Ve Testere Efsanesi Biter

Yıllar önce keşfettiğim Testere serisinin “final” olarak çekilen yedincisini seyretmek için bugün sinemadaydık. Her seferinde korkup gözlerimi kapatarak seyrettiğim -ama inatla seyrettiğim- Testere’nin finaline gitmeden günler öncesinden kendime söz vermiştim: Her bir saniyesini sey-re-de-ce-ğim! Öyle de oldu, üstelik 3D teknolojisiyle üzerime fırlayan kan, et, tahta parçalarına rağmen ;)

Testere 7, açıkçası bende hayal kırıklığına sebep oldu. Final olunca şiddetin ve iğrençliğin dozu artacak, artık ipler iyice kopacak ve bütün düğümler çözülecek sanıyordum. Ama öyle olmadı. Hatta biz size final dedik ama 8. seriyi çekmeye şimdiden başladık dedirten bir sonla veda etti SAW, beyaz perdeye ;) Her zamanki gibi seri katilimizin yeni bir elemanı daha olaya el attı, bir sürü soru işareti ve havada kalan konularla bitmeyecek bir serüvenin fitilini ateşledi. Önceki testere yazılarımda da yazmıştım, şimdi de yazayım: Bu Testere serisi bitmek bilmez, 8.sini çekmezlerse neciyim ;)

Bu arada, ilk kez 3D gözlükle film seyretmiş olduğumu da buraya not ediyorum. {Yalnız, sinema çıkışında gözlükleri geri almalarını çok basit bir davranış olarak buldum. Oysa biz onu güneş gözlüğü olarak kullanıp eşe dosta hava atacaktık.} Üç boyutlu film seyretmek harika bir tecrübe. Ancak bu tecrübeyi alt yazısız bir filmle daha harika bir hale getirebiliriz çünkü yazıları okumak zor, hatta son derece göz yorucu. Sinemadan çıkıp tek boyutlu gerçek dünyaya geri döndüğümde gözlerimin ağrıdığını ve neredeyse bütün bir gece bilgisayarın başında çalışmışım gibi tuhaf bir yorgunluk hissettiğimi söyleyebilirim.

evrengunlugu.net

2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.

KARMAŞA

Yaşadığım saçmalıkların adını “karmaşa” koydum. Ne çok kalabalık, karmaşık, dağınık hayatım ve belirsiz geleceğim :/

Domuz gribi aşısı oldum geçtiğimiz hafta. Yaşanması muhtemel yan etkilerini yaşamadım ama birkaç gün sol gözüm hafif şiş dolaştım :)

Bağlantılı olduğum birkaç kurum var. İşlerini ciddi yapmıyorlar; beni ciddiye almıyorlar. Zıplayacağım üzerlerine, az kaldı…

Pazar akşamı sinemaya gittim. Heyecan verici tek bir sebebi vardı aylar sonra sinemaya gitmemin: Testere 6 :) Muhteşem, muhteşem, muhteşem! NTV’den, Testere serisinin 9’da tamamlanacağını öğrenmem heyecanımı bira azaltsa da yap-bozun son parçası tamamlandı benim için. Son üç seri artık yeni oyunlara gebe :)

evrengunlugu.net, 5. yılında sosyal sorumluluk gereği Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğinin kampanya ve projelerini destekleme kararı almıştır. Ziyaretçilerini de TOFD’a destek olmaya davet etmektedir.TOFD’a ulaşın; gönüllü olun; 3430‘a boş bir sms atarak “Akülü Tekerlekli Sandalye Kampanyası”na 5 TL’lik bağışta bulunun.

Testere 5 ve Geriye Dönüş

Yahya Kemal Beyatlı ile başlayıp sıradan bir şekilde devam eden bir cuma’nın sonuna doğru Hüss‘ün teklifiyle akşam yemeğini amca-yeğen dışarıda yeme kararı aldık. Yola çıkarken nereye gideceğimiz belliydi de Hüss her zamanki kararsızlığıyla yol boyunca pizza mı hamburger mi pide mi yiyeceğimizi tartıştı durdu. En iyi karar ilk alınan karardır deyip karnımızı patates kızartmasıyla doyurduk. Hem öyle olunca bir de oyuncak filimiz oldu :) {Film değil fil}

Hemen sonrasında sözleştiğimiz üzere Sevil‘le buluşmak için yola koyuldum. Testere’nin ilkini Sevil’in önerisi üzerine onun verdiği CD’den seyretmiştim. Yıllar yıllar önceydi, hiç unutmuyorum. Üzerine 4 seri daha çekildi ve nihayet 5. seriyi Sevil’le seyretmek kısmet oldu.

Testere 5 Nasıl Bir Şey?

6. seri yolda, ilk bunu söyleyebilirim. 2. seriyi seyrettiğimde de bunu söylemiştim, 3’ü ve 4’ü seyrettiğimde de. Bitmek bilmeyen ve her seferinde yeniden başlayan bir oyun Testere. Sapıklık, mazoşistlik, sadizm filmin 5 serisinde diz boyu olsa da bu filmin harika bir zeka ürünü olduğu tartışılmaz bir gerçek. 

Testere’nin 5. serisinin eleştirisini kabaca yapmak gerekirse şunu söyleyebilirim: Önceki 4 bölümdekine nazaran daha az işkence ve gerilim mevcut. Ama yine aynı başlıyor, aynı ilerliyor olaylar. Yine oyun içinde oyun var ama bu seride olaya/hikayeye daha çok yer verilmiş. Dördüncü seriye benzer bir hikaye mevcut bu seride. Olayların nasıl bu noktaya geldiği anlatılıyor. Ve sonuçtan anlaşılıyor ki “oyun asıl bundan sonra başlıyor :)”

Testere’nin sonrası Vardar Pastanesindeydik. O işkence görüntülerden sonra “Hayat ne güzel yahu” dedik. Gece 00’i geçiyordu kalktığımızda, öyle ki kepenkleri indirmeseler daha kalkacağımız yoktu :) Sevil pazartesi İngiltere’ye gidiyor. Bu bir veda görüşemsiydi bizim için. Testere 6’da yeniden görüşmek dileğiye…

Testere Saw 4 Bilmecesi

Bahsini daha önce ettiğim yeni ingilizce kursuna dün sabah başladım. Saat 13’te kurstan çıkıp, saat 15’teki “Teröre Hayır” yürüyüşüne katıldım. İlknur, Ziya, Hüss oradaydık. Akşam da sinemaya bilet aldık. Aylardır büyük bir merakla beklediğim Testere serisinin 4. bölümünü seyretmek için sadece dakikalar kalmıştı :)

Testere öldü. Ama buna rağmen ardında yepyeni bir oyun bıraktı. Zaten filmin en ilgi çekici yanı da yine iç gıcıklayıcı bir sloganla girdi vizyona: Asıl Oyun Şimdi Başlıyor! İşkence görüntülerinin sinema teknolojisi ve insan zekasıyla bütünleştiği muhteşem bir seri Testere. Diğer bölümlerinde korkudan gözümü açamamıştım ama bu son bölümü gözümü kırpmadan seyretmeye karar vermiştim. Her bir bölüm, kendisinden önceki bölümden daha üst seviyede korkunç olunca SAW 4 için de beklentim oldukça fazlaydı. Daha çok oyun, daha çok işkence, daha çok bilmece ve zeka… Belki de fazla bir beklenti içinde olmaktan kaynaklanan bir “az beğenmişlik” içinde çıktım salondan. Diğerlerini korkudan seyredememişken, Testere 4’ü hiçbir karesini kaçırmadan seyretmiş olmak sanırım beni biraz rahatsız etti. Olaylar zinciri bir bir çözülüp, geçmiş bölümdeki soru işaretleri 4. seride açıklığa kavuşturulunca, “artık bundan daha fazlası olamaz” dedim. Oysa SAW’ın yönetmeninin dünya seyircisine yeni bir armağanı vardı: Asıl şimdi başlayan oyunuyla Saw 5! Benim için Testere, seyrettiğim en muhteşem gerilim filmi. Merak uyandırıcı, insanı kitleyen, zekasına hayran bırakan ve aslında iyi ile kötünün sorgulamasını yapıp burada verilmeyip öbür tarafa kalan ilahi cezalarımızın azabını düşündürten akıl almaz sinema şöleni.

TESTERE GERİ DÖNÜYOR!

Şüphesiz dünya sinema tarihinin en korkunç filmlerinden biri Testere. Ve bir solukta seyredilip devamı da beklenen serilerden biri… Testere 3‘ü seyrettikten sonra Testere 4‘ün de çekileceğini [anlamıştım.] Büyük bir merakla beklediğim dünyanın en korkunç filminin 4. seri fragmanı YouTube’ta yayınlanmaya başladı. Testere, bütün vahşeti ve heyecanıyla dördüncü kez beyaz perdeye geri dönmeye hazırlanıyor. 

Bugüne kadar seyredip de etkisinde en çok kaldığım ve senaryodaki zekaya hayran kaldığım ender filmlerden olan Testere’yi ilk “öylesine bir film” olarak Sevil‘in sayesinde bilgisayarda seyretmiştim yıllar önce. Filmin ikinci serisini de Haktan‘ın bilgisayarından seyretmek kısmet olmuştu. Üçüncü seriyi sinemada seyretmeliydim mutlaka. Görüntüler öylesine korkunçtu ki para verip de “korkudan bakamayarak” seyrettiğim tek film oldu :) Ekim ayının son haftası Amerika’da gösterime girecek olan Testere 4’ün ilk 4 dakikası internette dolaşmaya başladı bile. Dört dakikalık bu görüntüler, Saw’ın ününe yakışır yeni bir seriyle geri döneceğinin en büyük kanıtı şimdilik.

TESTERE 3 ÜN DAYANILMAZ DEHŞETİ

Dün akşam Ziya ve Semih‘le Testere 3‘e gittik. İlk filmini seyrettiğimde senaryodaki muhteşem zekaya hayran kalmış, korku ve gerilim filmlerinde Testere benim için apayrı bir yere sahip olmuştu. Sonra ikincisi, üçüncüsü derken film, seriye dönüştü; iyi de oldu :) Testere 3’e gelince: Filmin çoğunu gözlerim kapalı seyrettim :) Artık adamlar olayı aşmışlar, daha nasıl iğrençleşebiliriz deyip ellerinden geleni yapmışlar. Midemizi yerinden oynatan inanılmaz görüntüler, tüylerimizi diken diken eden sesler vs. Filmin sonundan da anlaşılıyor ki Testere 4 yolda! İşin ilginç tarafı Testere serisine hayranım filan ama filmi seyrederken içim kaldırmıyor, dehşet korkuyorum ve çoğu sahnede gözlerimi kapatıyorum :) Yarım yamalak seyrettğim bir filme de para ödüyorum :)

MEHMET ALİ ERBİL, YENİDEN DOĞMAYA MI HAZIRLANIYOR?

Testere başlamadan önce vizyona girecek sinema filmlerinin reklamları vardı. Bunlardan biri de “Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu” filmi. Cüneyt ARKIN ve M.Ali ERBİL başrolde. Fragmanlara bakılırsa M. Ali ERBİL, TV ekranlarındaki “don indirme” rezaletinden sonra Çarkıfelek‘in bile düzeltmeye yetmediği imajını sinema filmiyle yerine getirmeye çalışıyor. Sadece birkaç dakikalık reklamda G.O.R.A‘yu görür gibi oldum. Gibi değil, görüntüler vs neredeyse aynı. G.O.R.A film stüdyosu ya da dekorları bozulmamış da, sanki yönetmen Kartal TİBET‘e hibe edilmiş gibi görünüyordu. Kırk yılda bir, harika bir uzay filmi çektik ya, bunun da furyası başladı anlaşılan. Babam ve Oğlum tarzı filmleri, hiçbir gerçekliği olmayan Türk filmlerine her zaman tercih ediyorum…