Her gün günlük tutmak, uzun bir ara verdiğim için sanırım, yorucu oluyor. Dostoyevski‘nin dört ciltlik günlüklerinin bendeki tesirinin böyle olacağını tahmin etmemiştim. Bir süre sonra günün sonunda olup biteni özetleyen notlar almak, alışkanlık haline gelecektir eminim. “Çabam, geleceğe güzel hatıralar bırakmak” gibi süslü cümleler kurmayacağım. Akşamları, gündüz neler yaşadığımı ayrıntılarıyla hatırlama noktasında zorluk yaşadığımı fark ettim. Şuursuzca yaşıyorum çünkü, normal bu durum.
Continue reading →Tag / Notos Öykü
2019/33 Bu, benim için yeni bir deneyim
Nasıl oldu, niye oldu bilmiyorum ama iyi oldu. Blogda ya da kâğıt üzerinde hiç fark etmez, nerede olursa olsun daha çok yazmaya istekli bir dönem yaşıyorum. Bir süredir de bloğumda eskisi kadar sık yazamamaktan hayıflanıyordum. Artık akşam, gün boyunca neler yaptığımı -hatırlayabildiğim kadarıyla- telefonuma not alıyorum. Onları da pazar akşamları süzgeçten geçirip bloğumda haftalık olarak paylaşmaya karar verdim. Bunu eskiden her akşam bıkmadan usanmadan defterime yazıyordum. Tekrar gün gün yazmaya başlayınca ardımda bıraktığım bir hafta boyunca ne çok şey yaşadığımı fark ettim. Koştururcasına soluk almadan yaşıyor, günleri tüketiyorum. Gün içinde neler yaptığım konusunda hafızamı tazelemek bana iyi geldi. Böylece “zaman çok çabuk geçiyor” algısından da kurtulmuş olurum belki.
Continue reading →