Facebook Eleştirisi

Hani hiç sırasını bozmadan “siyah-beyaz, az-çok, aşağı-yukarı, iyi-kötü, zengin-fakir” diyoruz ya. Bu beni çok mahsunlaştırıyor :( Beyaz-siyah demek istiyorum ben! Sonra aşağı-yukarı değil de yukarı-aşağı demek istiyorum. Çok-az, fakir-zengin de diyebilmeliyim. Bu özgürlüğü vermeli bana Türk Dil Kurumu! Ya da buna kim karar veriyorsa :)

Facebook‘ta “e-vren günlüğü” profili açmamı hala eleştirenler varken dün orada ilk defa yazıştığım bir kardeşim bana öyle şeyler yazdı ki, facebook profilini açmakla ne kadar doğru bir karar verdiğimi bir kere daha görmüş oldum. Sosyal Bilgiler öğretmenliği 3. sınıf öğencisi Tekin, “Evren abi, 3-4 aydır seni takip ediyorum. Hiçbir yazına yorum yapmadım çünkü bütün yorumlara tek tek yanıt verdiğini bildiğim için seni yormak istemedim. Bu sebeple yorum yapmamak bana daha doğru geldi” diye yazdı. En başta çok duygulandım. Gerçekten sizden çok şey öğreniyorum bu paylaşımlarda. Böylesine ince bir düşünce hiç aklıma gelmezdi. Kimbilir daha ne hikayeler var burada, orada, sizde… En baştaki cümleye geri dönüyorum: Bu facebook konusuna son kez değiniyorum. Sevgili Tekin gibi beni ısrarla okuyanlar var ben onları facebook profili sayesinde öğrenebildim. Her ziyaretçiden bir boy bir portre fotoğraf isteyip, “sizi görmek istiyorum” diyemem herhalde :) Hem ayrıca sayısı binleri bulan e-vren günlüğü ziyaretçilerinden şu an sadece 152’si e-vren günlüğü facebook‘ta :)

Bugün kardeşim İbrahim’le başka bir Türk Filmi seyrettik ama haftaiçinde Ziya’yla seyretitğimiz “Hayattan Korkma” filmini tavsiye etmeden yazıyı sonlandırmak istemedim. Bu film ben askerdeyken mi çekildi, hangi ara sinemalarda gösterildi bilmiyorum. Ben ilk defa seyrettim, çok da keyif aldım. Sıcacık bir Ege filmi “Hayattan Korkma” Türk insanının, Ege’deki mahalle komşularının, bizim köylü insanımızın dostluğunu, kardeşliğini birebir hissedebilmek istiyorsanız ilk fırsatta Hayattan Korkma’yı seyredin :)