Safiye Sultan, e-vren Öğrencilerine Bayıldı

Bugün öğrencilerime son görevimi yerine getirme günümdü. 10 kişiden oluşan 12. sınıf öğrencilerim ÖSS için Aydın’daydılar. Her biri farklı okullarda sınava girdiler. Ben, sınav yerine yalnız gidecek olan Murat’a refakat ettim. ÖSS sonrası da buluşup yemek yemeye gittik.

ÖSS 2009 için hepsi farklı yorum yapıyordu. Yol boyu edebiyat sorularının çok zor olduğuna dair değerlendirmeler duydum. Benim gençlerin en çok şaşırdığı sadece 1 tane anlatım bozukluğu sorusunun çıkmış olmasıydı :) Ve nihayet sıra, öğrencilerimin ilk kez evime misafir olmalarına ve ismini sıkça duydukları Safiye Sultan’la tanışmalarına gelmişti:

Evim, ilk göz ağrım çiçeklerimle dolup taştı. Annem onları “Evren’in civcivleri” diye karşıladı. Yiyip içip, bit gibi şişmeye devam ettik. Safiye Sultan’ı kahkahaya boğdular. Ege Üniversitesi’ndeki profesörün karşısında neyse benim öğrencilerim, Safiye Sultan’ın karşısında da o’ydular :) Okulumdan ayrılığın etkisiyle içim iki gündür sıkılırken, ÖSS’ye girecek öğrencilerimin evimize misafir olacak olmalarıyla teselli buluyordum. Güzel saatler hızla akıp geçti. Onlara karşı son görevimi de yerine getirmiş olmanın iç huzuruyla yolcu ettim her birini. Eve döndüğümde “bayıldım” dedi Safiye Sultan; “fotoğraflarda görüp sevdiğim öğrencilerine bayıldım…” Annem, e-vren öğrencileriyle tanışmanın kendisinde yarattığı duyguyu bu cümleyle ifade ederken; Muratım’ın, KPSS’ye girerken kullanmam için bana hediye ettiği ÖSS’de kullandığı kalem, silgi ve düzgüsü elimde bakakaldım fotoğraflarımıza…

Dershane mi Okul mu?

“…başarısını dershane yönetcileri yerine okul öğretmenleriyle kutlayan…dershane tişörtü yerine mezun olduğu okulun tişörtünü ve şapkasını giyen Yücel” diye bahsediyor Hürriyet gazetesi ondan. ÖSS 2008’in 1.lerinden sadece biri Cem Yücel. Ama bence diğer birinciler içinde en onurlu duruş da kendisine aitti. Cem Yücel, ÖSS’deki başarısını göğsünü gere gere giydiği Ankara Atatürk Anadolu Lisesi tişörtüyle kutladı. Birinciliğini ise ölen anneannesi ve dedesine armağan etti. Oysa Türkiye her yıl, okuduğu okulları bir çırpıda unutup soluğu dershanelerinde alan ÖSS 1.lerine alışkındı. Kamuoyu ilk defa bir ÖSS Birincisinin hangi dershaneye gittiğini bilmiyor. 

Bu yıl dershaneleri şaşkınlığa uğratan tek isim Cem Yücel değilse de dershanelere haddini bildiren tek isim sayılabilir. Çünkü geçen yıl da derece yapan iki isim varki eski dershanelerine nispet olsun diye bu yıl yeniden ÖSS girdikleri iddia edildi. 2007 ÖSS birincilerinden Çağrı Sert, geçen yıl Uğur Dershaneleri’nin reklam panosu önünde başarı pozları verirken bu yıl FEM dershanelerini aldı arkasına. ABD Princeton Üniversitesi öğrencisi ve yine 2007 ÖSS birincilerinden Çağrı Berk Onuk da Berk Dershanelerinin reklam malzemesiydi bu yıl. Hürriyet Gazetesinin iddiasına göre bu iki isim geçen yıl vaatlerini yerine getirmeyen eski dershanelerine sinirlendikleri için yeniden ÖSS’ye girmişler. Her iki arkadaşın bu tavrı takdir edilesi bir davranış gibi görünse de arkalarına yine başka dershaneleri alıp sisteme katkıda bulunmuş olmaları son derece üzücü. Ama dershane malzemesi olmamayı tercih eden Cem Yücel arkadaşı takdir etmemek elde değil.

Hürriyet Gazetesinin diğer bir idiası da “sonuçlar açıklandıktan sonra dershanelere giden bazı öğrencilerin taksi paralarının kapıda bekleyen dershane görevlileri tarafından ödendiği” haberi. Kurumunda çalışmak isteyen öğretmen adayına 30 balık fiyatı biçen dershane sahiplerinin bu bonkörlüğü gözlerimi yaşarttı açıkcası.

OKS’de en başarılı il olan Burdur, ÖSS’de de listenin en başına adını yazdıran Denizli 2 gündür kasım kasım kasılıyor. Bir zamanlar en başarılı il ünvanını hiçbir şehre kaptırmayan Aydın’ın eski başarısından eser kalmadı. Burdur ve Denizli’nin Milli Eğitim Müdürleri basın mensuplarına demeç verip, başarıyı sahipleniyorsa, “neden Aydın eski başarısını yitirdi?” sorusunun muhatabı da Aydın Milli Eğitim Müdürüymüş gibi geliyor bana :)

Ne Cümle Ama : )

Pantolonunu indirip, köpeğini gezdiren kadına arkadan saldıran tacizci…” diye başlıyor Hürriyet Ege’nin Günün Haberi diye sunduğu ve büyük puntolarla yazdığı haber. Ben önce “kadın, pantolonunu indirmiş, köpeğini bu vaziyette dolaştırıyormuş” diye anladım. E hal böyle olunca pantolonunu indirmiş kadın mı tacizci sayılıyor yoksa ona arkadan sarılan adam mı? işler karışıyor. Sonra haberin devamında daha eli yüzü düzgün bir cümleyle olay yeniden anlatılınca anlıyorum “köpeğini gezdirmek için yürüyüşe çıkan kadın”a birisinin “pantolonunu indirip cinsel taciz”de bulunduğunu :) Kimbilir kime yazdırdılar bu haberi. Herkes editör, redaktör nasıl olsa.

ÖSS Beni Gersene!

Sabaha karşı 05.30’da yatıp öğlen 12’de gözümü zor açtım. Uyku düzenim yerle yeksan. İçiyorum demli demli çayları, kendimi veriyorum kitaplarıma… Sabahı ediyorum sonra da :)

Öğleden sonra kütüphanedeyim. İki KPSS sorusu çözüyor, uzman kütüphaneci Ayşen ablamla 10 soruluk muhabbet ediyorum. 5 dakika ders, 55 dakika ara :) Bilmeyen de öğretmen olacağım sanır! Bugün Harun‘un kardeşleri İrfan ve Ümran‘a vakit ayırdım. ÖSS öncesi onlarla bir araya gelmek fena fikir değildi. Tabi bize Ayşen ablam da eşlik etti. Saat 6’ya kadar kütüphanede kalıp, memularla beraber kütüphaneyi kapatınca kendimi devlet memuru gibi hissettim. {Öyle ki Ayşen ablam KPSS’den sonra Çankırı‘ya AB projesine katılmam için bana 6 gün izin veriyor sonra kütüphane projesi için iş başı yapacağım. İlknur da yanıbaşımda :)} Neyse, sonra kendimizi attık yeme içmeye :) Ümran beyimiz sandviç ekmeklerini soğuk buldu, ortam kendisine gürültülü geldi, başı ağrıdı, gözleri acıdı, “su bardakları kirli, çaylar soğuk” dedi. “Haydi hesabı ödeyelim, gidelim” havaları… Oy oy oy! “İrfanım” dedim, “kardeşim” dedim, “bir dahaki sefere arkadaşı bir cami avlusunda bırak da öyle gel” dedim :)

Hayat boş, doldur doldur boşalt ne gezer! Yedik bitirdik seni ÖSS :)