Marmara‘nın, Rumcada “mermerler“ demek olduğunu ve Marmara adasında yüzyıllarca mermer çıkarılıp işlendiğini;
Yanlış nefes almanın tansiyon, migren, astım ve psikolojik bunalım gibi pek çok sağlık sorununa sebep olduğunu;
Günde iki litre su içmenin yanında, en az dokuz-on defa da derin nefes almanın gerektiğini; çünkü ikisinin de bedeni yıkadığını;
Türkçe’nin 29 harfle yazılmasına rağmen 48 sesle konuşulduğunu;
Diksiyon çalışmalarında bir kalemi dişlerle sıkarak konuşma alıştırmaları yapmanın çene sertleşmesine yol açtığını, bu sebeple yanlış bir uygulama olduğunu;
“geliyorlar, gidiyorlar, yapıyorlar“ gibi ek almış sözcükleri “geliyolar, gidiyolar, yapıyolar” biçiminde söylemenin standart dilde yanlış olduğunu;
Topluluk önünde yapacağınız konuşma öncesinde “çok heyecanlıyım, heyecanımdan dolayı bir yanlışlık yaparsam beni bağışlayın“ gibi sözler söylemenin çok yanlış olduğunu;
Rahat anlaşılabilmek için ağızdan dökülen sözcük sayısının dakikada 125-160 arasında olması gerektiğini;
“Görkemli, gösterişli“ anlamındaki “azametli“ sözcüğündeki hiçbir a’nın uzun okunmadığını;
Defile kelimesinde fi’nin uzatılmadığını;
“Olmaz“ anlamındaki “hayır“ı söylerken ha’nın uzatılmadığını ama vurgunun ilk hecede olduğunu,
“Yardım“ anlamındaki “hayır”da da ha’nın uzatılmadığını ve vurgunun ikinci hecede olduğunu,
Meşale sözcüğünde şa’nın uzatılarak telaffuz edilmediğini;
Mütevazı‘nın “alçak gönüllü“, mütevazi‘nin de “birbirine paralel“ anlamına geldiğini,
Sara krizi derken sa’nın uzatılmaması gerektiğini,
Şahane sözcüğünü telaffuz ederken her iki a’nın da uzatılarak söylenmesi gerektiğini,
“Yarın” derken ya’yı uzatmanın yanlış olduğunu,
Zina sözcüğünde zi’nin değil de na’nın uzatılması gerektiğini biliyor muydunuz?
Kaynak: Can GÜRZAP, Söz Söyleme ve Diksiyon, Remzi Kitabevi