Halis Elciman Haklı: İftar Verecek Kimse Yok mu?

halis.elciman.com yazarı Halis Elciman

Halis Elciman, sosyal paylaşım sitelerinin blog mlog bırakmayan etkisine rağmen ısrarla blog tutmaya devam eden ve yıllardır takip ettiğim blog yazarlarından biri. Hatta geçen yıllarda benim KİR’li yazım ilk onun blogunda yayımlanmış sonra e-vren günlüğü’nde ziyaretçilerle buluşmuştu.

Halis’in, 9 Ağustos 2012 tarihinde yazdığı Bir İftar da Siz Verin başlıklı yazısı, benim de uzun bir süredir üzerinde yazmak istediğim Ramazan, oruç, iftar gibi konulara değinmem açısından bahane oldu. Halis, bu ülkenin bir vatandaşı ve Müslüman bir genç olarak haklı sebeplerle Ramazan’ı Continue reading →

Microsoft, Haktan’ı 2010 MSP Seçsin!

Yeğenim Haktan‘ın  2010 MSP (Microsoft Student Partners) adaylığı için istenilen video çekimlerinden iki gündür kısaca bahsetmiştim. Nihayet Haktan, montajı tamamladı ve videoyu yayına soktu. Şimdi sıra MSP adaylarının mülakat yerine geçecek bu videolarını seyredip sonuçları açıklayacak MSP jürisinde. Her konuda olduğu gibi bu çalışmada da yardımını esirgemeyen sevgili Nur‘a teşekkür ediyor; Haktan’a adaylık sürecinde başarılar diliyorum.

Aydın’da Yıllardır Niçin İftar Çadırı Yok?

Bu yazıyı yazmamın amacı aslında Türk Kadınlar Birliği‘nin Aydın şubesini tebrik etmek. Yıllardır her Ramazan büyük bir azimle iftar çadırı kuruyorlar.  Oysa Türk Kadınlar Birliği, yoksullukla mücadele eden, yoksullara hizmet götürdüğünü iddia eden bir sivil toplum kuruluşu da değil. İftar çadırı kurma konusunda aklımıza gelecek ilk vakıf-dernekler bellidir. Ama onlar ne hikmetse ortada yoklar. Aydın Belediyesi ise başkanı değişmesine rağmen Ramazan’da kılını kıpırdatmama geleneğini bu yıl da bozmadı; çok tuhaf. Sanırım Türkiye’de Ramazan’ın en az etkisini gösterdiği şehirdir Aydın.

Bir de merak ediyorum; Continue reading →

Aydın’da Ramazan

Aydın‘a Ramazan uğramaz mı? Uğrar elbet. Ramazan, dünyanın her yerine uğrar, nuruyla serilir yeryüzüne. Ama bazı yerlerde daha çok hissettirir kendini. Çünkü o topraklardaki insanlar daha bir hissederek yaşarlar / yaşatırlar Ramazan’ı.

Aydın Belediyesi yıllardır Ramazan çadırı kurmuyor. Ama 7 Eylül Aydın’ın kurtuluş kutlamalarında Bülent Ersoy ve Deniz Seki‘ye tonlarca para ödemeyi ihmal etmiyor. İki üç havai fişek atıp Aydın’ın kurtuluşunu ihtişamlı bir şekilde kutladığını zannediyor. Oysa bizim insanımız Bülent Ablalarını Star Tv ekranlarından daha güzel ve rahat seyredebiliyor :) Aydın Belediyesi neden Ramazanları ve 7 Eylül kutlamalarını böyle ihmal ediyor? Bunun iki cevabı olabilir: Ya Belediye başkanından kaynaklanıyor -ki en yüksek ihtimal budur- ya da bu konularda yeterli bilince sahip olmayan bir ekibe sahip.

Yanı başımızdaki Denizli şehircilik anlamında aldı başını gidiyor. Denizli Belediyesi iki dönemdir şehri sanki terz yüz edip sıfırdan inşa etti. Her yıl, iftar çadırları, Ramazan sokakları, meydan eğlenceleri ve diğer etkinliklerle kendisine oy ve vergi veren Denizli halkına unutamayacağı Ramazan akşamları yaşatıyor.

Neden Zengin ve Fakir Aynı Sofrada Yemek Yemesin?

Her şeyi belediye(ler)den beklemek elbette ki yanlış. Geçen yıllarda Turistik Park bahçesinde kurulu olan Genç İşadamları’nın iftar çadırı bu yıl nedense yok. Bu Ramazan sadece Menderes Park’ın bahçesinde Türk Kadınlar Birliği’nin küçük bir iftar çadırı var ki onları tebrik etmemek mümkün değil. Koca şehirde Ramazan’ın geldiğini camiilerde asılı olan afiş ve Türk Kadınlar Birliği‘nin iftar çadırından anlayabiliyorsunuz. Aydın neden bu konuda zayıf, zenginler neden bu konuda duyarsız anlamak mümkün değil. İftar çadırını sadece belediye kuracak diye bir şart yok. Ve o çadırlara sadece yoksullar gidecek diye de bir zorunluluk… Önemli olan zengini ve fakiri aynı masada aynı amaç için bir araya getirebilmek, toplumsal kaynaşmayı sağlayabilmek.

Ramazan’ın birinci haftasını geride bırakıyoruz. Aydın’ın Atatürk Meydanı’nda sözde Ramazan panayırı kurulmaya başlanmış. Magazin kültürünün ünlü isimleri için günler öncesinden dev platformlar kurulup hazır ediliyorken, belediye kendisine oy veren ve vergi ödeyen halkına ağız tadıyla bir Ramazan yaşatamayarak haksızlık etmiyor mu?