sorunu

2005 yılında birlikte yola çıktığımız blog yazarı arkadaşlarımızın birçoğu  Facebook ve Twitter’ın büyüsüne kapılıp bloglarını terk ettiler. Üstelik yazılarını silenler, alan adlarını (domain) yenilemeyenler var. Bu noktada blogları üçe ayırıyorum: Yaşayan bloglar, terk edilen bloglar ve öldürülen bloglar
Continue reading →

Asıl Gericilik

Kayhan Öztürk, blogunda yazdığı son yazı ile 3 yılı aşkın bir süre sonra yeniden e-vren günlüğü sayfalarında. Kayhan, son yazısında kendince “Asıl Gericilik”in tanımını yapıyor ve “Asil gerici zihniyet kadin kismi okur mu arkadas diyen zihniyetin hastaneye dustugunde kadin doktor var mi diye sormasidir.” diyor.

4+4+4’lü yeni eğitim sistemi ile beraber dindarlık, dini eğitim vs. gibi birçok dini konu üzerine son zamanlarda daha çok konuşur, yazar çizer olduk. Kayhan’ı takip edenler onun kendine has üslubunu ve cesur kalemini bilirler. Söz konusu yazının tamamını okumak ve varsa eleştiride bulunmak isteyenler kayhanovic.com’u ziyaret edebilirler.

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni RSS abonelik

Sosyal Ağlardan Böğ Gelmeye Başladı!

Kusarsam eğer, sosyal paylaşım sitelerinden kusacağım. Hem de öyle iğrenç bir şekilde, hiç temizlenmeyecek bir halde olacak bu.

Friendfeed, facebook ve google reader yoluyla kaç blog yazarının yazısını takip ettiğimi -üşengeçliğimden- hesaplamadım bu yazıdan önce. Ama mesele şu ki*, blog tutmaktan twitlemeye kayan benim cânım internet yazarı arkadaşlarım, birbirleriyle aynı konuları paylaşa paylaşa böğ getirtmeye başladılar.

En son neydi… Hatırladım, Manga’nın 2010 Eurovision şarkısı! TRT, yarışmaya katılacak şarkımızı açıkladı, üç gün bütün bloglarda bunun üzerine yazı yazıldı, şarkının videosu yayınlandı. Ahmet hapşırıyor, bütün bloglarda Ahmet’in hapşırmasıyla ilgili yazı; Ayşe tıksırıyor bütün bloglarda Ayşe’nin tıksırmasının videosu :)

Türkiye’deki gazetelerin birbirleriyle aynı manşeti atarak piyasaya çıktığı tek bir gün gördük mü: Hayır! Peki, yeni çağın modern medyası niye konu üretme, mesele ele alma konusunda bu denli kısır? Üç beş yıl önceye kadar yazıların kopyalanıp oradan oraya taşındığından şikayet ederdik; şimdi bizim yaptığımız aynı konuyu ele alıverme üşengeçliğinden başka bir isimle daha nitelendirilemez mi?

Bir iki arkadaşım Continue reading →

e-vren günlüğü PCnet Dergisi’nde

Perşembe gecesi e-vren günlüğü’nün teklif usulü belirlenmiş 40. ve son MisAfiR KaLeMi ile tanıştı e-vren dünyası. Sevgili Melis, hem yazısının içeriğiyle hem de insanı kendine hayran bırakan yorumuyla bu sanal yolculuktaki yerini aldı. Sadece yazısıyla değil sesiyle de e-vren günlüğü’ne merhaba diyen Melis, böylece MisAfiR KaLeM geleneğinde de bir ilki gerçekleştirmiş oldu.

e-vren günlüğü, PCnet Eylül 2009 sayısında

Aynı gece PCnet dergisinin Eylül sayısında blogların tanıtıldığı sayfalarda e-vren günlüğü’ne de yer verildiği haberini aldım Kayhan‘dan. Gecenin bir vakti PCnet bulamayacak olmanın acizliği ile Kayhan’dan ilgili sayfanın fotoğrafını rica ettim ;) Söz konusu yazıyı kaleme alan sevgili Kıvanç Tanrıkulu‘na çok teşekkür ediyorum, ellerine sağlık. Oradaki bir cümleyi düzeltmek istiyorum: Benden fotoğraf sanatçısı olarak bahsedilmiş; ben henüz yeni yeni pişen amatör bir fotoğraf meraklısıyım ;)

Yıllar önce {şurada} nişan {burada} da düğün yazılarını yazdığım Continue reading →

Ankara ve İstanbul Günlüğü

Aylar öncesinden planladığım üzere KPSS’ye girip hemen ertesi gün soluğu Ankara’da aldım. 28 Haziran Pazar akşamı adım attığım Başkent’te geçirdiğim 6 gece 5 gün son derece keyifliydi. Ankara’da bulunduğum süre boyunca yeğenim Mesut‘ta misafir oldum. İlk akşam, yemekten sonra Balgat’ta bakanlıkların önünde yürüyüş yaptık. KPSS’den çıkmış biri olarak gözüm sürekli birisini aramıştı ama 5 gün boyunca o muhterem şahıs bir kez olsun görüş alanıma girmedi :)

29 Haziran Pazartesi: Sabah Nur‘la buluştuk ve ilk başta bana uzun gelen bir yolculuktan sonra Radyovizyon‘a vardık:

Aydın’da dinlerken ses tonlarına ve mikrofondan yaydıkları enerjilerine hayran kaldığım Serkan ve Gülin‘le tanıştım. Haberleri sunarken Nur’u ilk kez canlı canlı seyrettim: Continue reading →

Forum Aydın’da Fotoğraf Skandalı

Benim bir skandal olarak nitelediğim ama yetkililerin bunu bu kadar uzatacak ne var?bakış açısıyla değerlendirdiği can sıkıcı olay; Nüket Hocamın sağ karedeki çiçekleri çektikten birkaç dakika sonra Forum Aydın‘ın özel güvenlik görevlisinin başımıza dikilmesiyle yaşandı. İki edebiyat öğretmeni “profesyonel makinelerle” çekim yapıyorduk da aslında ne yapmaya çalışıyor idik. Kanal D muhabirinin 3 gün önce özel güvenlik terörüne maruz kaldığı görüntüler henüz hafızalarımızdan silinmemişken dijital çağın en özgür medyasının yapı taşlarını oluşturma aşamasında böylesi bir tacize Continue reading →

Bu Cappucino Ne Menem Bir Şey

e-vren günlüğü’nün en küçük ziyaretçisiyle tanıştım. Sevgili Feriş‘in 7 aylık meleği Alya ile webcamda aguladık, babıldakık, birbirimize el salladık. Blogger bir annenin bebişi olmak, blogger dayıları da beraberinde getiriyor :) Alya’ya webcamda şebeklik yaparken farkettim ki sağımda solumda ne çok peluş oyuncak varmış. Onlar biz de bile yok Evren dedi Feriş. Baktım, çay içtiğim bardak bile bacakları sallanan çocuk figürlü :)

İnternetten “cappucino”nun

Continue reading →