Serdar Kuzuloğlu: Dijital yayıncılık, her yerde var olmak değildir.

Zorlu Performans Sanatları Merkezinde 15 Ekim Cuma günü düzenlenen Kiğılı Talks’ın Akan Abdula‘dan sonraki konuşmacısı Serdar Kuzuloğlu, 45 dakikalık süresini yaklaşık 1,5 saate dayanırdı. Çünkü kendi deyimiyle, ilk kez sadece kendisi ve kariyeriyle ilgili bir konuşma içeriği hazırlamıştı. Bu sebeple heyecanlı olduğunu ve süreyi kestiremediğini dile getirdi. Kendisini dinlerken, onu ilk kez TRT’de sosyal medya üzerine program yaparken mi yoksa bloğu sayesinde mi tanıdığımı hatırlamaya çalıştım ama bunu netleştiremedim. Ancak Serdar Kuzuloğlu’yla ilgili emin olduğum iki şey vardı: Mesleği, uğraşıları, içerik ürettiği mecralar ne olursa olsun o benim için öncelikli olarak blog yazarı kimliğiyle ön plana çıkıyordu ve onunla ilk temasımı da babasının vefatını yazdığı yazısı üzerine kendisine attığım e-postaya cevap vermesiyle yaşamıştım.

Continue reading →

“Türkiye’de Bloglar – Blog Yazarları Çalıştayı”na doğru

blog yazarlari calistayi

İlk defa yaşayacağım bir tecrübe için son derece heyecanlıyım. Blog yazarlarıyla bir araya gelerek sosyal ağların ve mobil teknolojideki gelişmelerin karşısında blog / blog yazarlığı kavramını masaya yatırıp; blogların sorunlarını ve geleceğini tartışacağız. 1-3 Aralık 2015 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek 20. Türkiye’de İnternet Konferansı kapsamında “Türkiye’de Bloglar – Blog Yazarları Çalıştayı” gerçekleştireceğiz. Continue reading →

İnternet Derneği için Blog Yazarlarına Açık Çağrı

InterCommunity 2015

Internet Society’nin (ISOC) {insanların İnternet’ten eşit olarak yararlanabilmesi için çalışan, İnternet’in açık bir şekilde gelişimini ve kullanımını destekleyen uluslararası bir sivil toplum kuruluşu} 8 Temmuz 2015 tarihinde ilk defa tüm dünyada eş zamanlı olarak gerçekleştireceği InterCommunity 2015 etkinliği var. Etkinlik, çevrim içi (online) olarak gerçekleştirilecek ancak belli şehirlerde doğrudan katılım için merkezler belirlendi. Bu merkezlerden biri de İstanbul ve mekan Taksim Intercontinental. {Şurada} detaylarını anlattığımız  başvuruyu gerçekleştirerek 8 Temmuz’da internet için bizimle birlikte orada olabilirsiniz. İnternetle iş yapan profesyoneller arasında en çok bağlantım blog yazarlarıyla. Bu sebeple, öncelikli çağrım ve davetim sevgili blog yazarı arkadaşlara. Katılım ücretsiz ancak belli sayıda kişiyle sınırlı ve etkinlik dili İngilizce. 
Continue reading →

Anlatamamak Kadar Anlatabilmenin Sıkıntısı

mserdark.com yazarı; internet ekipler amiri M. Serdar Kuzuloğlu

Serdar Kuzuloğlu, kişisel blogundaki 4 Temmuz tarihli Kendini Anlatabilme Sıkıntısı başlıklı yazısında kişisel blogunda en az bahsettiği şeyin kendisi olduğunu fark ettiğini yazıyor.

Kuzuloğlu, sosyal ağların neredeyse hemen hepsinde var ve paylaşımlarda bulunuyor. Ancak, bunların içinde 140 karaktere kısıtlı bir ortama öncelik vermek, aşırı anlam yüklemek kendisine mantıklı gelmediği için en az Twitter’ı önemsediğine de vurgu yapıyor. Oysa en kıymet verdiği ve hakkında en çok bilginin yer aldığı yerin blogu olmasına rağmen takipçilerinin Twitter paylaşımlarını temel aldığından yakınıyor. {Yakındığına dair açıkça bir ifadesi yok ama ben böyle bir anlam çıkardım.}

Çoğu insan çoğunlukla kendini anlatamama sıkıntısı çekerken bazı insanlar da Kuzuloğlu’nun yazısının başlığındaki gibi “kendini anlatabilme sıkıntısı” çekebiliyor. Bu da belki çok dolu, çok donanımlı, çok entelektüel bir üsluba sahip olmak ya da Twitter’dan Facebook’a hemen her sosyal platformda çokça paylaşımda bulunuyor olmaktan kaynaklanıyor olabilir.

Bazen ben de kendimi anlatabilmekten dolayı – aslında – anlatamama / anlaşılamama sıkıntısı yaşayabiliyorum. Tam da bu noktada itiraf etmem gerekirse blogdaki veya sosyal ağlardaki paylaşımlarımın bazen anlaşılmadığını düşünüyorum.

Kuzuloğlu, kişisel blogunda en az kendisini anlattığını söylüyor, bu durum benim blogum için tam tersi. Fakat internetteki platformlar arasında blogumun benimle ilgili konularda merkez olması konusunda Kuzuloğlu’yla hemfikirim.

Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal ağların bana ait olmadığının; kısıtlamalarının olduğunun, hesabımın tüm paylaşımlarımla birlikte sürpriz bir şekilde silinme riski olduğunun farkındayım. Sosyal ağlar karşısında bloglar popülerliğini yitirmiş hatta çoğu atıl duruma gelmiş olsa da benim için her zaman asl’olan blogum olacaktır.

Çünkü e-vren günlüğü tamamıyla bana ait ve burada kendimi daha özgür hissediyorum.

 facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik