Sevgili Nurbanu, “Ağlayabildiğim Kadar” başlıklı yazıma bıraktığı yorumda iki küçük kızla gittiğini yazmış “Babam ve Oğlum” filmine. Ve eklemiş “biri kardeşim biri yeğenim.” ikisinin de babası ölmüş… Nurbanu’nun babasına Allah’tan rahmet diliyorum. Ateş düştüğü yeri yakıyor ve bu film babasını kaybedenleri daha çok etkiliyor…
***
Sevgili Çağlar, “Engelleme, Gel Dengele” başlıklı yazıma yapmış olduğu yorumda “Sakatlar Derneği”nin adından dolayı üzüldüğünü yazmış. Sakatlar Derneği Aydın Şubesi Başkanı Sevgi teyzem bugün yorumu okuyunca tekrar yineledi: “Bize mimoza da deseler biz sakatız! İçinde bulunduğumuz gerçek ‘engelli, özürlü’ diyerek değişmiyor.” Belki arkadaşlara “sakat” kelimesi kaba geliyor ama yolda yürürken kolumuz bacağımız kırıldığında sakatlanmaya devam ediyoruz, özürlüleşmiyor ya da engellenmiyoruz :)
***
Sevgili çiçeği burnunda nişanlı yeğenim Alperen’e de Aydın milletvekilinin adını yanlış yazmamdan dolayı beni uyaran mesajı için teşekkür ediyorum. Önce ÖVÜNÇ yazmıştım, baktım “hadi ÖĞÜNÇ olsun” dedim. Meğer ÖĞÜŞ’müş. E benim siyasetle alakam olmayınca, böyle yanlışlıklar olabiliyor :)
***
Sevgili Prenstenes de, “Engelleme, Gel Dengele” başlıklı yazıma çok güzel bir yorumla katkıda bulunmuş; çok da güzel bir mesaj vermiş: “Hepimizin öncelikle beynimizdeki engelleri aşarak engelli insanlara ulaşabilmemizi dilerim.”
***
Sevgili Icha, “Ben Kabiliyetsiz miyim?” başlıklı yazıma çok içten bir yorum yapmış. Ortaokul döneminde müziğe olan ilgisine rağmen yeni müzik öğretmeni tarafından korodan ve başkanlıktan çıkarılmış. Sevgili Ayça, insan boynunu bir büktü mü haksızlıklar ve olumsuz durumlar karşısında; bir daha kolay kolay dik yürüyemiyor. Savaşmak, sabretmek ve direnmek en güzeli bence…
***
Sevgili Pierrenague, “Engelleme, Gel Dengele” başlıklı yazıma yaptığı yorumda “yedi göbek İstanbullu” olduğunu yazmış. Şu an Konya gibi muhteşem bir şehirde yaşıyor ve ben sitesinden kendisini takip ettikçe çok kıskanıyorum :) İstanbul’da çok yararlı işlerde faaliyet göstermişsiniz ve şimdi Meram’da sükunet içinde yaşıyorsunuz. Eşinize ve size hem uzun hem de huzurlu günler diliyorum. Konya’da bir kapınız var demişsiniz sitenizde. Biliyorum, bir kapımız var sayenizde…
—
Bu yazı, ilk blogcu.com’da yayımlandıktan sonra buraya taşındı.